asarım keserim tarzı atarlı başkanlık stilini sevsek de, mourinho hamlesi ve branco'nun varlığıyla vizyon reis ali koç başından beri savunduğu kurumsal kimliğe kavuşmaya başlamış görünüyor. aralarındaki temel fark ali koç'un en başından beri mario branco tarzı birisiyle çalışmayı deneyip futbol şubeyi, futbolu bilen adamlara bırakmak istemesi, aziz yıldırımın'sa ben her şeyi bilirim felsefesi. gerçi aziz yıldırım da vakti zamanında mario branco tarzı adamlarla çalışmıştı ama kalıcı olmadı bu hamleler. bu noktada hafta sonu yaşanan mourinho devrimiyle birlikte ali koç kongre sürecinde aziz yıldırım'a müthiş bir "ciddiyet" farkı da atmış oldu.
aziz yıldırım'ın söylemi "ben borç ödemeye değil, şampiyon yapmaya geliyorum" olurken, ali koç mourinho hamlesiyle bunu dillendirmeden pratiğe dökmüş oldu. bu bağlamda aziz yıldırım'ın aksine agresif söylemlerden kaçınarak da aslında aziz yıldırım'ın "ne borç ödemesi" söyleminin yarattığı antipatiden yararlandı. belli bir yaşın üzerindeki fenerbahçeliler için aziz yıldırım'ın kulübü gerçekten borç batağına sürükleyebileceğinden şüphesi yok. ali koçunsa maddi açıdan kimsenin içine böyle bir korku saldığını sanmıyorum. bana kalırsa kongre sürecinde oy kullanacaklar için en önemli karar etmenlerinden birisi bu olacak.
kendi adıma aziz yıldrımın saldırgan söylemlerinden çok yukarıda anlatmaya çalıştığım ciddiyetsiz tavırlarından rahatsız oluyorum. yaşanan kongre sürecinde ali koç yanında mourinho ve brancoyla güven verirken, aziz yıldırım serseri kurşun gibi güvensizlik aşılıyor. belki aynı rahatsızlığı mourinho da yaşadı ki, seçimini aziz yıldırımdan yana değil ali koçtan yana kullandı.
