İlk önce Derin bir nefes alalım, biraz bekleyelim. O sırada düşünelim bir hediye neden alınır?
Kime alınır? Sevmediğin, değer vermediğin birine hediye alınır mı? Sevgiliye alınır, arkadaşa alınır, aile üyelerine alınır. Değer verdiklerine alırsın hediyeyi. Hediye, hediye aldığın kişiye karşı beslediğin duyguları somutlaştırmaktır. 5 duyu organına hitap edebilecek duygudur, değerdir. Sevmediğin birine de hediye alırsın elbet fakat ne kadar sevmiyorsan o kadar değersiz / özensiz olur o hediye.
Hediye aldıysanız hemen götürün verin asla zaman geçmesin. Hani derler ya ölümlü dünya diye... ( başka şeylerde olabilir tabi) Sonra çok pişman oluyor insan. Elinde hediye, gözünde yaş, boğazında düğümle kala kalıyor.
Duyguları somutlaştırmak çok zordur bana göre. Hani derler ya mutluluk paylaşınca çoğalır diye, aynı şey duygular içinde geçerli. Ve somutlaşmış duyguyu paylaşmak çok daha kolaydır. Kendini şekilden şekile sokmak zorunda kalmazsın.
Verilemeyen hediye diyorduk. Hediye vermek mutlu eder, hediyeyi verememek mutsuz etmez belki ama mutlu da etmez. Hediyeyi alamayan kişinin daha mutlu olamayacağını bilmek sizi mutsuz eder. Bir daha mutlu olamayacağını, gülemeyeceğini bilmek söker en delikanlı insanın bile yüreğini.
Söktüler benim yüreğimi. O kadar canım yandı ki, acaba ayrılırken aramızdan o da bu kadar acı çekti mi, diye düşünmekten alamadım kendimi. Düşünürken aklımdan geçen her kelime için on göz damlası düştü gözümden. Veremediğim hediyeyi düşününce bir hıçkırık başladı. Bende annesine verdim hediyeyi, zaten yıkılmış olan annesine son vuruşu ben yaptım herhalde. Oğlum diyerek bana sarılışını asla unutmayacağım. Aslında yattığı yere bırakacaktım hediyeyi ama yüzüm yoktu onu ziyaret etmeye. O an onun yanında olamadığım için. Hala daha yattığı yeri bilmem.
Hediyeni veremediğim için özür dilerim güzel insan, iyi oğul, harbi dost. Can dostum, kardeşim...
Velhasıl bir hediye alıyorsanız verin gitsin yahu iyi veya kötü fark etmez. Sonra size dert olabilir.
Sevgiliyle ilk buluşma için alınan, akşama kadar sırt çantasında taşınan fakat verilemeyen hediye de buna dahildir. Masanın üzerinde bana bakıyor şu an. İşte bunlar hep çekingenlik. İnsan aldığı hediyeyi vermeye çekinebiliyormuşsa demek.