bu aralarki haleti ruhiyem biraz sallantılı. Zaten ne hissettiği eksternal stimuluslara bu kadar bağlı biri olarak hislerimin düşe kalka ilerlemesi de çok normal. bazı şeyleri hatırlayıp affetmeye çalışmakla, bazı şeylere yaralanmakla meşgulüm. hiçbirinin üzerine çok düşünmemeye çalışırken şu söylediklerimin üzerine çok düşünmeye meylediyorum. durmaya çalışıyorum. devam ediyorum.
içimde birikenleri yazma zamanım gelmiş ama bu yazı güzel mi olacak, çirkin mi olacak, öfkeli mi olacak, umutlu mu olacak ben de bilemiyorum. uzun zaman önce yürüdüğüm yollardan geçtim bugün ama düşüncelerim ve hissettiklerim ne kadar değişti ölçemiyorum. düşündüklerimi hatırlıyorum, hissettiklerimi az çok tahmin ediyorum. unuttuklarım elbette var. yine aynı süre önce oturduğum yerde oturuyorum. aynı yerde çalışıyorum, başka bir sınav için daha farklı düşüncelerle. ama arada sırada burada daha önce kelimelere dökmeye yeltendiğim "yarım", karnımdaki varlığını belli ediyor. görmezden gelmeyi deniyorum. Odaklanma yeteneğimi tamamen kaybetmekten korkuyorum. Bazı şeyler çok zor gelmeye başlıyor, bazılarından gözüm korkuyor, ne düşünsem bilemiyorum. Bazı düşüncelerimi kendime inat mı düşünüyorum yoksa gerçekler mi emin olamıyorum. Karar vermek zorunda kalacağımı biliyorum, erteliyorum.
yaz akşamları ne kadar uzunsa yaz geceleri de o kadar bitmek bilmez oluyor. sırf geceleri uykum gelsin de uyuyayım diye hiçbir şey yapmayacağımda bile erken kalkıyorum, bunu geçirdiğim birkaç kötü yaz sonrası edinilmiş bir alışkanlık olarak ele alabiliriz. öte yandan, her şey için yeterince büyük olduğumu hem kendime hem etrafımdakilere kanıtlama külfeti altındayım. yaşayıp göreceğiz derdim hep, bazen o kadar unutuyorum ki yaşayıp da göremiyorum, geri dönüp bakmam ya da ileriyi tahmin etmem gerekiyor. Neyi bilmediğini bilirsen öğrenmek o kadar kolaydır ama bunca farkındalığın en işime yaramadığı nokta sanırım burası.
iyi ya da kötü bir şey belirtmezken, iyi ya da kötü bir şey belirtmiş olma ihtimali ciddiye alıyor, tekrar düşünüyorum. kağıt kalemin buraya artısı bu, yazdıktan sonra hepsini silemiyorum. Bu burada durdukça dönüp dolaşıp düşünüyorum. Geceleri de sabahları da daha çok sevmeyi deniyorum. Deniyorum.
“Yine de biliyor musun, bazen mesela hayatım filme çekilse şu zamanları nasıl çekerlerdi diye düşünüyorum. Sonra diyorum ki öyle bir şey yapılsa muhtemelen bunlar yalnızca ilk dakikalar olacak. Daha yeni başlıyoruz” diyorum. Böyle düşünmeyi çok seviyorum. ?