1. 'nün aynı adlı eserinden uyarlanan kısa film. hikaye biraz daha geliştirilmiş güzel olmuş ancak orijinaline pek bir şey katmaması ve hikayeyi anlatma biçimi pek hoşuma gitmedi.

    www.youtube.com/...
    #175813 albaykus | 5 yıl önce
    0kısa film 
  2. Hikayenin Şubat dizisindeki anlatımı için şu videoyu izleyebilirsiniz.
    #163477 maraz1 | 5 yıl önce
    0hikaye 
  3. dizisinde duyduğumda çok etkilendiğim araştırmaya kalktığımda ise pek bi şey bulamadığım hikaye. Onur Ünlü'nün muhteşem kafasının eseri olduğunu öğrendiğimde şaşırmadım tabii ki :)
    #16090 benisizdelirttiniz | 8 yıl önce
    0hikaye 
  4. ilk okuduğumda şehir efsanesi gibi bir hikaye sanmıştım ama onur ünlü'nün yazdığı bir hikaye imiş. gerçek tarihi kişiler hikaye içine serpilmiş olduğu için insanda gerçeklik hissi yaratıyor.

    -- spoiler --
    altahra bağdat yakının da küçük bir kasaba
    adem babamızla havva annemiz hani elmayı yediler felano hikayeyi hatırlıyorsunuzdur.
    neyse, o elmayı yiyip dünya'ya sürgüne gönderildiklerinde ilk geldikleri yer; bu altahra'ydı
    altahra-ül cem; sonsuz uyku demektir yani dünya'ya düştüler, hakikatle ilişkileri kesildi ve aslında sonsuz bir uykuya daldılar, adem babamız orada ilk bilinen evi yaptı kam ağacı diye bir ağacın kütüklerini kullanarak. adem babamızın evi yaparken o ağacı seçmesi tesadüfi değildi
    kam ağacı normal şartlarda asla ölmez
    bir durum hariç; yanına kendisinden daha uzun bir ağaç ya da bina ya da onun gibi bir şey dikilirse,
    onu geçmek için hızla uzamaya çalışır ve geçemeyince; gücü tükenir ve ölür
    hırsından ölen bir ağaç yani. bu yüzden gerçek imparatorların tahtları hep kam ağacından yapılmıştır. hükümdarlığın ölümsüzlüğünü,fakat;
    hükümdarın sonuçta bir insan olduğunu vurgulamak için büyük iskender'in tahtı da kam ağacındandı. hayatı boyunca onu hep yanında taşıdı
    hindistan seferine de götürdü iskenderiye de de ona oturdu. hitlerin dolma kalemi, pers imparotorunun kafkasının yatağı... hepsi kam ağacındandı. napolyon'un büyük mısır seferine çıkarkentek bir amacı vardı;
    issac christin novak'ın çalışma notlarını ele geçirmek. novak; macar asıllı bir kimyagerdir
    ona simyager diyerek aşşağılamaya çalıştılar
    ama o gerçek bir kimyagerdi. maddenin içi ile ilgilenirdi. 15. yüzyılda yaşadıölümsüzlük ile ilgili bir kitap yazdı ve sonra onu yaktılar.
    novak ölmedi... ölü sanıp bıraktılar kıbrıs üzerinden orta doğuya kaçtı bağdat yakınlarına
    altahra- ülcem'e burada hayatı boyunca duyduğu
    ama hiç görmediği kam ağaçlarını buldu
    hemde düşündüğünden on kat fazlası urban'da novak gibi macardı. urban istanbul'un fethi sırasında top ustasıydı. fetih sırasında kullanılan
    ve surların yıkılmasını sağlayan 14 tane büyük toptan şuan da eser yoktur, çünkü o bombalar sanıldığı gibi demirden dökülmedi... urbanın ustası novaktı. bağdatta kam ağaçlarıyla ilgilendikten sonra urbanla yazışmaya başladılar ona ağaçları anlatmaya başladı çünkü kendisini yakan kiliseden nefret ediyordu istanbul'un düşmesini istiyordu
    urban ustasının mektuplarını okuyunca
    tonlarca kam ağacı getirtti ve topları yaptı
    fetihten sonrada hepsini yaktılar. urban'ı da bir daha istanbul dışına bırakmadılar hep istanbul'da kaldı. novak'ın fatihin topçusunun ustası olduğu çevreye hemen yayıldı bu da novak'a bir çeşit dokunulmazlık sağladı. ama buna rağmen kam ağaçlarına kafayı bu kadar takması,ağaçların bulunduğu arazileri satın alıp ağaçları tek tek kestirmeye başlaması,bir süre sonra insanları rahatsız etti, o da durumu idare etmek için müslüman olduğunu ilan etti, ama o da yetmedi
    canını kurtardı, ama onu sürdüler.
    peki ağaçlara ne yaptı?hepsini yedi. ağaç yemek bildiğiniz gibi birşey değildir.
    bütün ağacı olduğu gibi yiyemezsin. 25 metrelik ağaçtan yaklaşık 22 gram öz çıkar
    ağacın özü... novak kam ağacının özünün etkisi ile hızla gençleşmeye başladı çektiği acılar tamamen dindi. fakat yanık yaraları asla geçmedi. biraz daha güneye indi, beyrut yakınlarına
    orda müslüman olduğunu söylemedi çünkü zaten hristiyan arap nüfusu oldukça fazlaydı kimliğini de gizliyordu zaten. fakat aklı hep ağaçlardaydı
    çünkü formülünde hala bir ekgiblik vardı
    kendisini yakanlara karşı duyduğu kin,bitecek gibi değildi. dönemin fransa kralına bir mektup yazdı
    durumu anlattı ona ölümsüzlüğü vaad etti
    ama çok cürretkardı, karşılığında kilisenin tamamen ortadan kaldırılmasını istiyordu. sonra, fransız kralı onu yakalatmak için ajanlarını gönderdi, son anda kurtulup kaçtı. sırra kadem bastı kaçarken yanında kam ağacının tohumlarından da götürdüğü biliniyor...
    -- spoiler --

    #16079 biri beni silksin | 8 yıl önce
    0hikaye