İnsanı anlamlaştıran en önemli eylem olarak algılıyorum. Öyle ki bir bebeğe doğru şekilde yaklaşmak için bile sürekli kitap okumak gerekiyor. Kitaplar düzenli olarak okunduğunda farkındalığı sağlayan en önemli eylem olarak karşımıza çıkıyor. Ne konuştuğumuz kitap okuduğumuz zamanlarda daha anlamlı hale geliyor. Bizi değerli kılıyor hareketlerimizi daha bilinçli atmamıza sebebiyet veriyor. bunun gibi pek çok nedenle bağlıdır ki okumak en önemli eylemlerimizden biri olmalı, olmaya devam etmeli.
Bir şeyleri anlama kapasitesine sahip olduğumdan beri sürekli duyduğum ve hâlâ bir mesleğe sahip olamadığım için kafama çekiçle vurulan kavram, fiil. Oku adam ol, oku sürünme, oku maaşın olsun... Böyle böyle gider duyduğum örnekler. Bu tip okuma önermelerini ben, hani İlkokula gidersiniz illaki olmuştur. polo yaka tişörtünün veya mavi-beyaz renklerdeki gömleğinin ön cebine sigara çakmağını sıkıştıran öğretmene benzetiyorum tamam okumuş ama fer yok, ruh yok. Basmakalıp ifadelerle okuduğunu aktarma görevi olduğu gibi. içinde hiçbir yaşanmışlık olmayan içi boş ifadeler. Belki böyle yetiştiğimiz için çoğu zaman haz almıyoruz kafamız okurken bir ton yük çeker gibi oluyor. Okumayı sevmek için kendimizi vinçle çeker gibi okunabilecek herhangi bir metnin önüne çekiyor mazosiştlik yapıyoruz bir nevi kendimize.
Diğer bir okuma örneğide ctrl c+ ctrl v okuması noktası virgülüne aynı şeyi okuyunca o görüşe sahip olunur mu veya biz zeki mi oluruz ? Gerçekten yazarın ne dediğini anlar mıyız? Hiç eleştirel bakmamalı mıyız? Bu tipi de genelde yüksek lisansçılarda görüyorum şeklen iyi, dil olarak da iyi yanlız özgünlük yok bununda eksiği patlıcanın dalkavukluğuna çıkıyor. Bir yerlere kadar geliyorsunuz fakat sadece geliyorsunuz belki maaşınız daha iyi oluyor gram güncelliği yakalamıyorsunuz. "Anadolu'nun kapılarının Türklere açılması" tanımlaması gibi. Doğru fakat bayıcı. Bu örnek ilk verdiğim örneğe giden sürecin başlangıcı kendi içinde bir kısır döngü.
Okumak nedir yani tam olarak?
Ben de bilmiyorum, bilsem belki ben de çok iyi bir okuyucu olurdum.
Belki biraz para kazandıran, biraz sevdiren, biraz eğiten-öğreten, biraz hayata dokunuş katan biraz da kendinden sonrasına kapı açtığı için aksak adımlama yöntemidir, en dar anlamda. Öyledir yani belki.
Yediğimiz bir yemeğin yanına veya yemeği yedikten sonra güzel bir bira patlatmak gibi bir şey. Biri hayat sürmen için gerekli enerji öbürü daha keyfi yorum yani zaruri değil ama güzel mayhoşluk ve haz verir onun gibi.
yazıya dökülmüş iletişim veya anlatım şeklinin kişi tarafından göz veya diğer algı yöntemleriyle alınması ile gerçekleşen olaydır. kelime olarak basitmiş gibi görünmesine veya kullanılmasına rağmen aslında içeriğinde anlamak, farkında olmak, düşünmek, hayal kurmak gibi bir sürü eylemi de beraberinde getirmesi gereken ateşleyici bir eylemdir. diğer anlamı ise belirli bir konu üzerine yoğunlaşmış eğitim veren kurumlarda öğrenci olmak anlamına da gelir.
Okumak eylemi, kelimelerin göz önünden ard arda geçirilmesi ve zihinde canlandırdıklarından ibaret değil. Derinlemesine analiz etme, muhakeme yapma, büyük resmi görme, gerçeği görme, doğru şekilde değerlendirme, vb. şeklinde ifade edilebilecek anlamları ne yazık ki çoğunlukla ya bilinmiyor ya da göz ardı ediliyor. İster hayranlık duyulsun, ister nefret edilsin Batı medeniyetinin (her ne kadar mevcut birikiminin önemli kısmında başka kültürlerden esinlenmiş olsa da) bugün itibariyle Doğu medeniyetini gölgede bırakmasının belki de en önemli nedeni, Doğu medeniyeti mensuplarının ve özellikle İslâm coğrafyasının bu konudaki asırlar öncesinden süre gelen aymazlığı, ihmali, yetersizliğidir. Işık doğudan yükselir sözünün günümüzde ne kadar geçerli olduğu malum. Işık belki doğudan yükselmiş ama daha çok nereyi aydınlatıyor diye düşünmeli artık. İslâm dininin kutsal kitabının inen ilk ayetinin "Oku" diye başlaması rağmen, pratikte bu görüntünün yaşanıyor olması, üzerinde düşünülmesi gereken traji-komik bir durumdur.
Dinimiz okumayı sadece bir kitabın yapraklarını çevirerek yaptığımız bir eylem olarak görmez.Kainatı okuyabilirsek insan hangi amaçla bu dünyada olduğunun farkına varacaktır ve bu en büyük farkındalıktır.
okuduğumuz şeyin içeriğinden bağımsız olarak, tek başına kafa çalıştıran bir eylem. bir kağıdın üstünde kara kara lekeler var şekil şekil. bunlara bakıyorsun. daha önce üzerinde anlaşılmış ve her biri bir sesi temsil eden bu şekilleri zihninde birleştiriyorsun, konuştuğun dilin kelimelerine dönüşüyor. bu yalnızca insanın yapabildiği bir şey. önemli değerli bir beceri.