İyi partiden sandık görevlisi olarak girdiğim seçim. Ama derdim paramı almaktı. Eski AKP'li Envere oy atmadım.
O kadar umutsuz ve gamsız kullandım ki muhtara oy atmayı unuttum. Baya random atasım geliyordu kafama göre birilerine bastım.
Ordulu olmamdan mı, sandığın ilüzyonu mu bilmiyorum ama beni şaşırtmadı diyordum ki internet çalkalanıyor. Çok garip geldi.
Benim yine de umudum yok, belki yorgunluktandır.
Lakin bir olay hiçbir seçimde sekmiyor. Abi bu Akp kadrosu nasıl bir teşkilat ya?
Elli kişi geliyorlar her yere, her sandıkta adamları oluyor en az beş kişi ve inanılmaz darladılar yine bizi, dalmak istedim birkaçına.
Allah'tan tecrübeli ve sakin bir ekibe denk geldim ve çok eğlenerek, aşırı yorulsam dahi ilk defa bu görevi yerine getirdim.
Bir adet AKP'den sandık görevlisi, 40 yıldır her seçimde görev aldığını söyleyen, aşırı deneyimli ve iş yükümüzü kolaylaştıran bir amca ve bizimkilerin lafına göre beton Kemalist bir CHP'li dayı eskiler kadrosunu oluşturuyordu.
Sandık başkanımız da meslektaşım bir öğretmen hanımefendiydi. Gün boyu beni güldüren, kıvrak ve genç zekası ile birçok hatadan bizi döndüren bir kardeşim vardı. Çocuk Sakarya'dan annesine gübre atmak için yardıma gelmiş ama dün sandık görevlisi olduğunu öğrenmiş :D
Sonra tahmin ettiğimiz senaryonun gerçek olduğunu öğrendik ve AKP'ye üye yapıldığını, haberi olmadan görev aldığını öğrendik.
Sandık başkan yardımcısı da uzun boylu, yapılıca kapalı bir kızdı. Babamın Savcılık ayağındaki meslektaşı, benimle de okuduğu bölüm itibariyle meslektaş olan bu hanımefendi ile gün boyu çok konuştuk.
Netice itibariyle keyifli ama yorucu bir gündü, vatana millete bir bok değiştirmeyecek olduğunun bilincindeyim her zaman. Belki de yenilmişlik psikolojisidir bilmiyorum.