Hayatımda "tutku"suna özendiğim tek insan, iradeli, disiplinli, romantik-materyalist, bilim adamı aynı zamanda çok derin bir kişilik.
Ama onu tek kelimeyle tanımlasam yukarıda da tırnak içinde belirttiğim "tutku" kelimesini kullanırdım.
ne kadar büyüktür bilmiyorum ama bana göre çok büyük bir insandır. İyi ki tanımış ve okumuşum.
Tutkusuna bir örnek,
İki intikamımız var ve sevinçle haber ediyorum. Bu intikamı sık sık haber vermek istiyorum; "tekrar" benim biçemimdir ve bir öğretmen yoludur. Hiçbir "intikam" bu kadar zamanlı olamaz ve öyle sayıyorum. Cumhuriyet'e, dilimize, Kemalizm'e, aydınlığımıza en bilgisiz ve cüretkar, "ışid" misli küstah ve korkak bir saldırı zamanında, sanki içgüdüsel ve sanki kendiliğinden fırladılar. İntikamımızdır.
ilki benim, "Atamanoğlu" tarihimdir ve adı "Osman" değil Ataman'dır; bu isim, Türkler'de ve Moğollar'da varlar. Bazı Rus romanlarında, Türkler ve Kazaklar geçerse, Şolohov'un Durgun Akardı Don ve Don Kıyısında Hasat şaheserlerinde bu isimle karşılaşıyoruz. Ve bu adı, "Ataman" ki "başkan" anlamına yakındır, hala kullanıyoruz ve Romalılar, bize, Ataman Beyliği'ne de "ataman" ya da "ottaman" demişler ve biz işte buyuz. Biz Osman' dan türemiş "Osmanlı" değiliz ve biz "Atamanlı" sayılıyoruz. Gericilerden intikam alıyoruz.