Hieronymus Bosch, gerçek adı Jeroen Anthoniszoon van Aken olan 1450 veya 1453 yılında doğmuş (birçok farklı kaynakta değişip duruyor) 1516 yılında ölen Hollandalı muhteşem ressam. flamanların resim sanatındaki inanılmaz gücü sanat tarihinde yadsınamaz bir gerçektir. Şöyle bir flaman ressamları karıştırırsanız görebilirsiniz. Bu isim mevzuları felemenklerde hep bir karışık olmuştur. zira Bosch'un gerçek adına bakarsanız daha iyi anlaşılabilir. takma ad sık kullanılan bir durumdur bu grupta, kendisini ailesinden ayırmak istediği de bir görüştür, her neyse.
Ailesi de ressam olan Bosch'un babası ve dedesi, katedral gibi dini yapılara duvar süsü yapmak veya noel zamanı ağaç heykelleri yaldızlamak gibi işlerden geçimlerini sağlıyorladı.
Bosch normal yaşantısında son derece sıradan, düzenli ve uyumlu bir insan olmasına karşılık, eserlerindeki karanlık dünya ve dehşet verici detaylar şaşırtıcıdır.
15 ve 16. yy'ın cahil, ortaçağ insanı olan kuzey avrupa toplulukları, hayatlarında sadece, düzenledikleri şenlik ve karnavallarla eğleniyorlardı. doğal afetlerden çok sık etkilenen topraklarında, her zaman korku ile yaşamaları ve orta çağın getirdiği zor ve sert yaşam pısırık toplum yapısına sebep olmuş, ancak bu yapısal karakterden karnavallarda sıyrılan benlikleriyle biraz olsun farklı zaman geçirebiliyorlardı.
Bosch'un resimlerinde sıkça gördüğünüz coşkulu eğlence alanları bu karnavalları temsil etmektedir.
Bosch aristokrat bir kadın olan eşiyle yaptığı evlilikten sonra, adı daha da ünlenmiş, ve o zamanlar son derece önemli bir kurum olan "meryem ana kardeşlik örgütü" ne, seçkin üye olarak alınmıştır. bazı evlilikler, bazı kapıları o dönemde de açıyormuş sevgili dostlar.
elbette o karanlık ve karışık resimler bir takım kitlelerin tepkisini çekecekti ve beklenen oldu. Bosch'un resimleri sapkın mezhepleri desteklediği fikriyle suçlanmıştır. dünyevi zevkler bahçesi adına sahip bu eserinde bu suçlamaların sebeplerini gözlemleyebilirsiniz;
hayvanlar bosch'un resimlerinin en önemli karakterlerindendir. özellikle kullandığı egzotik hayvanlar ona yeterince egzotik gelmemiş olacak ki, kendisi de bu hayvanlardan yola çıkarak, daha egzotik hayvanlarını tasarlamıştır.
Bosch'un resimlerinin en önemli detayı, insanı bütün eserlerinde günahkar olarak resmetmiş olmasıdır. bazı yerlerde kullanılan "en büyük korkuların ve en derin arzuların ressamı" tanımlaması, klişe olmasına rağmen kendisine yakışmaktadır.
detaylardan hangisini seçeceğime karar veremediğim için ortaya karışık bırakıyorum, zevkinize göre bakınız efenim; www.google.com/...
bir tripik ustası olan bosch (yan yana, birbiriyle ilişkili üç resim) izleyenlere film gibi eser sunar. Ana bölüm olan orta resimde anlatmak istediği ana konu, yanlarda ise bu konuya giden yollar ve destekleyici anlatımlar vardır.
bütün eserlerindeki minicik karakterler hakkında onlarca yazı ve araştırma bulabileceğiniz ressamın, yaşadığı yer olan Hertogenbosch’dan hayatı boyunca hiç çıkmadığı bilinmektedir. kafasındaki dünyalar arası bunca gezi kendisine yetmiştir diye düşünüyorum ister istemez.
Büyük bir renk ustası da olan ressamın, keskin bir ince tekniğinin yanısıra saydam gölgeleri enfes fırça darbeleriyle hem de o kadar minyatür motiflere işlemesi hayran olunasıdır.
kendisinden sonra birçok önemli ressama da öncülük etmiş olan Bosch, öldükten sonra "kardeşlik birliği" nin usullerine göre yapılan cenazeyle gömülmüş, adı da her zaman seçkin ressamlar kategorisinde anılmıştır.
ispanya kralı 2. philip'in kendisini ve eserlerini çok sevmesi dolayısıyla ispanya'da "el bosco" olarak tanınmıştır. Bir dönem ispanya'da yaşadığı yanılgısı da, philip'in ve çevresinin eserlerini çokça toplaması sebebiyledir. Bosch'un o kadar çok eserini toplamışlar ki, ölümünden uzun bir süre sonra bile ispanya'da yaşayıp yaşamadığı tartışılıp durmuş.
son olarak demek isterim ki, resimlerindeki ayrıntılı teknik her zaman Hollanda okuluyla ilgili bulunmuş. Bosch’un, çağdaşı Brükselli Van der Weyden ile Flaman okulunun önderlerinden Van Eyck’tan etkilendiği söylenmiştir. Bahsi geçen ressamlar zaten kendi dünyalarının tanrıları olan insanlar, keza Bosch da öyle. kim kimden etkilenirse etkilensin, bambaşka teknikler sunan bu büyük adamlardan bir daha gelmedi a dostlar.