gypsy swing veya hot club jazz olarak da bilinen caz türü. hot club, django reinhardt'ın çaldığı mekan olduğundan çoğunlukla hot club jazz olarak geçer ama çingeneler "yav bu bizim müziğimiz, ne hot club'ı be abi?" diyerek bu türün gypsy swing veya gypsy jazz olarak anılmasına sebep vermişlerdir. oysa bu müzik tamamen django reinhardt'ın eseridir. ondan önce böyle bir tür yoktur. "adam çingene diye illa ki çingene müziği mi olmak zorundadır, nerede müziğin ve cazın evrenselliği?" diyesi geliyor tabii insanın. sonuçta ona bakarsak caz da zencilerin müziği, beyazların yaptığına da "sen gerçek caz yapmıyorsun, sen beyaz caz yapıyorsun!" mu diyeceğiz?
genelde bu türün ritimlerinde ölçülerdeki ikinci akorlar güçlü çalınır. yani 4/4'lük bir ritimde bir akor güçsüz-güçlü-güçsüz-güçlü şekilde çalınır ki "bum-çik" gibi bir ses çıkar ortaya.
sanırım bu türdeki en popüler parça minor swing'dir.
belçika doğumlu ve çingene kökenli biri olan django reinhardt'ın başlattığı müzik akımı. müziğin çingene müziği olarak anılmasının sebebi django reinhardt'ın çingene olması değildir, çingene müziğine ait elementleri o dönemde avrupa'yı kasıp kavuran swing müziği ile çok iyi birleştirmesidir. çingeneler; hindistan'dan çıkıp balkanlar, orta avrupa ve batı avrupa boyunca kendilerine yerleşim yerleri kurmuşlardır. her çingene yerleşim yerine ait tek ortak nokta ise çingenelerin müzik konusunda gerçekten maharetli olmalarıdır. çoğu kişi bilmez, flamenko da çingene müziğiyle iç içe bir müziktir. bu kez endülüs elementleri çingene elementleri ile birleştirilmiştir. orijinalinde direkt endülüs müziğidir ancak bu müziği ispanya'da ustalıkla icra edeneler iber yarımadasının güney kısmında yaşayan ve 'gitanos' olarak da anılan çingenelerdir ve kendi elementlerini de flamenkoya entegre etmişlerdir.
gypsy jazz, çok yüksek tempolu bir müziktir. ortalama bpm 190-200 civarlarındadır. genelde 2 tane gitar ve 1 kontrbas ile icra edilir. bazen bunların yanına keman (fiddle) ve akordeon da eklenir.gitarda icra etmesi hayli zordur, doğaçlama yaparken sıkışmamanız için arpeggioları (özellikle diminished arpeggiolar), bazı türe özgün ifadeleri öğrenmeniz şart. bunun yanında la pompe denen türe özgü bir ritm şekli var, bunda da ustalaşmanız gerekli. la pompe bir tane aşağı vuruş ve daha sonrasında mute yaparak icra edilen bir ritim türüdür. işin mute kısmı müziğe garip bir perküsyon özelliği de kazandırır. bundan dolayı, gypsy jazz türünde perküsyon göremezsiniz. ritim gitarlar bunu da üstleniyorlar. lead gitarın çalış tekniği de normalden biraz farklıdır. bu müzik yüzde yüz akustik bir müzik, dolayısıyla gitardan maksimum verimi almanız gerekli. olabildiğince yüksek seslere ulaşmak için de verimli bir picking tekniği edinmeniz gerekli. gypsy jazz'de teli yukarı doğru picklerken free stroke tekniği kullanılır. bu teknik rock'ta metal'de ya da blues'da kullanılan standard picking tekniğidir. ancak, asıl olay aşağı doğru picklerken kullanılan teknikte. işte burada rest stroke denilen türle iç içe geçmiş bir teknik kullanılır. eğer yeni bir tele vuracaksınız mutlaka başlangıcı rest stroke ile yapmanız gerekiyor. bu tekniğe göre ise, tele vurduğunuzda pena bir alt tele inecek. çıkan sese bakarsanız, hayli yüksek bir ses olduğunuzu göreceksiniz. aynı zamanda sağ eli gitarın köprüsüne koymazsınız. 'floating wrist' denilen bilek pozisyonu geçerlidir.
kullanılan gitarlar manouche gitar denen gitarlardır. iyi bir şey almak istiyorsanız el yapımı yaptırmaya mahkumsunuz maalesef. fakat moraliniz bozulmasın; normal dreadnought akustik gitarlarla da gayet güzel yapılıyor, bizzat denenip onaylanmıştır.