bu ülke kadar, zenginin fakirin birbiriyle açık savaşta olduğu bir ülke gömedim.
ulan o çevresi duvarla, dikenli telle, normal telle ve elektrikli telle (evet hepsi bir arada) örülmüş, kapısında çelik yelek ve makineli tüfekle bekçilerin olduğu mahallelerinizin içine polo sahası, dev havuzlar yaparak holivud hayatına özenmeyi bırakın da hemen karşınızdaki, fakirlikten suça kurban gitmiş mahallenin ışıklandırmasını, yolunu halledin.
o mahallelere ambulanslar güvenli değil diye giremiyor. ben olsam ben de girmem. kadınlar gece doğumu başlasa hastaneye gidemiyor, çünkü araç da yok. taksi de. über bu yüzden sadece brezilya'da nakit çalışan araç koydu, bu kredi kartı olmayan elemanlar da erişsin diye. sonunda überci de öldürdüler.
buralar orgnize suçun hayvan çiflikleri olarak toplum hayatına katılıyor. burada büyüyen çocuk, sokakta o güzel giyimli kadına bıçak çekiyor. yolda telefonuyla konuşamıyor millet. google maps açalım dedik bir müslüman uyardı. "kameralı bir dükkana girin öyle konuşun" diye. büyüyünce de brazilya'nın en zengin adamının karısını kaçıran suç askerleri oluyorlar.
sonra "yok efendim dünyanın en zengin şu adamı bu adamı bizde". Lan oğlum sana da yar olmuyor işte, nasıl bir gerizekalısın?
hükumet koronavirüs verilerini silmiş, artık sadece günlük veriler yayınlanacak. sanırım brezilya halkı matematikte toplama yeteneğinden mahrum olacak ki, böyle bir adım atılarak pandemi gizlenmeye çalışılmış.
türkiye cumhuriyeti gibi pozitivizm üzerine inşa edilen bir ülke olsa da, günümüzde her iki ülkenin de geldiği nokta malum.
japonya'da en çok göçmene ve en çok japon göçmene sahip ülkedir bildiğim kadarıyla. hatta en son bunların bir artisti japonya'da bir tv programına çıkmıştı, "dedem japon benim, arada ziyaretine geliyorum buraya" falan demişti.
