-
subset games tarafından başlangıçta bir kickstarter projesi olarak ortaya çıkarılan ve hedeflenen 10 bin doların 20 katını çok kısa bir sürede topladıktan sonra geliştirilip piyasaya sürülen 2 boyutlu, turn-based, indie uzay simülasyonu.
oyunun amacı 8 sektör boyunca geminizi dengeli ve mantıklı bir şekilde geliştirmeye çalışıp hayatta kalmak ve bu geliştirmelerle asıl savaşa * hazırlanmak. keyifli bir strateji oyunu. aynı zamanda multi-task, management, indie tarzlarını sevenler için bulunmaz bir nimet. an itibariyle steam summer sale ile indirimde.
-- spoiler --
arkada güneş varken bir korsan gemisiyle savaşmaya başladığınızda adamların gemisi tam da parçalanmak üzereyken oksijen odası aniden alev alır, o sırada korsanlardan 2 eleman teleport kullanarak gemiye gelip reviri dağıtırlar. bir yandan onları yok etmeye çalışıp bir yandan çıkan yangını söndürmeye uğraşırken alevler kalkan odasına sıçrar. tamir edecek adamlardan ikisi oksijensizlikten, bir tanesi de yanarak can verir ve sadece bir tane kaptan ile nafile bir savunma girişiminde bulunursunuz. sonrası malum
-- spoiler -- -
Uzay bilim kurgu türünü seviyorsanız başından kalkamayacağınız bir oyun. Her başladığınız da evren yeniden rastgele kuruluyor ve asla birbirinin aynısı olmuyor. bu bile oyunun ne kadar sağlam yapıldığının göstergesi. Oyun sizin secimlerinizle taktiklerinizle ilerliyor ve her seferinde geminizi başka şekilde donatıp başka taktikler uygulayabiliyorsunuz. Ve oyunun soundtrackleri o harika atmosferi size yaşatıyor.
Oyunun en güzel yanı ise kriz anı yönetimi. Şöyle ki bir asteroit yağmurunun altında düşman gemisi ile savaşıp saldırı planlarken geminizin bir anda herhangi bir yerinde patlamaya, yangına veya sızmaya maruz kalabiliyor olmanız size kafayı yediriyor ama hepsini atlatmanız size gerçekten zafer hissiyatını veriyor.
Hikaye kısmı biraz zayıf. Asi ordusundan elde ettiğimiz bilgiler ile düşman ana gemisinin bilgilerini öğreniyoruz bu bilgiyi ana üssümüze götürüp orada asi ordusunu yenmek amacımız. Bu görevi de 8 sektör boyunca ilerleyerek yapıyoruz. Normal zorluk derecesinde bile ana üssü görmek çok zor. Kolayda başlanılması iyice öğrenilmesi gerekiyor.
Oyun steamde 4.50tl bence mutlaka kaçırılmaması gereken bir oyun pişman olmazsınız.
store.steampowered.com/...
Ayrıca ne zaman böyle indie oyunların başlığını açmaya gelsem hep the fool tarafından açıldığını görüyorum ben açamadım üzülüyorum. -
2012'nin sonlarında piyasaya sürülmüş mini rts* oyunu. tam adı ftl: faster than light. 2014'te çıkan ftl: advanced edition'la birlikte oturduğu tahttan uzun süre inmemiş, nefis oyun.
indie oyunlarının genelde kolay olduğu, hikayelerinin kısa, oynama sürelerinin de birçok oyuncuya yetersiz geldiği eleştirilerine verilmiş en sert tokat ftl olabilir. yapımcı ve dağıtımcısı "subset games"'in ftl'in yakaladığı müthiş başarıdan sonra 2018'de satışa sunduğu into the breach de uzun bir süre tbs* türünün en iyi indie oyunlarından olmuştu. justin ma ve matthew davis ftl'le birlikte koydukları çıtayı geliştirdikleri her oyunla birlikte indie oyunları içinde zorlamaya devam edecekler gibi görünüyor.
"benim elim ayağıma dolanır, strateji oyunlarında fena sıçarım" diye düşünenlere göre bi' oyun ftl çünkü kaybetme üzerine deneyim kazanmanız gerekiyor. 8 sektör geçmeniz oyunu kazanmak anlamına gelmediği gibi, bu 8 sektörde sadece gezinip vakit harcamanız da doğrudan oyunu kaybetmenize neden olacak. oyunun temel mantığı, son boss olan dev asi gemisini alt etmek. bu 8 sektör boyunca yapacağınız tek şey de, son savaşa hazırlanmak olmalı. yoksa, onlarca ve hatta yüzlerce kere baştan başlayıp sinir krizleri geçirdikten sonra oyunu silersiniz.
birkaç ipucu vereyim. benim oynadığım ftl: advanced edition hali, normal ftl'den çok daha zormuş. ftl'de zorluk seviyesi 2'yken (easy ve normal), advanced'te 3 (hard da var, evet). oyunu sadece easy seviyesinde bitirmek bile birkaç gününüzü alabilir.
- oyunun temel dinamiği karşıdaki savaş gemisine sürekli ateş açabilecek donanıma sahp olmak. yani, sadece lazerlerle bu iş olmuyor. karşı geminin kalkanını bir süreliğine de olsa devre dışı bırakmak hem kendi geminizin fazlaca hasar almasını engeller hem de sürekli ateş açabilen lazerlerin kalkansız gemiyi paramparça etmesinin önünü açar. hem savunma hem de hücum işte. ancak, sadece "ion blast" ve "burst laser"larla oyunun hakkından gelmeniz mümkün değil. illa ki roket de atmak lazım ki, karşı gemi ölsün. evet, roketsiz onlarca kere denedim, hiçbirinde muvaffak olamadım.
- kaybetmekten sıkılmamanız lazım. onlarca kez kaybedip oyuna baştan başlarkenki heyecanı yaşamaya devam etmelisiniz. eğer kaybetme serileriniz arttıkça sıkılanlardansanız, ftl size göre bi' oyun değil. oynamayın.
- her ne kadar rts oyunu olsa da, savaşlar sırasında oyunu durdurup plan değişikliği yapmanız mümkün. aslında mümkün de değil, şart bu. oyunun başından sonuna kadar aynı stratejiyle devam ederseniz, yapay zekanın karşınıza çıkardığı gemi çeşitleri sizin değişmez taktiğinizi alt etme üzerine olacaktır. mesela, roketsiz, dronesuz devam ediyor ve karşı geminin önce kalkanını etkisizleştirip ardından lazerlerle içinden geçmeye çalışıyorsanız, 5. veya 6. sektörde karşınıza gelen gemilerin tamamında "teleportation" olacak. böylece, kalkanı ve savunmasıyla dışarıdan uğraştığınız rakip, sizi içeriden çökertmeye başlayacak. ya dengeli bi' strateji bulacaksınız ("ion blast"ların hedefini her atıştan sonra değiştirmek, lazerleri sadece silahlara değil, motora ya da oksijen sirkülasyonu odasına yöneltmek gibi) ya da mürettebat sayınızı fazla tutacaksınız (kalkan, motor, pilotaj ve silah odalarında birer olmak üzere 4 mürettebatla kendinizi sınırlamayacaksınız).
- mürettebat sayısı mühim. sadece 4 kişiyle sınırlandırmanız, geminizin içindeki istilacılara ya da yangınlara müdahale hızınızı minimuma indirecektir. 4 mürettebat odalarında çakılı kalmak zorunda. onları yangına ya da istilacılara koşturmanız hem hücum hem de savunmanızı dengesizleştirecek, stratejinizin çatlakları ortaya çıkacak, üzüleceksiniz. bu yüzden, 6-7 mürettebat edinmeye bakın. boştaymış gibi görünen 2-3 mürettebat sürekli bir odada durmak zorunda olmadığı için sadece gemi içi anlık sorunlarla baş edebilecek mürettebatlar hayatınızı kurtaracak. 8. sektöre 2 mürettebatla onlarca kere girmek zorunda kalmış, hepsinde de hezimete uğramış biri olarak 6-7 mürettebatın şart olduğunu yazabilirim.
- oyunun ticaret değeri olan hurda* her şey demek değil. bazı noktalarda değiş-tokuş imkanlarından yararlanmanız şart. dronesuz bir gemiyi yönetiyorsanız ve stratejinizi de lazer-ion-roket üzerine kurduysanız, drone verip hurda aldığınız takasları kaçırmayın. yapay zeka özellikle 5.-6. sektörde temel stratejinizi çözmüş oluyor. takas imkanları son birkaç sektörde karşınıza daha az çıkacak veya hiç çıkmayacak. aklınızda olsun.
- oyunun kalkan ve manevra* kısımları ayrı ayrı önemli ama özellikle birine yüklenmek istiyorsanız tartışmasız olarak kalkana yönelin. manevra kabiliyetini %50'nin üzerine çıkarabildiğim hemen hemen bütün oyunlarda gene hezimete uğradım. kalkanı 4 kademe yaptığım oyunların da çoğunu bitirebildim. illa ki birinden birini seçecekseniz, kalkanı ön plana çıkartın.
- özellikle son sektör canınıza okuyacak. bu yüzden hazırlıklı olmak çok önemli, evet ama dahası, sabırlı olmak zorundasınız. son boss olan asi gemisiyle olan savaş, tam olarak "durdur-oyna-durdur-taktik değiştir-oyna-durdur-durum kontrolü yap-oyna" şeklinde geçecek. kötü bir haber de vereyim size: son gemi karşınıza 1 kere çıkmayacak. bu yüzden "kamoon!" özgüvenini cephane, mürettebat ve sistemler üzerinden desteklemiş olmaya bakın.
- mürettebatın özelliklerini iyi okuyun. sadece insanlardan ya da sadece mantis veya zoltanlardan oluşan gemilerin hepsinin bir dezavantajı oluyor. zoltanlar cansız, mantisler onarım yapamaz, insanlar yangınlara müdahalede yetersizdir. mürettebatı çeşitlendirmek farklı sorunlara kolay çözümler bulmanızı sağlayacak. mürettebata yeni katılan elemanların isimlerini değiştirip daha kolay anlayabileceğiniz kısaltmalar verebilirsiniz (mantislere "döv1", "döv2", zoltanlara "sistem1", "sistem2" gibi). panik anında çekici değil, bu kısaltmaları kullanırsınız.
kaybetmeyi sevilebilecek bir olguya dönüştürüp uzun sürelere yaymış menajerlik oyunlarına aşinaysanız, her ne kadar farklı türde olsa da, ftl gibi indie oyunlarını sevme ihtimaliniz hayli yüksek. hiçbir guide falan okumayın bence, doğrudan kaybede kaybede öğrenin. kendinizin ürettiği taktiklerin aynısını başkalarının da yaptığını görünce gururlanacaksınız.
edit: gözüme çarpan yazım yanlışlarını düzelttim. -
uzay temalı mini rts* oyunlarının en iyilerinden biri olma gururunu 10 yıldır sürdüren aşmış oyun. aynı anda birkaç şeyi yapabilme yeteneğinizin (multitasking) ne boyutta olduğunu keşfedebilir, yapay zekanın sizin eksikliklerinize cuk oturan düşmanları üzerinize boca etmesine ağız dolusu küfürler edebilir, 8. sektördeki "the last stand"'in bitmek tükenmek bilmeyen 3 turunu her gördüğünüzde "hay babanın şarap çanağı be" diye meleyebilir, lazerlerin orta tombiği ama en sevileni burst laser 2 'yi oyunu kaybetme pahasına savunabilir, oyunun advanced edition'ında sürekli karşınıza çıkmak için fırsat kollayan, oksijensiz yaşayan, hurda* avcısı lanius ları yakarak ve boğazlarını keserek öldürme planları yapabilir ve hepsinden önemlisi de, kendinizi "federasyonun dediği olur, isyancıların hepsi ölecek ulan!" diye nara atarken bulabilirsiniz. bunların hepsini bi' into the breach'te (en iyi mini rts oyunlarından biri o da) bi' de heroes of might and magic iii'te (bana göre halen en iyi rts oyunu) yaşamıştım. yıllardır da, ftl oynarken aynı orgazmik heyecanları yaşıyorum.
başlıktaki diğer girdime de baktım. oynanışla ilgili güzel ipuçları vermişim ama yıllar içinde oynama alışkanlığım da fena halde değişmiş, bunu anladım. onları yazayım, okuyan olursa (ki hiç sanmıyorum) kafası iyice karışsın.
- oyunu oynamaya yeni başladığım zamanlarda sıklıkla "ftl'i o kadar uzun süre oynayacaksınız ki, bir süre sonra hep aynı gemi ile başlayacaksınız çünkü ona çok alışmış olacaksınız" yorumları okumuş ve "hastre, bütün gemileri kullanılırım ben" demiştim. gerçekten de, oyundaki bütün gemileri (type a, b ve c'lerinin bütün farklı renk ve mühimmatlarıyla birlikte bütün gemileri) oynanışa açtıktan sonra, sadece kestrel'in kullanımdan kaldırılmış*, tam bir hurda görünümündeki a versiyonu yla oynadım hep. az odalı, bütün açılardan hasar almaya açık, "bi' artillery beam 'im olsa, içlerinden geçicem hepsini ama yok ki" sayıklaması olan bir savaş gemisi bu. ilmek ilmek oyarak 4 "burst laser 2" ile "the last stand"e gelip "millennium falcon'um benim be" diye mırıldanarak sigara yaktığımı bile hatırlıyorum =) demem o ki, ne kadar uzun süre ftl oynarsanız, bir gemiye bağlanma ihtimaliniz o kadar fazla olacak. duygusal bağ mı, yoksa geminin içindeki bütün ayrıntılara (hava boşaltma kapılarının, oksijen sirkülasyonu odasının, ilk yardım odasının yerleri gibi) tam anlamıyla gözü kapalı olarak hakim olmanın getirdiği bir öz güven patlaması mı; bilmiyorum.
- hangi silahlarla savaşma stratejinizi belirleyeceğiniz bir süreden sonra sabitleşiyor bence. diğer girdide neredeyse bütün stratejileri yazmışım, oradan seçip beğenip alabilirsiniz. bence lazerleri en az 2 tane olan, mümkünse 2 de flak (gözlerinizi bozmayan, daha küçük hali de var şurada . önerilen bu taktikleri de aşağıda irdeleyeyim bari) barındıran bir yapılanmayla içinden geçemeyeceğiniz isyancı pislik gemisi yok bence. 2 ya da 3 kademe kalkan* ve %30'lardaki manevra* kabiliyeti ile en azından "the last stand"'e kadar gelebilirsiniz. benim taktiğim sürekli lazerleri kullanmaya bağlı oldu gibi. gözümün bir de roket sayısını kontrol etmesini sevmiyorum.
- yukarıdaki taktikler fena değil aslında. benim lazerli, flakli taktiğe "top tier but boring" demişler ama halberd beam denen canavarın ateşe hazır olma* süresi 17 saniye aga. bu 17 saniyede 2 roket, bi' de lazer yersin. ikinci taktikte hull laser 2 var. 15 saniye bekleyerek 3 vuruş yapar. denk gelirse de, çoğunlukla geminin zeminini* parçalayıp atar. fena değil bu ama diğer 2 beam ("energy cannon" ve "harbringer") lazerin kalkanları delemediği zamanlarda kös kös bekleyecek. 15 saniye çarpı 3 desek, 45 saniye bunların ateş etmesini beklerken kafamıza hermes ya da breach füzesini 3 kere falan yeriz. ne hull kalır ortada ne de silah odası. gene çok büyük zaman kaybı bence. üçüncü ve son taktik de, biricik "burst laser 2" ile birlikte "swarm missile" ve "minelauncher". swarm sürekli yükleyerek 3 füze gönderebiliyor 21 saniyede. sürekli bi' bekleme ve hazırlıklı olma taktiği bu bence. ayrıca swarm deli gibi roket kapasitesinden yer, sürekli atamazsın yani (tutturamadıklarını da düşünürsek, 3 turda 9 füze eritir. bence çok fazla). bunları gördükten sonra benim "laser+flak" taktiği hiç de fena görünmüyor gözüme halâ.
ftl, steam'de anlık olarak 18 lira . içinde illa ki "advanced edition"'ı da vardır ("the free expansion, ftl: advanced edition, is available now" diyormuş zaten). advanced'in üstüne, bir de "captain's edition" çıkmıştı. onda da gırla farklı senaryo yüklemişler, oynanış biraz daha karmaşıklaşmış. ben kurmadım ama youtube aramalarında bile nasıl yükleyeceğinize dair yol gösteren video var. biraz bakınarak onu da kurabilirsiniz. "captain's edition" hakkında bilmeniz gereken en önemli şey, dlc'nin uyarı notu: "the hard difficulty setting is not recommended". diyor ki, "biz öyle bi' dlc yaptık ki, zor modda oynarsanız, pc'yi balkondan aşağıya atarsınız. yapmayın bunu. ya bunu kurmayın ya da kuracak kadar rekabetçiyseniz, paşa paşa normal modda oynayın". bunu okuduğum zaman ben balkona bakmış ve kurmamıştım. karar sizin.
kendine not: bi' ara into the breach başlığını da doldurmak lazım.
edit: yazım yanlışlarını düzelttim.