Ozellikle rock dersek, olmazsa olmazlardan biridir. Siradan biri caldiginda yoklugunu pek hissetmezsiniz arkada ama calan iyi ise ve kendinden bir seyler katabilecek kadar hakimse extra bir tat katar.
Aha da budur demek istedigim (senfonik kisim bittikten sonra)
Deep purple - april
youtu.be/...
esasında gitarla bir alakası olmayan, kontrbasın gitar şekline sokulmuş hali.
standart akort düzeni e,a,d,g olsa bile gitarla bir alakası yoktur. çünkü zaten kontrbasın akort düzeni de bu şekildedir.
peki kontbas varken neden bu alete ihtiyaç duyulmuştur?
elektro gitar icat edilince gitarların sesi bir hayli yükselmiş. örneğin eskiden blues konserlerinde zenci abilerimiz ve ablalarımız çıt çıkarmadan gitar çalıp şarkı söyleyen adamı dinlermiş. çünkü konuşsalar adam duyulmayacak. zaten elektro gitarın icat edilme amacı da bu.
gitarların sesi yükselince, kontrbasın sesi haliyle güdük kalmış yanlarında. tabii basçılar soluğu leo fender amcamızın yanında almış. "abi bize bir çözüm bul, bak gitaristlerin işini çözdün, bizi de gör" demişler. leo fender de 1949 yılının son günlerinde bas gitarı üretmiş ve 5 ocak 1950 tarihinde patentini almış.
bas gitarı sahnede ilk çalan kişi, 1953 yılında, monk montgomery olmuş
Sahnede "bası-versene abi bi" şeklinde esprilere maruz bırakılan muzisyendir.
Dinlediklerim arasında en iyisi, en sevdiğim ve beğendiğim kimdir diye hızlıca düşününce aklıma gelen ilk isim john paul jones oluyor haliyle (bkz: the lemon song). Sonrası geddy lee ve elbette ki jack bruce. Bu isimler tabi dinlediğim müzik türünden kaynaklı aşina olduğum bas gitaristler. Yoksa Anthony Jackson, Ron Carter, Marcus Miller diye diye uzatmek mümkün listeyi.
gitardan daha az popüler bir enstrüman olduğu için, caz müziğin gelişmiş olduğu ülkeler hariç çalanını bulmanın epey zor olduğu enstrüman. bu sebeple gruptaki gitaristlerden birisi bas gitara geçer ki ben de onlardan birisi oldum zamanında.
eğer gitarist olup da bas gitara geçmek zorunda kaldıysanız:
- parmakla gitar çalma tecrübeniz yoksa penayla çalın. sonra alıştıkça parmakla çalmaya başlarsınız. zaten ilk defa parmakla çalmaya çalıştığınızda deriniz soyulacak, kaçarı yok. kanlı kanlı parmaklarla gezeceksiniz parmaklarınız nasırlanıncaya kadar.
- akorlara eşlik etmek istiyorsanız akorların kök notalarını çalabilirsiniz. bunun haricinde genelde riff çalan bir ritim gitaristiyseniz riffleri de az çok çalabilirsiniz. ben daha çok riff çaldım bas gitarda.
- bas gitarla akor da çalabilirsiniz ama güzel durmuyor. lemmy kilmister gibi bir tarzınız yoksa çok bulaşmayın derim. sade bir şekilde çalmak bas gitarda iyidir.
- şarkının ritmine hakim olun.
bunlar ilk zamanlar için hayatınızı kurtarır ama "ben bas gitarı sevdim, artık hep bas gitar çalacağım" derseniz o zaman armoni çalışacaksınız yapacak bir şey yok.
Grup kurmak isteyen hevesli gençler arasında genelde bas gitar sevilmez.
Grubun en pasif arkadaşına itinayla bas gitar kakalanmaya çalışılır ve o efsane söz gelir:
"Kanka üzülme ya, sana da bası verelim."
(bkz: kelime oyunlu cin sözler)
Fiziksel olarak standard gitare benzeyen, pek çok müzik türünde orkestralarda yer alan telli enstürman.
Standard akort düzeni EADG, (mi la re sol) şeklinde olup. gitardan tam bir oktav daha kalındır. Genellikle dört telli olsa da beş ve altı telli varyasyonları da mevcuttur. Perdesiz bas gitarlar da vardır.
Blues, Jazz ve Rock'n'Roll türlerinde ses şiddeti giderek artan gitarlara eşlik edebilerek (ve gitaristlerce öğrenilme kolaylığından) popüleritesini kazanmıştır. Başlangıçta bu türlerde kontrabasın yerini benzer stilde çalarak alsa da, Funk ve Rock ile beraber bas gitara has tarz gelişmiştir. Genellikle ritim grubuna dahil olsa da jazz ve progresif rock/metal türlerinde solo enstürman olarak da yer alabilir. Ritim enstürmanı olarak işlevi perküsyon ile harmonik ritim enstürmanları arasındakı köprüyü kurmaktır. Ritim algısında düşük frekansların ağırlığı fazla olduğundan iyi bir bas gitaristin ritim hissinin kuvvetli olması gerekir.