login olmadan girdim de; sol frame tamamen efsane cuma reklamları. mübalağa yapmıyorum, 1 tane dahi başlık yok, hepsi reklam "bilmemneyde %bilmem kaç indirim" tadında başlık hepsi. süper para kaldırıyorlar vallahi, helal olsun...
büyük ölçekli yazar alımları nedeniyle lağım çukuruna dönüşen interaktif sözlüktür.
aşağıda sıralanan sorunların tek sorumlusu vizyonu sözlüğü "büyütmekten" öteye geçemeyen yöneticilerdir. bu sağlıksız büyüme artık kronik bir obezite sorununa dönüşmüştür ve sonuç aşağıda sayılanlar olmuştur:
-son yıllarda kaliteli içerik üreten yazarlar, goygoycu kalabalık içinde kaybolup gitmiştir. kaliteli bir içeriğin hemen altına doluşan avam entry'ler nedeniyle en iyi entry'ler okurun görüş menzilinden çıkmaktadır. emek, bilgi, analiz yüklü içerikler sayfalarca dönen goygoyla görünmez hale gelmektedir.
-çoğunluğu oluşturan yazar grubu ne formatı ne dilbilgisi kurallarını umursamakta ne de tek bir tane anlamlı içerik üretmektedir.
-fav almak için espri sıçanlar, tek cümlelik klişelerle komiklik yapanlar, üstteki yazarla kavga edenler bütün başlıkları işgal etmiş durumdadır. gündem başlıklarında bu durum bir ölçüde anlaşılabilir olsa da en önemli başlıkların altı konuşma dilinde bile kullanılması utanç verecek sığlıkta bir kaç kelimelik entry'lerle dolup taşmaktadır.
-gözlemlerimden bağımsız olarak bunu kanıtlayacak durumda degilim ama üç kuruşluk bir maddi karşılığa bir ürünün, bir siyasi partinin, bir müzik grubunun ya da yeniyetme bir şarkıcının reklamını yapanlar var. yıllardır sözlük okuyorum, bir süredir yazarım ve buna inanmak için her türlü nedenim var.
-her türlü nefret suçu hiç bir yaptırım söz konusu olmadan serbestçe işlenebilmektedir. ırkçılık, cinsiyetçilik, türcülük, linç kültürü, hoşgörüsüzlük sözlüğe rengini veren temel parametreler durumuna gelmiştir. sözlük yönetimi ise tribündeki kalabalıktan sahaya çakmak fırlatan holiganı tespit etmekten aciz. bu kadar avamı sözlüğe tıkıştırdıktan sonra bu kalabalıkta hangi birini izleyecek, hangisine yaptırım uygulayacak ya da uçuracaksınız?
-kuralları gözetecek, bunlara uymayan yazarları yola getirebilecek mekanizmalar iflas etmiş durumda. kulzos'ta olduğu gibi bir miktar esneklik ve anlayışın gerekli olduğunu düşünsem de ekşi sözlükte durum kontrolden çıkmış görünüyor. işte size kalabalıkların ahmaklığını dizginlemenin zorluğuna bir örnek daha.
-gündem ve anket başlıkları zorunlu olarak gereksiz ve değersiz olarak görülmemeli. iyi bir yazar en önemsiz konuda bile birşeyler anlatabilir. ancak gündem ve anket başlıklarının yoğunluğu niteliksiz yazar güruhuyla birleşince ortaya korkunç bir manzara çıkıyor.
-bilgi düzeylerine ve yazma becerilerine bakılırsa yazarların büyük bir kısmının kitap okumadıkları anlaşılıyor. bir bakıma, ekşi sözlük okumadan yazmak isteyenlerle doluşmuş durumda. elbette okumak yazmanın tek ve belki de en iyi ölçüsü olmayabilir, okuma alışkanlığı olmayanların da anlatacak çok önemli fikirleri, paylaşacak derinlikli duyguları olabilir. ama ekşi sözlük bir bütün olarak ele alındığında böyle bir gri tona yer yok.
-son olarak, sözlük bir tanışma platformuna dönüşmüş durumda. yazdığım şeyler erkek olduğumu ima etse de pek çok defa kadın olduğumu zannedip iki üç mesajdan sonra yavsaklık yapmaya çalışanlar oldu. kadınların durumunu düşünmek istemem. kadınların bu konumdan ne kadar uzak durduklarını ya da buna ne kadar çanak tuttuklarını ise şimdi tartışmak istemiyorum.
hiç bir kural gözetmeden yapılan kitlesel alımların sözlüğü getirdiği nokta burasıdır. buradan geri dönüş hiç bir zaman olmayacaktır.
Eski prestiji kalmayan web sitesi. Forumdan hallice girilen entryler ve eleştiri bilmeyen insanlar dolu olan bir çöplüğe dönüştüğü bariz.. Kutsal bilgi kaynağı olmaktan çıkmıştır.
bombos insanlarin bombos konularda yorum yaptigi bir yer haline gelmistir. her gun en az 5 adet burada yazip kaliteyi dusurmeyecegim cinsel icerikli basliklar, kadin-erkek iliskileri hakkinda birbirinin aynisi ve sacma versuslar, birbirini tanimayan kisilerin yazim yanlisi yapana bile agiz dolusu kufurler etmesi (ki kufur etmeyi seven biri olarak karsiyim buna) ve son olarak da parayla satin alinan troll hesaplarin yalan yanlis haberlerle sol frame'i mesgul etmesi. yani her zaman oldugu ve atalarimizin dedigi gibi nerede cokluk orada diski durumu yasanmistir. bu durum ise bizleri oradan kacirmistir.
zaten haksiz yere caylakliga gecirildikten sonra bazen girip gundemde neler olmus diye bakiyordum. bir esprisi kalmadi diye dusunuyorum. ancak hala bilmedigim bir konu, ozellikle terimler hakkinda arama yaptigimda girip bakiyorum. cok iyi uzmanlarin oldugu ve hala bilgilerini paylastiklari mecra olmaya devam ediyor.
umarim kulzos ikinci goz agrimiz olup oyle devam eder. arsizin, ugursuzun en az giris yaptigi yer olur.
ilk zamanlarında kaliteli olmasının sebeplerinden birisi, internete belirli bir kesimin (it çalışanları, üniversite çevresi vs) rahatça ulaşabiliyor olması olan web sitesi.
gerçi ilk zamanlarında da goygoy içerik çok.
ben programlamaya, frp'ye falan o adamlar sayesinde adım atmıştım mesela. gerçi müzik sağolsun ikisiyle de çok fazla ilgilenemiyorum artık ama ekşi sözlük'ü bugün keşfetsem beni bir şeylere yönlendirmekten çok oturduğum yerden millete sövmeyi falan aşılar herhalde.
hakikaten çok özeniyordum burada yazan bazı yazarlara. nereden nereye işte...
sözde açıklanan yeni karma sistemiyle ortaya çıkan tartışmalarla çalkalanan, sonunun gittikçe çöplüğe döneceğini (bence yarısı zaten çöplük de) düşündüğüm eskilerin ilk göz ağrısı, yeni yetmelerin, reklam yapmak, karşı ideolojik gruba nefret kusmak, uyduruk youtuber'a yalakalık yapmak, götünü açan insta orospuları için başlık açıp at koşturdukları, yıllarca yazar olmak için yazdıkları entry'leri bile ölçüp biçtikleri, sahiplerinin insanların üzerinden akla hayale gelmedik kazançlar elde ettiği ve bir anlamda bu ülkede yastık görevi yapan garip site.
bu ülkedeki her türlü siyasi parti yetkilisi hatta siyasetle azıcık bile ilgisi olanlar için bulunmaz nimet.
tam bir hayal perdesi.. hacivat karagöz.. yakışır bu ülkeye..
mIRC, MSN vb., gibi o dönemin popüler sosyal ağlarını müteakiben kurulmuş; uzunca bir dönem konvansiyonel medyada bile etkisini, ağırlığını hissettirmiş bir platform idi. İnsanoğlunun varoluşçuluk kaygısı ile sürekli bir "daha Kaliteli" veya "daha iyi" diyebilme / hissedebilme arayışı içinde iken faaliyete geçmesi ile gerçekten ders kitaplarına konu olabilecek şekilde bir vizyon ve farklılıkla sanal dünyaya adım atması bir nevi sosyal medya devriminin gerçekleşmesine önayak olmuştur. Diyalektik felsefe düşünceler zemininde analiz yazarak, yapay bir entelektüellik kaygısı içerisinde olmadığımı vurgulamakla beraber; kendi döneminde getirdiği farklılık ve değişim ile bir akım haline gelmiş; sokaktaki insan ile akademisyenin buluşmasına imkan vermiş; ulaşılamaz denilen kişiler ile bir şekilde iletişim imkanı tanımıştır. Çok güzel dostluklar edindim, birçok noktada yeni perspektifler kazandım, dünyaya yeni bir gözle bakabilmek adına kuruluş felsefesi olan "bilgi kaynağı" özelliğinden sonuna kadar yararlandım. Birçok akademisyenin de belli konularda yazılan girdileri referans aldığına ise bizzat şahitlik ettim.
Gösterilen lütuf ve nezaket neticesinde bu zamana kadar bazı kitap okuma kulüplerinde, ekonomi panellerinde konuşmacılık yaptım; naçizane bazı sitelere makaleler yazdım ve hepsinde de tamamen öznel yorumlarımı ifade ettim. Hep söylediğim gibi, her jenerasyon, bir sonraki jenerasyonu eksik buluyor. Bunun istisnası olmadığına inananlardanım. 82 doğumlu birisi olarak bizden öncekileri nasıl hantal ve bazı konularda "geri" buluyorsak; bizden sonrakiler de bizi o şekilde nitelendirdiler. Son yıllarda özellikle amerika'nın tüm dünyaya pazarladığı safsata olan kişisel gelişim adı altında kuşakları kategorize ettiler, harfler ile tanımladılar. Dj'lik, boksörlük (ne yazık ki spor olarak devam edemedi, sokağa sirayet etti, bu da benim cahiliye dönemim olsun.), bankacılık, satış vb. derken toplumda karşılaşmadığım insan tipi kalmadı diyebilirim; 70 milletle insanla çalıştım, farklı kültürler, dini inanışlara mensup insanlarla bir arada oldum, paylaştım, dertleştim, seviştim, eğlendim, kavga ettim. Ve hepsinin tek gayesinin "z kuşağı ile nasıl baş edeceğiz" olduğunu gördüm. Evet, yeni bir kuşak geldi; tablet ile gözlerini dünyaya açtı, youtube ile mastürbasyon yapmayı öğrendi, tinder ile birileri ile sevişti. Okumak için, bilgiye ulaşmak için, sevişmek için, para kazanmak için görece hiçbir çaba göstermeyen bir nesil yetişti. Teknolojinin dünyada geldiği noktada kaçınılabilir miydi, ötelenebilir miydi bilemiyorum; açıkçası hangisi doğru onu da bilmiyorum. Konu ile ilgili uzmanlar muhakkak yorumlarını yapacaklardır. Ama yıllarca eleştirdiğim, sert bir şekilde karşısında durduğum "bir başkasının çizdiği istikamette yaşamak" duygusuna ben de kapıldım. Ekşi'nin, başka platformların kullanım amaçları olsun, içerik olarak "kalite"sinin değiştiği bu noktada nasıl bir başkasının çemberinde yaşamayı reddediyorsam, bir başka güruhun da benim çizdiğim çemberde yaşamaması gerektiğine inandım. Kerimcan Durmaz'ı eleştirdik, başka birisini eleştirdik, hakaret ettik, kendimizden görmedik ama şunu unuttuk; bu dünyada bir "arz/talep dengesi" vardı, bırakın televizyonlardaki ekonomistleri, 6 cilt kitapları vb. Arz ve talebi içselleştirdikten sonra her şeyin yanıtını buldum. Evet; bizim gibi düşünmeyenler bir şey yaptılar, kalitesiz de olsa, saçmalık da olsa, yerin dibine sokulması gereken bir şey de olsa yaptılar. Ve talep gördüler, para kazandılar. Kıskandık mı yoksa gelir adaletsizliğinin bu denli ucuz olmasına mı itiraz ettik bilemiyorum ama iktisadi bir gerçeği ve dünyaya tezahürünü gözden kaçırdık sanırım, en azından benim için öyle.
Dünyada her şeyin değiştiği, değişeceği gerçeğini göz ardı ettik sanırım. 60'lı yıllarda babanın karşısında bacak bacak üstüne atmak "saygısızlık" olarak tanımlanırken, şimdi bana göre de doğru olan farklı davranışları "amma da modernler ha" diye eleştirmeye tabi tuttuk. En nihayetinde her dönem, kendi normlarını da birlikte getiriyor ve bu kriterleri toplumun bizzat kendisi belirliyor.
Ekşi de bana göre bu tip zıtlaşmaların en yoğun tezahür ettiği ortamlardan birisi haline geldi. 2006' da yazmaya başladığım, 17 25 aralıkta uçurulduğum, sonra tekrar geri alındığım ve o günden sonra sadece spesifik konularda danıştığım bir yer haline evrilmişti ekşi benim için.
Bugün itibari ile ekşi sözlük hesabımı kapattım. Gereksiz romantikliği sevmem ama gerçekten mirc gibi, msn gibi bir dönemin sonu oldu benim için. Ay ağladım, üzüldüm, mazi aklıma geldi vb. falan demeyeceğim. Güzel günlerim oldu, kötü günlerim de oldu; çok ama çok şey öğrendim gerçekten.
Dediğim gibi gençler ( z kuşağı), ben sizinle didişen, kendi doğrularımı mutlak doğru olarak savunan, kaliteli kavramı benim dediğimdir demeyen taraftan olmayı seçiyor; sizin tabirinizle bu savaştan çekiliyorum. Ne yapınca mutlu olacaksanız onu yapın ama dürüst olun, her şeyi geçtim; kendinize dürüst olun ve insanlık tarihi için lütfen bir katkıda bulunmaya çalışın. Bunu nasıl yaparsınız bilemiyorum ama bir gayeniz olsun; gülmek, eğlenmek, farklı düşüncelerle makara yapmak keyiflidir lakin bunun da bir sonu olduğunu unutmayın.
İsim, soyad, ekşideki nickimi belirtmeme gerek yok, anonim bir itiraf ve dertleşme yazısı olarak değerlendirmenizi rica ederim şayet burayı da okuyorsanız. Kadar kalp kırdıysak affola. Özellikle Trabzonspor - fenerbahçe rekabeti ile ilgili yazdığım sert ve küfür içeren entrylerden ötürü de ayrıca kusura kalmayın. Dünya değişiyor ama konu futbol olunca sanırım ben değişemeyeceğim, ne yapayım; memleket takımı :) Mazur görün.
Özetle; benim için bugün ekşi'deki son günüm, benim hayatımın da uzunca bir dönemi bugün itibari ile sonlanmıştır. Ben, Meydan Larousse'lerime dönüyorum, sizler nasıl mutlu olacaksanız öyle kalın, huzurla kalın, sağlıkla kalın, hoşça kalın.
yıllar önce yazar olup, ortamın pisliğinden 50 girdide yazmayı bıraktığım interaktif sayfa. sözlük diyemeceğim zira kutsal bilgi kaynağı olmaktan çıkalı çok uzun zaman oldu. hala ara sıra işimde faydası olduğunu inkar edemem, kullanıyorum ama artık yazmıyorum. *
ama yine de baktığınız türkiye'yi en güzel yansıtan ortam bence. trolleriyle, kızın o saatte dışarıda ne işi vardı kafasından yazarlarıyla, hak-hukuk-adaletin yoksunluğuyla, birbirine sürekli küfür eden spor ve siyaset taraftarlarıyla. türkiye'de liyakat öleli epey olmuştu, bugün ekşi sözlük de buna ayak uydurdu. neyse, geçmiş olsun ama zerre umurumda değil ekşi sözlük. kulzos'um bana yeter.
Her şey doğar ve ölür. Önemli olan öldüğümüzde arkamızda bırakabileceğimiz güzelliklerdir. Ve ekşi sözlük şu anda sosyal mecraya kattığı güzellikleri bir bir yok ediyor, belki de intihar ediyor. Arkasında durabildiği erdemler hızla azalırken, kazanılan para ve gücün kaynağını unutarak avam bir patrona dönüşen yönetim sayesinde belki de bilinçli şekilde itibarsızlaştırılıp trol yuvasına dönüştürülüyor.
Yıllarımı geçirdiğim ve bugün itibariyle elveda dediğim sözlüktür. Ne dostluklar, ne yazılar kaldı arkada. Burada yapılacak çok şey var ve heyecanlıyım açıkçası.
4-5 senelik hesabımı feminazi bir modun uçurmasından sonra farklı hesaplarım olmasına rağmen yazmayı bıraktığım sözlüktür. ne kadar doğru bir karar verdiğim bugün ortaya çıktı.
aslında tüm olaylar ekşi içerisindeki bir mod grubunun bir airbnb evi üzerinden reklam yapması ve radarıma girmeleriyle başladı. öncelikle bu modu ve bu moda ait 5-6 hesabı kanıtlarıyla ifşa ettim. bu çete 10 tane entrysi olmayan çaylakları yazar yapıp daha sonra çeşitli firmalar hakkında olumlu veya olumsuz sistematik yazılar yazıyorlardı.
yazdığım çoğu entryde meriç damgası yememe rağmen bahsettiğim ifşa olayından sonra "cinsiyetçi" kisvesi altında sözlükten uçuruldum.
yönetiminin yıllardır; "keyfimiz nasıl dilerse öyle yaparız, isteyen istediği yere gidebilir, götürebileceğiniz ancak esen yelin kayadan koparacağı toz kadar olacaktır" anlayışı ve küstahlığı içinde hareket ederek bugünlere gelmiş oluşum.
acaba gerçekten de öyle miydi? diyelim ki hep öyleydi. o zaman karşılaştırma yapıldığında neden bugün üretilen içerik ve 5 yıl önce üretilen içerik arasında dahi nitelik farkı vardı? yazar sayısı artmış olmasına rağmen neden seviye düşmüştü?
son umut bükücü. gündemine her baktığımda insanlığa, seviyeye ve gelişime dair umutlarımı soldurmaya başlamıştı. kaçıp geldik, biraz burada soluklanalım bakalım.
Ben zaten o kültürü, jargonu, nasıl desek müktesebatı sebebiyle sever ve hatta propagandasını yaparken ekşi’nin (hem de inci sözlük’ün internetteki hegemonyasının son sürat devam ettiği günlerde) ekşi'nin Kendi özkültürüne yabancılaşması sayesinde ekşicilikten Kendi kendime istifa ettim. (ve kendi istifamı kendi kendime onayladım).
tam 1 yıl önce bugün (bkz: yolun açık olsun paşam) gibi bir rezaletin yaşandığı ve sayıları hayli fazla olan yazarın sözlüğü bırakması,entryleri silmesi,farklı sözlük arayışı ve bilumum tepkiyle sözlükten soğumasının gerçekleştiği platform olmuştu.
dürümcüyle kibir bombası sevgilisi evlenmiş,giden gitmiş kalan sağlar ise bol bol trollük,sabah dişini fırçalayan erkek,bilmemnenin bilmemnesi veritabanı vs vs başlıkları ile hayatlarını idame ettirmektedirler.
o dönem ekşi'ye olan tepkilerden (bkz: kulzos) da bu yoğunluktan göç olarak nasibini almış , buradan da zamanla giden gitmiş kalan sağlar da sanırım ki şu son zamanlarda pek enerjik hissetmiyorlar yazmak adına.
ne diyelim ; motivasyon perileri sizinle olsun!
ssg'nin eleştirel entryler yazarak sözlüğün durumuna ve gidişatına çemkirdiğine şahit olduğumuz(5oııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı) sözlük... (parantez içini salem (kedi olur kendileri) yazdı, silmeye kıyamadım, onun da bir girdide payı olsun.)
hayır dükkan senin, varsa duruma dair bir rahatsızlığın, gereğini yaparsın. çemkirmek nedir? yapamıyorsan, ver yetkiyi, bir seneye kalmaz tertemiz yaparız ekşiyi.
aktrollerin, btk'nın uyguladığı erişim engellemesiyle sevinç çığlıklarına boğulduğunu görüyorum, twitter'da. bu millet bir garip. bir türlü uyanmak bilmiyor. gerçeklerden uzak. gerçeklerle yüzleşmekten kaçınmayı seviyor. ekşi, bunu atlatır fakat unutmaz.
bu sitede yazarlığı bulunup aktif takılan kitlenin yaş ortalamasının 25-30 olduğunu varsayarsak (son iki senede 3 yaş geri gelmiş olabilir), bu güruhun vpn, proxy, hadi 3. parti yazılımları da geçtim, opera browser'dan haberleri olmamasını düşünmek nasıl enteresan bir akıl tutulmasıdır..
he tabi olayın politik siyasal bir karar oluşundan mütevellit daha da infial uyandırdığı açık. ben nice çaylaklar biliyorum 10 senelik çaylak olan var o sözlükte, adamları yazar yapmamışlar, ama seçim dönemi ve deprem zamanı özellikle, yeni üyelik açan yüzlerce hesaba direk yazarlık verilmiş vaziyette. gündemi belirlediği, insanları örgütlediği, doğru kullanıldığında muazzam bir güç olduğu gerçekleri göz ardı edilemez.
ulan ekşi'de de 15 senelik hesabım var, hayatımın bir döneminde ekşi savunacaksın bir yerde deseler, mabadımla gülerdim. helal olsun lan size. ayrıştıra ayrıştıra sonunda iyice birleşmesine sebep oldunuz insanların.
hakkında, hiç yoktan gündemi takip edebiliyoruz diyeceğim ama artık o da pek kalmadı sanki. eskiden daha kapsamlıydı gündem ile ilgili başlıklar fakat şimdilerde zaten herkesin haberdar olduğu şeyler gündeme taşınıyor ve onlar hakkında bir sürü ezberden yorum yapılıyor.
girdilerimi alıp aktarım için kulzos veritabanına attığımızdan beri vakti zamanında bünyesinde yazarken bildiğin troll olduğumu anladığım sözlük. çünkü aktaracak girdi bulmakta zorlanıyorum. aktardıklarımda bire bir başlık ve girdi olmuyor genelde.
elbet hep öyle değildim. ekşi sözlüğün bozulmasının beni de bozduğunu fark ettim. kulzos'da, meta ile çıktığımız yolculuğun devamında, tersini başarmak dileğiyle.