yüzyıllar boyunca beyaz ten güneşe çıkmayan kadının alametidir. tarlada çalışması gerekmeyen, hanım hanım evinde oturan kadın. bu da belirli bir varlığın ve imkanların göstergesidir. nitekim şemsiye denen zımbırtının ilk kullanım alanı yağmura karşı değildir. şemsiye asil hanımların yüzüne güneş değip rengini karartmasın diye kullanılan bir siperliktir. yirminci yüzyıl başlarında moda olan deniz banyoları ile birlikte asil hanımlar da güneşe çıkmaya başladılar. yaşlılar güneş etkisiyle cildi kızaran esmerleşen bu genç hanımları tarlada çalışan köylülerden farkları kalmadığı için eleştirdi. deniz ve güneş banyoları yaygınlaştıkça bilhassa yaz aylarında ne kadar kara o kadar makbul oldu. ki o dahi yine çalışmak zorunda olmayan insanın göstergesidir. çünkü üretim alanları ve teknolojileri değişmiş, çalışan insan artık tarlalarda değil, gün yüzü görmeyen fabrikalara, imalathanelere, ofislere kapanmıştır. güneş yanığı bir tene sahip olmak için zamanınızı plajlarda geçirecek imkanlara sahip olmanız gerekmektedir. ta ki ozon tabakası delinene kadar da bu düzen geçerli oldu. şimdi beyaz ten yine makbul. güneşin öldürücü ışınlarından kendini koruyor olmanın göstergesi olarak makbul bu sefer.