-
en sevdiğim, en iyiler arasında saydığım film.
muhtemelen çok yüksek bütçeli bir film olmamasından dolayı, savaşın büyüklüğünü gösterecek, etkileyici prodüksiyon numaralarından uzak durmuş;
bu soğuk ve mesafeli tavrını ise filmin karakteri haline getirerek, can alıcı anlarda savaşla ilgili kelamlar ettiğinde vuruculuğunu arttırabilmiş bir film. misal grady,
-- spoiler --bombalanan köyde, yıkıntıların içinde delirmiş bir şekilde emma 'nın cesedine ulaşmaya çalışan norman 'ı durdururken
-- spoiler --
-"buna savaş deniyor işte, hissediyor musun?" diye sorduğunda, aslında filmin o ana kadar savaş hakkında çok da fazla laf etmemiş olduğunu fark ediyorsunuz ve bu laf, sizi de sarsıyor.
özellikle shia labeouf 'un ortaya koyduğu profil enfes, ardından jon bernthal ve elbette brad pitt . bu üçü sürüklemiş filmi. oyunculuk kalitesi, filmi sevmeseniz de izlettirecek kadar yüksek bana kalırsa. -
güzel ama gerçekçi olmaktan tamamen uzak bir film.
-- spoiler --
filmin en can alıcı ve doğal olarak final kısmı hareket edemez durumdaki tankın kalabalık bir alman birliği ile karşılaşması. ki bu birlik elinde çok sayıda anti tank silahı barındırmakta. bu son çarpışma ve hareket edemeyen tanktaki kahraman askerler birliğe bir hayli zarar veriyorlar. gerçek dünyada ise o boyuttaki bir birliğin hareket etme kabiliyetine sahip 70-100 arası tankı imha ettiği savaş kayıtlarında mevcut. piyanoyu çok güzel çaldın, haydi şimdi sevişelim kısmını ise hiç anlamadım.
-- spoiler -- -
Türkçe alt yazılısını bulamadım. Güzel film ama. -
trilogy albümünden bir yngwie malmsteen çalışması.
I now will tell you all a story,
That no one ever heard before.
It is the tale about the fury,
Remember wisdom is your strength.
It said you're such a fool
Just let my evil rule
No, it's burning like a flame,
Now nothing seems the same.
I've lost control of mind and body
My soul is in its hand
It's wish is my command.
Enslaved forever by the fury,
By the fury, no!
At first it came to me in visions,
And that was filling me with pain
And when my fear became desire,
To let the demon burn my soul.
It said "Don't fight in vain,"
"I'll make you love the pain."
No, it's burning like a flame,
Now nothing seems the same.
I've lost control of mind and body
My soul is in its hand
It's wish is my command.
Enslaved forever by the fury,
By the fury, no!
I now have told you all my story
And still for you its not too late.
Don't draw your sword
Just use your wisdom
And never let this be your fate.
Oh, no it's here again,
This demon loves the pain.
No, it's burning like a flame,
Now nothing seems the same.
I've lost control of mind and body
My soul is in its hand
It's wish is my command.
Enslaved forever by the fury,
By the fury, no! -
david ayer tarafından yazılıp yönetilen 2014 yapımı film.
film, müttefik güçlerinin yavaştan almanya içlerine girdiği ve berlin'e doğru ilerlediği günleri konu alıyor. haliyle hitlerjugend'in de görüldüğü nadir filmlerinden.
film her ne kadar ilk başta savaşı ve nazi almanyası'nı sorgulatsa da, zaman içinde cıvımaya başlıyor ki bu cıvıma olana kadar bu filmden kidou senshi gandamu tadı almıştım. o seri benim savaşa bakış açımı değiştirmişti yıllar önce. yine savaş konusunda aynı şeyleri hissettim.
savaş/#251896
gerçekten savaş berbat bir şey. bir de ülkeniz işgale uğruyorsa daha da berbat. en çok içimi acıtan da kadınların ve çocukların düştüğü durum. "aman zarar vermesinler bana" diye kaç kadın tecavüze razı olmuştur savaşlarda kimbilir... gerçekten üzücü bir durum... keşke hiç yaşanmasa böyle şeyler ama insanlar savaşları çok seviyor ne yazık ki...
film tarihsel kurgu olsa da, kurgunun da hakikaten boku çıkmış durumda.
öncelikle, ben şahsen abd'nin körfez savaşı dönemlerine kadar tank konusunda çok iyi bir ülke olduğuna inanmıyorum. çünkü bu ülkenin avrupa veya asya ile yakın bir kara bağlantısı yok. iki kıtayla arasında devasa iki tane okyanus var. haliyle abd her zaman gemiyle taşınabilecek araçlar üretmiştir. vietnam savaşı'nda da bu sebeple alüminyumdan tank üretti adamlar.
şahsi görüşüme göre, dünyadaki en iyi tankçı ülkeler ingiltere ve almanya. zaten ingiltere'nin piyade tüfekleri de hep piyadeyi tanka sokmaya uygun olmuştur. ben bullpup tasarımlı tüfekler haricinde tüfek tasarımı kullandıklarını pek görmedim. yine birinci dünya savaşı'nda da tankı etkili biçimde kullanmalarıyla almanları ezmişlerdir. ikinci dünya savaşı'nda crusader gibi muhteşem bir tanka sahip olmuşlardır.
m4 sherman ise, bence, ne crusader ile ne de tiger ile boy ölçüşebilecek düzeyde. en fazla panzer serisi ile kapışabilir belki. o sebeple film zaten direkt böyle bir hatayla başlıyor. bir tiger tankı aşağı yukarı 5 tane sherman'a bedel yahu... fransa'da shermanların canına okudu tiger tankları.
tabii shermanların firefly gibi modifiyeli versiyonları da tiger karşısında avantajlı oluyordu. ama bunların da sayısı o kadar fazla değildi zaten. firefly'ı da kimler icat etti bilin bakalım... ingilizler evet.*
sonuç olarak, george s. patton gibi efsane bir tankçı komutan çıkartsa da, abd uzun süre bu tank işinden anlamamıştır ki zaten adamların ortamı da buna müsait değil. bu sebepledir ki hollywood sinemasında pek tank filmi görmeyiz. ya uçak, ya gemi, ya da piyade filmi görürüz. çünkü adamlar hakikaten zayıf bu konuda.
muhtemelen bu film de "bakın biz nasıl da iyi tankçılara sahibiz" demek için çekildi. ama yok işte öyle bir şey.* 300 naziye karşı 5 adamla karşı koymak gibi cüneyt arkınvari işleri de seyirci yutmuyor artık. adam omzundan vuruluyor, hala rahat bir şekilde aksiyona giriyor. sanki sinek ısırıyor...*
keşke ilk başlardaki savaşın boktanlığı temalı olaylarla devam etseymiş. o zaman hakikaten efsane bir film olurmuş bu film.
bu filmi izleyip de "abi hitler almanya'yı ihya etti ya" diyen varsa iq'su -2833 falandır. adam hem almanya'nın topraklarını rusya'ya ve polonya'ya kaptırdı hem de halkına iğrenç olaylar yaşattı. ben alman olsam "hitler iyi adamdı ya" diyene sağlam sopa çekerdim.