Sultan 2. Mahmut halk arasinda tebdili kiyafet gezerken bi vatandas gorur, fakir mi fakir, durumu cok kotu. Ici parcalanir yardim etmek ister, Adama cikartir altin vermeye kalkar, adam gururlu almaz altini, mahmut cok israr etsede adam kabul etmez.
Gun bitip saraya gidince aklina gelir, tez bi tepsi baklava yaptirir, her bir dilimin icine de altin koydurur. Aklinca tepsiyi gizlice adamin kapisinin onune koydiracak, adam alip baklavalari yerken altinlari fark edecek, e tepsinin nereden geldigini bilmedigi icin geride veremeyek altinlar adamin olacak. Plan guzeldir ama tutmamistir. Alismadik gotte don dururmu, fakir adam bir tepsi baklavayi gorunce hemen aklina bunlari satayim da uc bes evime para gotureyim diye gecirir ve baklavayi goturur firina satar.
Tabi mahmut takipte, bakar ki plan tutmadi, cok sinirlenir artik hirs yapmistir o adama yardim edilecek o kadar! Tez adami saraya cagirtir. Fakir adam yaka paca huzurda bulunca kendini korkar tabi. Mahmut adami tutar hazine odasina goturur, dusunsenize agzina kadar altin ve kiymetli taslalar dolu oda adam korkudan tir tir titremektedir. Mahmut der ki ey allahin adami al sana bi kurek, bunu hazineye daldiracaksin, kuregin ustunde kalanlar senindir. Fakir gariban heyecandan kuregi ters daldirir, kuregi bi kaldirir, kuregin sirtinda iki tane altin, onlar da garibanin heyacanindan dolayi ellerinin titremesiyle duserler. Bunun uzerine sultan 2. Mahmut hazretleri ellerini goge acar ve bu girdinin basligini soyler.