kendisini orhan veli'nin değişik mısralarıyla anlatmak isteyen yazardır.
ne ingiliz kralı kadar mütavazıyım ne de bay celal bayar'ın ahır uşağı kadar aristokrat.
sokakta giderken, kendi kendime gülümsediğimin farkına vardığım zaman beni demi zanedeceklerini düşünüp gülümsüyorum.
ne çıkar karşıma çıksa ecel, bu boşluk ondan daha mı iyi? başka bir âlemden beklediği olmıyan kula zeval ne güzel!
handan, hamamdan geçtik, gün ışığındaki hissemize razıydık; saadetinden geçtik; ümidine razıydık; hiçbirini bulamadık; kendimize hüzünler icadettik, avunamadık; yoksa biz... biz bu dünyadan değil miydik?
eski bir sevdadan kurtulmuşum; artık bütün kadınlar güzel; gömleğim yeni, yıkanmışım tıraş olmuşum; sulh olmuş. bahar gelmiş. güneş açmış. sokağa çıkmışım, insanlar rahat; bende rahatım.
şimdi evime girsem bile biraz sonra çıkabilirim mademki bu esvaplarla ayyakaplar benim ve mademki sokaklar kimsenin değil.