1. egolardan arınmış olmaktır. yardıma ihtiyaç duyduğunda yardıma ihtiyaç duyduğunu itiraf edebilmektir. yardıma ihtiyaç duyana, o an kendin yardıma ihtiyaç duyanlardan olsan bile, yardım etmek için çabalayabilmektir. içinden ağlamak geldiğinde ağlamak, içinden gülmek geldiğinde gülmektir gerçek güç. kendin olabilmektir.
    #3084 larden loughness | 8 yıl önce
    0kavram 
  2. sanıyorum gerçekte gücün ne olduğu olabilecek en basit anlatımıyla game of thrones dizisinde gösterildi...

    şöyle ki: www.youtube.com/...
    #68068 larden loughness | 7 yıl önce
    0kavram 
  3. star wars evrenini oluşturan metafiziksel nesne.

    kullanmak için midi-chlorian'a ihtiyaç vardır. bir canlının midi-chlorian sayısı ne kadar yüksekse güç'e o kadar hakim olur.

    hoşlanılan kızın eteğini kaldırmaktan (force pull veya yerine göre force push) tutun da yaşam oluşturmaya kadar bir çok atraksiyon yapılabilir kendisiyle.

    frp evrenlerinde büyücülerin kullandığı mana'ya benzer ama mana sadece büyücüye özgü iken, güç tüm canlıları sarar.
    #68069 touma seguchi | 7 yıl önce
    0kurgusal kavram 
  4. güçlü olmak için gösterilen şiddetli çaba, bir insanın eğitebilirlik derecesiyle ters orantılıdır. alfred adler
    #68207 ferrarisinisatanbilge | 7 yıl önce
    0kavram 
  5. Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet, efor.

    Örnek kullanım: Zihin gücü. Yaşama gücü.
    #103242 tdk | 7 yıl önce
    0kavram 
  6. Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, kolay karşıtı.

    Örnek kullanım: Bir sanat eserini tenkit ne güç iştir! (A. M. Dranas)
    #103244 tdk | 7 yıl önce
    0kavram 
  7. .

    Örnek kullanım: Kendini yatağa güç atmış ve sızıp kalmıştı. (Y. K. Karaosmanoğlu)
    #103245 tdk | 7 yıl önce
    0kavram 
  8. Sınırsız, mutlak nitelik.

    Örnek kullanım: Tanrı'nın gücü.
    #103246 tdk | 7 yıl önce
    0kavram 
  9. Büyük etkinliği ve önemi olan nitelik.

    Örnek kullanım: Paranın gücü.
    #103248 tdk | 7 yıl önce
    0kavram 
  10. Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği.

    Örnek kullanım: Motorun gücü.
    #103250 tdk | 7 yıl önce
    0kavram 
  11. Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet, devletler topluluğu.

    Örnek kullanım: Güçler dengesi.
    #103252 tdk | 7 yıl önce
    0kavram 
  12. Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli.

    Örnek kullanım: İnsan gücü.
    #103254 tdk | 7 yıl önce
    0kavram 
  13. Bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet, takat.
    #103256 tdk | 7 yıl önce
    0kavram 
  14. Bir toprağın verimlilik yeteneği.
    #103258 tdk | 7 yıl önce
    0kavram 
  15. Yeterliliğini ve güvenilirliğini kanıtlamış kimse.
    #103259 tdk | 7 yıl önce
    0kavram 
  16. Bir akarsuyun aşındırma ve taşıma yeteneği.
    #103260 tdk | 7 yıl önce
    0kavram 
  17. Birim zamanda yapılan iş.
    #103261 tdk | 7 yıl önce
    0Fizik terimi 
  18. Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, kolay karşıtı.

    örnek kullanım: Bir sanat eserini tenkit ne güç iştir!" - A. M. Dranas)
    #103262 tdk | 7 yıl önce
    0kavram 
  19. (bkz: )
    #128146 kesret | 6 yıl önce
    0roman 
  20. orta doğu coğrafyasındaki karşılığı "ülkenin neredeyse son 20 yılına hakim olmuş oluşumu kucakla, bu oluşumun üst kademesindekilerle bağlantı kurmaya çalış, ülkedeki hukuku çiğnediğinde bu bağlantılardan yararlan, hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam et" olan kavramdır.

    iki isim yazacağım; biri firma adı, diğeri kişi adı: ve . birbirleriyle alakasız bu iki ismin güç çerçevesinde büyük benzerlikleri mevcut. ülke gündeminde birkaç gün sonra unutulup gidecek ayrıntılar belki de (şahin şeker çoktan unutuldu zaten). bu isimlerin okyanusa düşen yağmur tanelerinden farkı yok elbette. bu berbat coğrafyada belli bir iq seviyesinin üzerinde olup çevresini algılayabilen bütün insanlar bu gerçeğin farkında. bahsetmek istediğim ise, gücün güç zehirlenmesi sınırlarına girmesinin aslında güce ulaşmayla olan bağlantısı.

    bu ülke insanının hayallerinde bile ara sıra karşılaştığı "belli bir maddi gelir"in üzerinde kazanç sağlayan insanlarda, sıklıkla, yukarıda değindiğim gücün insani değerlerle hiçbir kesişim kümesi olmayan sonuçlarını gözlemliyorum. bu sonuçların en çok canımı acıtanını babamda gördüğümden beri, "insani değerlere önem vermeyen (aslında, bu değerleri görmezden gelen) insanı, insan yerine görmek hatadır" düsturunu hayatıma enjekte ettim. başlarda, tatlı su hümanistliğim içine zerk ettiğim bu virüsü kabullenemedi, sık sık a düştüm. sonuçta, şimdi geldiğim noktada, doğru kararı verdiğimi düşünüyorum: bu düsturu hayat ilkesi olarak görmemek, insanın hayatına devam etmesinin önündeki en büyük engellerden biri.

    gücün illa ki maddi bir karşılığı olmasına da gerek yok. eskinin ihtiyar heyeti üyesine benzeyen, yetiştiği veya uzun süredir içinde bulunduğu küçük toplumsal yapıda söz sahibi olmuş insanın da, koca holding sahibi insanlardan pek farkı olmuyor. bir şekilde kazandığı gücü kendisinden daha aşağıda gördüğü diğerlerinin üzerinde önce test ediyor, ardından da bu güçle onları ezmeyi deniyor. bu denemenin başarısız olabilmesini sağlayan temel etken tabii ki hukuk. ancak nü uzun süredir unutmuş bu topraklarda doğuştan kör, sonradan da yaradılış özellikleri tamamen budanmış hukukun kendi kendini tek başına tekrar tesis etmesi mümkün değil. buna ben bile inanmıyorum artık.

    gücün pratiğe dökülmesinde, muhatabın bu gücü anlamadan ezilmeye çalışılması önemli. üzerinde yıllardır mobbing uygulanmasına rağmen, işini kaybetmek istemeyen işçinin de, asgari ücretle altında çalıştığı işvereni tarafından uyduruk bir neden bahane edilerek tekme tokat dövülen mekan resepsiyonundaki kızcağız da, oldukça kalabalık olan bir yolda seyir halindeyken, hamile eşiyle birlikte içinde bulunduğu aracın önü kesilerek aracının camı yumruklanan, kaportasının üzerinde zıplanan, aracının aynası büyük bir öfkeyle kırılan insanlar da karşılarındaki varlıkların güçlerini bilmiyor, bu gücün kendilerini ezmeye çalışacağını öngöremiyor. gücün, içine girdiği insanı kapkara bir pelerinle sarıp sarmaladığını da iddia etmek mümkün ama o kadar da hayalperest olmaya gerek var mı; bilmiyorum.

    özetle; gücün güç zehirlenmesi noktasına varmadan önce ortaya çıkardığı küçük sonuçların söz konusu güçten etkilenenler üzerindeki etkisi, sebep-sonuç etkisi kadar yavan. hele ki böyle satır satır anlatmaya çalışınca, 7 yaşındaki yeğenime iyiliği anlatmaya çalışıyormuşum gibi hissettiriyor. gücü göremeyen insan, karşısındakinin güç zehirlenmesiyle adeta kafayı yediğini de kestiremiyor tabii. böylelikle, kendisini savunmaya çalışmasına daha uzun bir süre olduğunu da göremiyor ve söz konusu gücün karşısındakinin bütün insani çatlaklarından dışarı fışkırmasına karşı hayretle bakakalıyor. kavgaya karışmak istemeyen insanların genel özelliği olan "kavga oluşturan elektriklenmelerde sessiz kalma" kuralı, böylesine çarpık ve taşkın bir güç karşısında etkisiz kalmaya ilelebet mahkum.

    önemli olanın ünvan, maddiyat, isim yapmış olma, popülerlik, "tanıdık dayıya sahip olma" gibi aslında oldukça değersiz ayrıntılar olmadığını; gücün taştığı çatlakların her şeyin özü olduğunu anlamayı başaranlar ise, her şeyi uzaktan üzgün gözlerle seyreden, böyle güç zehirlenmelerinde kendi kişisel güvenli alanlarını oluşturanlar oluyor. her iki tarafın da hayatın kaybedenleri olduğunu düşünüyorum. "en güzeli, her şeyi yok et mek" diye düşünmek, bu anlarda akıl sağlığının korunmasında oldukça etkili oluyor, öneririm.
    #152659 lake of the hell | 6 yıl önce
    0kavram 
  21. Sevdiğim bir söz vardır:

    güç yoldan çıkartmaz; insanın gerçek kişiliğini ortaya çıkarır.

    Güç zehirlenmesi diye bir şey yoktur diyor özünde. hepimiz aynıyız bir yerde ama gücü ele geçirmediğimiz için ortaya çıkmıyor.
    #201706 termostat | 4 yıl önce
    0kavram 
  22. teknolojik cihazlarda, cihazı açma/kapama tuşlarına verilen isim. sembolü genellikle l şeklinin ortasından başlayan ve içinden geçen o harfi şeklindedir. bu işaretin anlamı 1940'lı yıllardan gelmekte ve sistemde kullanılan 0 ve 1 işaretinin dolu/açık, boş/kapalı olmasıdır.

    örneğin ışığı açmak için tuşun bir tarafına bastığımızda (1) elektrik iletişimi açılıp lambanın yanması ve diğer tarafına basarak (0) geçirince lambanın sönmesi gibi.

    zamanla açma ve kapama tuşu aynı hareketle aynı yere basması durumuna geldikçe açma ve kapama işareti birbirine geçerek tekil hale döndü. daha sonraları da 1 ve 0 birbirinin içinden geçirilmiş halinin biraz daha yumuşatılmışı halini alarak yuvarlak ve çizgi olarak kaldı.

    kafa karıştırabilecek durumlardan bir tanesi ise şudur:
    - l çizgisi o işaretinin tamamen içinde kalırsa, aslında anlamı cihazın tamamen kapanabileceğini,
    - l çizgisi o işaretinin tepesinden dışarı çıkıyorsa, cihazın tamamen kapanmadan elektrik almaya devam edebileceğini ifade eder.
    #225454 Angel Spy | 4 yıl önce
    0teknoloji terimi 
  23. eşimin "şu hayattaki en büyük güç sağlam bir psikolojidir" şeklinde tanımladığı kavram. ben ikna oldum şahsen.

    küçükken babamı çok güçlü görürdüm, anneminse pek güçlü olduğunu düşünmezdim. babam çok zengin, başarılı bir iş adamıydı, annemse ilkokul mezunu bir ev kadını. 2000'li yılların başında babam kendi suçu olmayan sebeplerden ötürü iflas etti. ondan sonra yaşananlar ise benim kafamdaki "güç" tanımını kökünden değiştirdi.

    babam "ben bu hallere nasıl düşerim" moduna geçip kendisini yüz üstü bırakanları, yediği kazıkları, eski şaşaalı günlerini düşünerek depresyon, felç, kalp krizi gibi aklınıza gelebilecek her sağlık sıkıntısını yaşarken; o güne kadar çalışmamış, zenginlik içinde yaşamaya alışmış ve eğitimsiz annemin içinden bir buffy the vampire slayer çıktı. ne felaket yaşansa taktı kazığı belanın göğsüne, kaldığı yerden devam etti hayatına. gırtlağa kadar borç içinde, iki tane okumak isteyen kız çocuğu ve her an ölebilecek felçli bir kocası varken nasıl o kadar sağlam kalabildi hala aklım almaz. takımı maçın ilk yarısında dehşet fark yemiş, ikinci yarıya başlamadan önce soyunma odasındaki oyuncuları gaza getirici konuşmalar yapan bir koç gibi sürekli bize de güç verdi; "birlik olursak toparlanırız, her şey geçer hayatta, yaşadığın anın tadını çıkar" minvalinde konuştu durdu. koca kadın oldum -yaş 33- hala ne zaman bitik hissetsem annemi ararım. bir yolunu bulup verir bana gazı, sahaya geri yollar.

    sonuç olarak babam ölmedi, annem girdi bir işe çalıştı, kız kardeşle ben istediğimiz okulları kazandık, hem çalıştık hem okuduk, borçlar da ödendi bitti. kolay oldu diyemem ama, sonuçta her şey annemin dediği gibi oldu yani.

    düşünüyorum, o sırada annem de dağılsaydı babam gibi, 15-16 yaşındaki istenc'le 11-12 yaşındaki kız kardeşinin nasıl hayatları olurdu? ya baş edemezdik bu kadar kayıp ve yıkımla, ya da çok zor baş ederdik. her türlü çok büyük duygusal yaralarla çıkardık o dönemden. öte yandan, belki babam da annem gibi güçlü kalabilseydi çok daha az sorumlulukla ve kolay atlatırdık o dönemi.

    insanın gerçek gücü psikolojisinin sağlamlığında. annem deneyimsiz, eğitimsiz haliyle sapasağlam kaldı, bize de çok iyi bir rol model oldu. babam hala "hey gidi günler" modunda, geçmişte yaşıyor.

    para gider, sağlık gider, insanlar gider. psikoloji güçlüyse hepsi atlatılır, her şeyin yerine bir ikamesi konur, konamadığında bile mutlu olunabilir. artık benim güç denince anladığım bu: sağlam bir psikoloji.

    aynı mantıkla bence, kişinin kendine yapabileceği en büyük yatırım da psikolojisini sağlamlaştırmak üzerine olanlar. sağlam psikoloji sağlam vücuttan ve çevreden temel alıyor, ayrı düşünmek çok mümkün değil. vücudu koruyup kollayan, geliştiren, mutlu eden her şey aslında doğrudan psikolojiyi güçlendiriyor. düzenli uyku/spor/beslenme/seks, problemli insanlardan uzaklaşma, sevilmeyen işleri/uğraşları çok uzatmandan terk etme, kendi kurallarını koyup asla dışına çıkmama, en boktan geçen günde bile kendini rahatlatacak bir yöntem bulma, problem yaşadığı konuları çözme gayreti içinde olma, gerekirse uzman ya da aile/arkadaş yardımı alma ve şu an aklıma gelmeyen benzer nitelikte birçok şey mümkün olduğunca rutinin parçası haline getirilmeli, ertelenmemeli, es geçilmemeli. hayatın insanı ne zaman nereden vuracağı belli olmuyor. mesela annem senelerce kendine çok iyi bakmış, sağlıklı beslenmiş, spor yapmışken babamın midesine aşırı düşkünlüğü ve genel olarak bedenini çok hoyratça kullanmış olması, o dönemki psikolojilerini de çok etkiledi. ilk büyük darbede babamın bedeni iflas etti ve onca ameliyat, yan etkileri ve etkileşimleri muğlak ilaçlar da -doğal olarak- zaten allak bullak olmuş psikolojisini iyice alt üst etti.
    #269936 istenc | 3 yıl önce
    0kavram