30 yaşında bir sporcunun 60 küsür yaşındaki gazeteciye ki gazeteciliği sporcunun yaşından büyüktür, fiziki ve sözlü saldırısını kahramanlık olarak niteleyen insan.
Yaa arkadaş bir insan bu kadar mı akıl tutulması yaşar. Hiç demez mi ki bugün ona yarın bana, bende gazetecilik yapıyorum, yazıyorum, konuşuyorum...hergün birilerinin arkasından sallıyorum. bir tanesi de çıksa bana aynı şeyi yapsa benim halim ne olacak diye. Gözünü diktiği koltuğa oturabilmek adına her yolu deneyen bu vatandaş "türbinlerden siyaseti temizlemek lazım" diyince acaba gülünç duruma düştüğünün farkında değilmidir. Bu vatandaş değilmiydi "ben evet diyorum arda kardeş sen ne diyorsun" diyen...eee bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
haa bu arada merak eden varsa bilal meşenin yazılarının linkeri aşağıda aile, şeref, onur, gurur vs bulabilen varsa bana da haber etsin. eyyorlamam bu kadar.
"evet dediğim için beni bitirdiler" demiş. bunu kendi televizyon programında söylemiş.
bu yazıda hayatı, evladı bitirilen, işinden atılıp çocuğunun okul parası için yalvartılarak kendine saygısı bitirilen, ne bileyim memuriyet hakkı bitirilen.. yani "bitirilen" nice örnekleri alt alta yazmak için başlamıştım. gerek yok.
hayır demenin fiilen yasak olduğu , devlet memurlarının, diplomatların kurumlar içinde, feysde bağır bağır "evet" diyerek yer kapma yarışına girdiği bir seçim dönemi yaşadık. sorun bakalım "hayır"ını duyurmaya yeltenenlere ne olmuş.
yine de çoğunlukta olduğumuzu gördük. görmesem bunları da yazmazdım zaten. nasıl "evet" çıkartıldığını biliyorsunuz.
yani diyeceğim odur ki, islamcılarla çıkar için bile yan yana gelmek ezerken ağlaklık ve mağduriyet paketini otomatik getiriyormuş. bunu gördük.
Veyis ates’in programina konuk olmus, programda oyle bir ucmus ki ne soyleyecegini sasirmis. laflar agzindan dokulunce veyiscigim bile pozisyon aliyor buralar karisacak diye.
futbolculuğu döneminde talihsiz sakatlıklarla boğuşan, jübilesi üç kez ertelenen, -7 derecelik soğukta jübile yaptırılan, teknik direktörlüğü kariyerinde vanspor'u puansız alıp şampiyon yapan, spor yorumculuğu buram buram taraf kokan şeytan lakaplı futbolla ilgilenen kişi.
bugün canlı yayında asla federasyon başkanlığına aday dahi olmayacağına dair şerefi ve namusu üzerine yemin etti. anladığım kadarı ile federasyonu eleştirmesinin koltuk sevdası nedeniyle yapıldığı düşüncesinden şiddetle rahatsız olmuş.
izmir marşı meselesine de bir açıklık getirdi. kendisi, fenerbahçe olympiakos'u devirdiğinde, tüm taraftarlarla birlikte izmir marşını söylediğini belirtti. ancak marşın yeni bestelenmediğini, fakat siyasi sebeplerle yaklaşık 4 aydır tribünlerde söylendiğini düşündüğünü ve bunu söylediğini belirtti. aynı şekilde tribünlerde "ya allah, bismillah, allahu ekber" tezahüratının siyasi olması gibi, izmir marşı'nın da siyasi amaçla söylendiğine inandığını ve spor içine siyaset sokulmaması gerektiğini vurguladı.
atatürk'ün gelmiş geçmiş en büyük lider olduğunu, kendisinin hem atatürk'ü sevdiğini, hem de recep tayyip erdoğan'ı sevdiğini, bunun ikisinin birden mümkün olabileceğini kendince izah etti.
siyasi görüşlerimiz rıdvan dilmen ile aynı değil. ancak rıdvan dilmen düzgün bir adamdır. kendisine siyasi tercihleri nedeniyle yapılan sanal linç'i hak ettiğini düşünmüyorum.
ona yapılan linç, kesilip biçilerek sunulan konuşmalarla insanları değerlendirmenin hatalı olduğunu gösterdi. yok eğer bunun sebebi açık bir şekilde "evet" oyu vereceğini söylemesi ise "hayır" oyu verecek olanları terörist olarak yaftalayanlardan farkı yoktur bu linçe imza atanların.