1. grup üyeleri: i.ibb.co/...

    macaristan'ın en bilinen metal grubu. ürttikleri alt metal türüne da, da, yer yer thrash de denir. bir zamanlar thrash'e çok yakındılar bence ama artık öyle değil.

    discografi:

    - (1996)
    - ektomorf (1998)
    - (2000)
    - (2002)
    - (2004)
    - (2005)
    - (2006)
    - (2009)
    - (2010)
    - (2012)
    - (2014)
    - (2015)
    - (2018)
    - (2021)

    grubun kuruluşunun üstünden neredeyse 30 yıl geçmiş durumda. tabii ki, kurucu ekibin hepsi kadroda yer almıyor artık. basçı kardeşi ile grubu kuran, sesindeki öfkenin aksan falan dinlemediği (zoltán farkas) bu 30 yıl içinde kendisini çok geliştirdi. yan flüt çaldığı, 2000'lerden beri söz yazarlığı da yaptığı ektomorf albümleri var. zaten grubun 2000-2010 arasındaki şahlanışı ve neredeyse her yıl yeni albüm piyasaya sürebilecek kadar üretken olmasının asıl nedeni de kendisi. zoltan'ın hem ince sololar atabilen hem de ritimde aksamayan bir gitarist olduğu da unutulmamalı. adam kendisini gözlerimizin önünde hayvanlar gibi geliştirdi. gözlerim yaşarıyor, devam edeyim.

    kurucu ekipten sadece zoltan kalmasına rağmen, rol paylaşımlarında büyük bir değişiklik yok. zoltan ritimci (ve yer yer solocu) ve solist, gruba 3 yıl önce katılan (simon szebasztián) solocu, (csaba zahorán) basçı ve davulcu öğütücüsü olan ektomorf'un şimdiki davulcusu (kálmán oláh). aggressor 'dan önceki 2 albüm (retribution ve black flag ) kötü eleştirileri çığ gibi aldığı için tür değişikliği konusunda oldukça rahat olan zoltan, grup elemanlarını değiştirmişti. grubun nereeyse 10 yıllık ritimcisi (tamás schrottner) ve o zamanlar henüz 20'lerinin başında müthiş bir davulcu olan (róbert jaksa) gruptan ayrılmıştı. grubun gittiği yönün, özellikle 2000'lerdeki fazla üreticiliğinin şimdilerdeki yoksunluk hissini de getirdiği öne sürülüyor ama ben katılmıyorum. faşizme karşı dimdik duran, haksızlığa karşı bile isteye boyun eğenlere küfürler eden, öfkeyi yönlendirmek için doğru kanallar bulunmasının öfkenin ortadan kaldırılmasından daha önemli olduğunu savunan bir altyapıya sahip olan ektomorf'un, üreticiliğine zeval geleceğini hiç sanmıyorum. savundukları fikirlerin filizleri halen yeşil, karşısında durdukları sorunlar ise halen büyük. ektomorf bu sorunları konuşmadan, tartışmadan ve yok sayarak kaçıp gidecek bir grup hiçbir zaman olmadı, bundan sonra da olmayacaktır.

    groove denien garip alt-alt türü bilmiyorum ben ama nu-metal ve hardcore'u bilirim. hardcore'a örnek olarak 'u, nu-metal'e de gene macar ya da amerikan devi 'ı örnek verebilirim. hardcore'a girip çıktığı zamanlarda ektomorf'un söze dayalı, itici güç oluşturmak isteyen, ritimden çok sözlerin ahengine sırtını yasalayan şarkılar ve albümler ürettiği söylenebilir. hardcore'un sıklıkla rap'le birlikte anılması ve ana metal kategorileri içinde "sevilmeyen, akılsız, kontrolsüz güç sahibi çocuk" olması da, fazla kitleye hitap edememesi noktasında etkili tabii. nu-metal ise, korn'la mtv'de gün yüzüne çıktığında popüler olmuş bir tür. ektomorf özelinde ise, hip hop denedikleri döneme denk geliyor. bu çaba, rap'in kitlesel uzantılarının da alt kollarına ulaşma isteği nedeniye olabilir. kötü bir dönem olarak hatırlıyorum ben.

    şimdilerde ise, ektomorf'un yaptığı metali 'la bir tutup değerlendirmek, en azından kategorize etmek için de beyni rahatlatacaktır: heavy rifflerinin ağır bastığı, her zaman ritmik, aksaklığa tahammülü olmayan, sözlerin davulla birlikte hareket etme zorunluluğu varmış gibi yazılmış, vokalin growl-scream arasında kalmaya mecbur vokalinin genellikle "öfkenin dışavurumu" olarak değerlendirdiği bir müzik. ektomorf'un şimdisini böyle açıklamak mümkün (ben en azından böyle anlıyorum). thrash soslu riffleri eskiden çok kullanırlardı. böylece "biz aslında heavy köklerinde bir yenilik üretme peşindeyiz" amacını da hissettirmeden damarlarınıza pompalardılar. ne yazık ki artık albümlerindeki birkaç şarkı thrash altyapısına sahip, aksaklığın güzelliğiyle kafa sallatan şarkılardan oluşuyor (thrash'i mi övdüm ben şimdi? aman, odin korusun).

    yaklaşık 1 ay önce yeni albümleri olan reborn 'u satışa sunmuşlar. 8 şarkı var ve 2'si hariç, hepsine "ee, yeni nesil heavy bu işte" denilebilir. ritmiklik sabit, zoltan'ın vokali hariç tutulmak üzere, doğrudan güç gösterisine dönüşen riffler üzerinden kayan şarkıların sözleri ise, ektomorf'un değişmeyen tek yönünden besleniyor: öfke. 'ın thrash rifflerine kananları, albüme adını veren şaşırtacaktır. zoltan'ın "the silence is so loud exploding in my head/it drags me down, it's killing me, they want to see me dead" derkenki sesini rahatlıkla "'80'lerden gelmiş bu" diye düşünebilirsiniz. , gibi başlayarak kafanızı karıştırıyor ama riffleri tam thrash. metallica'ya küfürler edip 'yi dinlemeye başladığınızda, szebasztian'ın ritimlerindeki farklılığı anlayabiliyorsunuz. zoltan'la bir hareket etme zorunluluğunu da hissetmeniz mümkün. fear me'nin "you took everything i had/and you pretended you innocent/you hide behind the glass/face me you fucking prick" kısmını hoparlör patlatarak söylemenin zevki de paha biçilemez. 'te bi' süre soluklanacağınızı sanıyorsunuz ama yanılıyorsunuz. kuzey ülkelerinden gelmişe benzeyen, heidi'nin alpler'deki alkolik dedesini hatırlatan, mutlu bir akorun ardından "in the circle of endless repudiation/all emotions comes to one conclusion/humanity is done, lost and failed" sözleriyle birlikte thrash, ruhunuzu parçalamaya hazır halde kulaklarınıza doluyor. albümün ektomorf karakteristiklerinin en çok içine işlediği şarkı da bu bence. umut ve nefretin kol kola yürüdüğü karanlık arka sokaklarda gezinmek her babayiğidin harcı değil ama ektomorf 30 yıldır o sokakların birinde oturuyor zaten.

    ile doymak bilmeyen umutsuzluğunuza bir parça küflü ekmek daha atıp sözsüz bir şaheser olan 'ı dinlemeye başlıyorsunuz. gözlerinizi kapatıp 7 dakikalık bir yoga yapabilirsiniz çünkü şarkıyı dinlerken, gerçekten de, bir yerde bırakıp gittiklerinizi ve sizi bir yerde bırakıp gidenleri anmak zorunda kalacaksınız. albümü kapatan , ektomorf'un ilk yıllarına selam çakıyor ve zoltan'ın sesiyle vücut bulan bir çığlıkla "biz daha ölmedik" diyor.

    thrash dinleyip ektomorf bilmeyen metalciye rastlamadım ben. balkanlardan çıkan metalin sevilmemesi gibi bir ön kabul var (cümlenin başına "nedense" yazmıştım ama nedenlerini biliyorum). ektomorf bu bakışı yırtıp geçmiş, kendini dev festivallerde göstermeyi de başarmış bir grup olarak, öfkeyi de, umutsuzluğu da size damardan verebilir. şimdilik son albümleri olan reborn'u beğenirseniz, son 10 yılda yaptıkları işlere kulak verebilirsiniz. yollarını açık etsin, zoltan'a uzun ömür versin.
    #244520 lake of the hell | 4 yıl önce
    3müzik grubu 
  2. gördüğüm kadarıyla grup üyelerinin biri hariç diğerlerinin olduğu müzik grubudur.
    0müzik grubu