yüzyıllar boyunca ingiltere'nin en medeni yeri olmuş olan ilçesi. zamanında bir krallığa da ev sahipliği yapmıştır.
roma imparatorluğu, britanya adasını terk ettikten sonra adaya yıllar boyunca cermen halkları tarafından akınlar düzenlenmiş ve adada huzur kaçmıştır. haliyle britanya'nın en medeni bölgesi olan kent'te de huzur kaçmıştır.
bunun üzerine bölge halkı, düşmanı düşmana kırdırma politikasını izlemiş ve cermenlere karşı cermen paralı askerler satın almıştır. tabii bu paralı askerler de bizim türkler gibi teşkilatçı çıkınca, kent bölgesi de hafiften cermenleşmeye başlamıştır. kent'e gelen cermenler, akrabalarına eşe dosta da haber salmış ve onlar da kent'e gelmişlerdir. böylece britanya'nın cermenleşme süreci başlamıştır. britanya'da keltçe ve latince'nin yerini yavaş yavaş ingilizce almaya başlamıştır.
6. yüzyılın sonlarında krallık, fransa ile diplomatik ilişkiler kurmaya başlamıştır. bu ilişkinin gelişmesinde cermenlerin aziz augustinus (felsefeci olan değil, canterbury başepiskoposu olan) aracılığıyla hristiyanlık inancını kabul etmesinin büyük payı vardır. kent kralları hristiyan fetihleri yapmak için frankların altınlarını britanya'ya getirmişlerdir.
9. yüzyılda angli kökenli kabilelerin kurduğu mercia krallığı kent krallığı'nı domine etmiş ve kent krallığı da zaman içerisinde tarihin tozlu yapraklarında kaybolup gitmiştir...
roma imparatorluğu'nun britanya'da fethettiği ilk yerleşim yeri. gaius julius caesar döneminde fethedilmiştir. isminin anlamı keltçe'de "sahil bölgesi" gibi bir anlama geliyormuş. romalılar cantia demişler buraya.
Mimarlık veya planlama ihtisas alanlarında, yalnızca bildiğimiz anlamda; "sınırları belirli olarak şehir ör: yozgart" gibi kullanılmayan kavram, kavramlar bütünü.
Planlama ve tasarım süreçlerinde kent, ilgilenilen bölgeye yönelik kullanılabilir. Örneğin istanbul gibi yoğun yerleşimlerin bulunduğu şehirlerin ilçeleri üzerinden konuşulur iken mahalle bazında konuşulurken kent kavramı kullanılabilir, kentin odak noktaları ve merkezi yine mahalle üzerinden belirlenebilir. Zira ölçek küçük olsa bile kent kavramını karşılayan imgeler bu bölgelerde fazlasıyla bulunabilir.
Bu durum kelimenin anlamı ile tezat oluşturmamakla birlikte kelime kökeninin oldukça eskiye dayanması ve günümüz kentlerinin bu kapsamı daha karmaşık olarak uyguluyor olması esas farklılığı ortaya koymaktadır.
Ekleme: kent konusunda detaylı bilgiler için : (bkz: kevin lynch)
şehir. batı dillerine latince olan yurttaşlık anlamına gelen civitas kelimesinden geçmiştir. bu kelime osmanlıca'da şehir, türkçe'de kent anlamına gelmektedir.
11. yüzyıla kadar türkler'in balık olaran adlandırdığı bu yerleşim yeri kaşgarlı mahmut'un kend( kent ) sözcüğünü kullanmasından sonra Türkçeye yerleşmiştir. kent genellikle " üretme, uygarlık, zenginlik, çeşitlilik " gibi pozitif anlamlar ile kullanılmaktadır.
ilk kentler mezopotomya bölgesinde ortaya çıkmıştır. bunun nedeni ise gelişmiş olan sümer toplumunun tarımdan elde ettiği artı ürünü daha kolay saklamak, daha çok üretim yapmak ve teknolojik olarak ilerlemek amacıyla ortaya çıktığını söyleyebiliriz. ilk çağda ortaya çıkan bu yerleşi yerleri " sulak" ve "verimli" topraklar üzerinde olmuştur. zaman içerisinde kentlerin nüfusları artış göstermiştir çünkü tarımsal üretimin, teknolojik ilerlemenin, ticaretin yoğun olduğu yerleşimleri olmakla ile birlikte can ve mal güvenliği de üst derecede olmuştur.