Belki mutlulardır be. ABD ve ab'nin komünist devlet övecek hali yok ya. Eskiden Vietnam da öcüydü şimdi yavaş yavaş oralardan iş almaya başlayınca Vietnam iyi olmaya başladı. Kuzey kore'nin de iyi olması bir iki ticaret ve gümrük antlaşmasına bakar.
Böyle kapalı kutu bir ülkeye 50 yıl sonra bir bakımşız gizli gizli dünyanın en ileri teknolojisini ve tekniklerini bulmuşlar ne gülerim ama *
bu ülke hakkında şöyle ilginç bir bilgi var. takvimlerinde kurucularının doğum yılını milat alıyorlarmış. yani kuzey kore takvimine göre şu an 119 yılındalar.
Corona virus salgınından henüz bildirim yapılmayan ülke. Dünyada sadece çin ile ticaret yapan ülkenin henüz corona bildirmemiş olması düşündürücü. Ya aşısını buldular dünya ile paylaşmıyorlar ya da daha olası olan vatandaşlarını pek iplemiyorlar ve corona için tetkik yollamıyorlar. Her iki ihtimalde kötü.
hristiyanlık hakkındaki politikasını çok merak ettiğim ülke.
mesela ülkede katolik kilisesi var ve ülkenin din işleriyle ilgili memuru/komiseri/bakanı artık her kim ise "bizde katolikler rahatça yaşıyor, ibadet ediyor" şeklinde açıklamalarda bulunuyor.
öte yandan yine hristiyanlara zulmetmesiyle gündeme geliyor.
işin tuhaf yanı buraya episkoposlar falan da özel günlerde girip çıkıyor ayin yapmak için. adamlar da pek bir açıklama yapmıyorlar.
ne olup ne bittiği bilinmeyen sırlarla dolu ülke. sadece şu katolik kilisesi olayını anlamak için bile gidesim var buraya.
eşitliğin ya da özgürlüğün olmadığı, vatandaşlarının işlediği basit ve siyasi olmayan bir suçtan ötürü 3 kuşak ailesinin cezalandırıldığı, iltica etmeyi başarmış vatandaşlarının modern dünyaya ayak uydurmakta zorlandığı hatta bunu tam olarak beceremediği, hiç de resmi adında belirtildiği gibi demokratik olmayan ülke.
gözlemlediğim kadarıyla; eski kore kültürüne daha çok sahip çıkan ülke. bana güneye göre daha milliyetçiymiş gibi geliyor. ülkelerine bile hala choson diyorlar mesela.
belki de eski başkent pyongyang'ın kuzey kore'nin de başkenti olması sebebiyledir bilemiyorum.
ilginç noktalardan birisi de, kuzey kore'nin geçmişte güney kore'den daha gelişmiş olması. kim il-sung'dan sonra ülkede biraz yozlaşma olmuş sanırım.
kim jong-un'dan sonra bu ülkenin güney ile birleşmesine kesin gözüyle bakıyorum ben. kültürel anlamda güney kore, kuzey'in içine sızmayı başardı. bunun sebebi de kim jong-un'un güney koreli idollere hayranlığı.
metallica'nın sscb konseri gibi, kuzey kore'de de bir idol konseri sonrasında rejim değişikliği olması epey ilginç olurdu aslında.*
kuzey ve güneyin birleşmesi sonrası yaşanacak sıkıntılardan birisi de dil problemi. iki ülke de korece konuşmasına rağmen, iki ülkede dil çok farklı yönlere evrilmiş durumda. kullandıkları kelimeler değişik epey. bu da ilginç bir durum bence. dilin statik olmadığını kanıtlar nitelikte.
japonya'ya iltica eden vatandaşlarının japon toplumunun bir parçası olmayı reddettikleri ülke.
günlük hayatta japonca konuşuyorlar ve japonlar gibi hareket ediyorlarmış ama mesai saatinden sonra kendileri gibi davranıyorlarmış ve topluluklarından başka insanlarla çok fazla iletişim kurmaktan geri duruyorlarmış. haliyle sosyologların da epey ilgisini çekmiş bu durum. şu sıralar japon sosyologlar "ne yaparız da bu adamları japonya'ya entegre edebiliriz?" diye düşünüyorlar.
bizim ülkemizde ise insanlar "biz nasıl araplara entegre olabiliriz?" diye düşünüyorlar... aradaki fark muazzam boyutta...
hakkında cnn den duyduklarımıza şüpheli yanaşmamız gereken bir garip ülke. bazen düşünürüm atatürk de kim il-sung gibi davransaydı da başımızda rte yerine xxx atatürk olsaydı ne olurdu.
28 ağustos tarihinde atmış olduğu balistik füze Japonya'nın üzerinden geçerek denize düşmüştür. Bu hamlesi japonya'yı ciddi tehdit etmiştir. Trump başkanı kızdırıp ciddi ciddi savaş çanları uyandıran bir ülke oldu.
Dünyadan kendini soyutlamış, diktatörlükle yönetilen ülke.
Bu kim jong un ya da yakınlarının başına kesin kötü birşey gelir diye düşünürken geçenlerde kardeşi mi, ablası mı ne öldürüldü... kendisi de bir suikaste kurban gidebilir... zira diktatörlerin düşmanı çok olur. Daha doğrusu diktatörler yaptıklarıyla kendisine düşman edinmekte ustadırlar.
şu anda kim jong-un tarafından yönetilen, dışa kapalı ekonomi ve dışa kapalı bir ülke politikasını çok katı bir biçimde benimsemiş sosyalist diktatörlük.
adamlar 2014 dünya kupasını brezilya'yı 4-0 yenerek aldıklarını sanıyorlar ya... hala gözümden yaş gelir, gülmekten mi ağlamaktan mı çözemem...
kendinizi şöyle bir psikolojide düşünün...
aynı bizim cumhuriyeti yeni kurduğumuz zamanlar gibi varsayın. bakmayın diktatör deseler de, ilk çıkan herif canla başla çalışmış olsun. herkes size düşman, bir başınıza kalmışınız. dibinizde eşşek kadar Çin, dibinizde Kore'nin diğer yarısı... hah işte burada anlayamıyoruz biz bu işi belki de. o kore de kendini ABD'ye dayamış.
TC'nin ilk bir kaç on yılı, arnavutluk ve benzeri bir çok küçük ülkenin psikolojisidir bu.
bi an farz edin ki, bu ülkeyi kurduktan sonraki ilk 5-20 yıl herkes bizi yıkmaya çalışsaydı... hah işte biz de aynı psikolojiye sahip olurduk. dünyadan ne kadar gerideyiz diye bakmıyor insanlar, düne göre hah şunu da yapabiliyoruz artık gözüyle bakıyor. nükleer silah dersen, o hep topu 7-8 tane nükleer roketle, benden sonra tufan diyebilmek, apayrıdır. emin olun onlar da biliyordur dünyadan ne kadar geri olduklarını. hadi biz bile bir noktada ziklemiyoz adamları da, bir yandan dünyanın yarısı aç yatarken adamlar dünyanın en azından bu yarısından, bir yandansa dalga geçtiğin halde senin ülkenden en azından nükleer silah olarak önünde. hele de hollywoodu bırakıp, propoganda değil üç beş tarihi belgeselimsi kore filmi izleyince anlamaya başlıyor bu herifleri. dangalağın teki çıksa ve dese ki, kuzey kore'yi mi destekliyon aq? diye... neyi destekliycem... derim.
allaaan ta bilmem neresindeki bir küçük ülke.
psikoloji sadece, psikoloji.
dünyanın yarısından iyiler ama dünyanın yarısının dalga geçtiği.
başındaki herif dersen... onunla ilgili bir bkz, başka bir girdi vardır muhakkak.
burayı gezenler gördüklerinin ne kadarının gerçek ne kadarının kurmaca olduğuna emin olamıyorlar. sanki parti millete "şu saatte şu parkda toplanın dans edin, şu saatte güzel giyinip şu sokaktan yürün" demiş gibi bir hava var. zaten tur ile gezebiliyorsun, halkla kontrollü konuşabiliyorsun. kimin içinden ne geçiyor belli değil.