sanayi toplumlarının büyük dünya savaşlarıyla birbirini boğazlaması ve ilerlemeye ilişkin iyimserliğin yerini karamsarlığa ve belirsizliğe bırakmasından etkilenen sanatçıların gerçeğin realizmde olduğu gibi ''basitçe'' anlaşılamayacağından hareketle benimsedikleri ekoldür.
bu ekolün temel önermesi gerçeğin belirsizliklerle dolu olduğu dolayısıyla bu belirsizlikler nedeniyle gerçeğin sanata doğrudan tercüme edilmesinin imkansızlığıdır.
bu anlayışta bir yandan freud'un insan davranışında bilinçaltının belirleyiciliğine yaptığı vurgu ve bilindik zaman ve mekan formüllerini aşan einstein'ın görecelilik teorisi etkili olmuştur.
bütün bunlar gerçeğin son derece karmaşık olduğu ve sanatta bilindik yöntemlerle bu karmaşıklığın karşılanamayacağı düşüncesine götürmektedir.
bu çerçevede, gerçeğin anlamına ilişkin belirsizliği aşmak için farklı yöntemler kullanılmış ve konular alışmadık perspektif ve farklı bakış açılarıyla işlenmiştir.