galiba en önde gidip bayrak sallayanı benim bu tiplerin. düşünüyorum, 2000 yılından beri sözlük yazarlığı yapıyorum. yazarlık kesmedi moderatörlük yaptım. moderatörlük kesmedi arkadaşlarla sözlük açtım. bir tipin hayatı daha ne kadar sözlük olabilir ki?
asosyal miyim? bilmem. belki biraz. çünkü çevremde zekası benimle muhabbet etmeye yetecek insan sayısı oldukça az. kainatın gözünde insanlık tarihinin değerinin bir sineğin ömründen daha kıymetsiz olduğunu kavrayabilen insan sayısı daha da az. işte belki o yüzden sözlük gibi mecralarda kafası biraz olsun çalışan kişilerle temas kurmaktan hoşlanıyorum.
bu arada sosyal olmayı çok matah bir şey sananlara da ayrıca kıl kapıyorum. çözdüğünüzü sanıyorsunuz değil mi dünyayı ve her şeyi? oysa "there is no spoon"
boş zamanlarını kimseye bulaşmadan kendi hallerinde bir yerde geçirmeyi tercih ederler. hayatlarındaki başarısızlık ve mutsuzlukları sözlüklerde ego
tatmini ile geçirenlere göre çok daha zararsız tiplerdir.
elbette tüm hayatlarını herhangi bir yere göre yaşayan insanların durumu biraz üzücü görünebilir dışardan bakınca fakat böyle insanlara da çok bilinçli olanlar(!) yardım eli uzatabilir sanırım.
"gerçek" hayatlarında söyleyemedikleri her şeyi sözlüklere aktaran insanların; sırf boş zamanını burada geçiriyor diye zararsız insanları "asosyal" olarak yaftalamaları bana pek doğru gelmiyor.
bu biraz şey gibi patronundan azar işiten bireyin eve gidip eşine kızması; eşin çocuklarına kızması; çocukların okuldaki arkadaşlarına tepki göstermesi...
böyle uzuyor işte.
asosyal demeden önce birazcık tanıma dikkat etmek gerekiyor.
sözlük bir topluluksa; topluluğa dahil olan bireylerin asosyal yaftası yemesi tuhaf.
eğer bu şekilde bir asosyal tanımı var ise; hepimiz asosyaliz, selam^^
sözlükte çok takılanlardan farkı hesaplarını micromanagement manyağı yapıp haftalar aylar boyu girinin, yorumun, oyun, dıdının dıdısına takmaları olması gerek. bu tip işlere hususi kafa yoran bir patoloji... "hayatı olmuş" lafından bundan azını anlamıyorum ben.
benim de sözlük günde sekiz saat açık ama bir yazılan öbür gün umurumda olmuyor artık. peki neden hep açık? o kadar saat toplantıdayım ya da toplantı hazırlığındayım. sırf iki takım kavga etmesin diye koca koca tiplere bekçilik ediyorum. kim ne demiş alakam yok. ses yükselemiyorsa bir kelimesini dinlemiyorum. asosyalin bayrak koşturanıyım şu müşterilerle. zaten allah bunlarla başka türlüsüne muhattap etmesin.
eleman var gün boyu kendine notlar alıyor. öbürü büyüme atağında bir koyuyor 10 tane tematik giriyor. bunların sözlük ötesi hayatı olduğunu tahmin ediyorum. yazdıklarından pek asosyal titreşimi vermiyorlar.
doğu toplumlarında rastlanması olağan tiplerdir. çünkü bu toplumlarda her yerden baskı yersiniz. hele ki çin, kore ve japonya'da bu baskı daha beterdir. türkiye'deki baskı çoğunlukla din temelliyken, bu ülkelerde baskılar sosyal hayat temellidir. bu sebeple daha da sıkar insanı aslında. japonların bazen saykoya bağlaması, zevk için cinayet işlemesi, yamyamlık yapması da biraz bundandır aslında.
asosyalden çok insanlardan bunalan birisiyim ben aslında. çevremde hiçbir zaman istediğim türde insanlar olmadı. ailemin dini baskısı altındayım. türkiye'deki insanların büyük bölümünün de çakal olduğunun farkındayım.
bu sebeple bana "insanları beğenmiyorsun" diyorlar ve kibirli biri zannediyorlar. ama çevremdeki insanlar beğenilmeyecek türdense ben ne yapayım? hatta annem geçenlerde "askere gidince orada da insanları beğenmemezlik yapma" dedi.*
ama şu var ki, belki biraz fazla alakasız konularla ilgileniyor olabilirim. belki japon dili mezunu olarak kendimi asya dillerine daha çok adamam daha mantıklı bir adım olacaktır. ama bir yerde de cidden bunalıyor insan.
mezuniyet tezini bile antik japon edebiyatı ile avrupa sanat müziğini birleştirerek yazmış birisi için de "alakasız konularla ilgilenmek" lafı biraz abes oldu ya neyse.*
bu arada covid salgınının sözlüğe fazla vakit ayırmamdaki katkısı da büyük oldu. bütün planlarımın içine etti sağolsun. normalde benim şu an yüksek lisans tezimi vermiş falan olmam gerekirdi.
Bazen gerçekten anlam veremediğim olay.
Hadi bazı günler canın sıkılır yazarsın durmadan vs de tüm hayatı sözlükmüş gibi "sözlüğün gelişimi çok önemli" mottosunu içselleştirip kutsalı hale getirenler gerçekten psikolojik rahatsızlığı olan insanlar bence.
Yazarsın geçersin ama abartmayın dostlar.
Not: gelsin eksiler sjdjsjdkskd