bu başlık kişiye özel bir başlıktır
  1. Nasıl oluyorda denen cihaz, damarımın içindeki kanın basıncı damarımın içine girmeden Ölçebiliyor?

    Nasıl oluyor da tansiyon ölçen kişilerin yüzünde bir ciddiyet, dini ayin yapıyormuşçasına kutsal bir ifade oluyor?

    Öncelikle tansiyon, damarlarımızdaki kanın basıncı. Bu basınç sabit değil, çünkü Allah eksikliğini göstermesin böğrümüzde pıt pıt atan kalp nedeniyle basınç değeri de aşağı yukarı oynuyor.

    Kalp katıldığında damarlara kan pompalıyor ve basınç yükseliyor. Buna deniyor. Kalp dinlenme aşamasına geçtiğinde de basıncın düştüğü alt değere deniyor.

    Damarlara dışarıdan da olsa küçük tansiyon değerinden daha yüksek bir basınç uygulanırsa damar içinde girdaplı bir kan akışı yaşanıyor. Dışarıdan uygulanan basınç, kalbin atış anında yaptığı yüksek tansiyon basıncına eşit ve daha yüksek ise kan akışı duruyor.

    Bu yüzden damar üzerine dışarıdan basınç uygulamak için kolun (ya da Bileğin) etrafını saracak şişirilebilir bir yastık kullanılıyor.

    Basınç kısmı tamam. Sıra kanın akıp akmadığını, akıyorsa girdaplı akış olup olmadığını anlama işine geldi.

    Burada da isimli cihazdan yardım alıyoruz. Doktorların nabız dinlemek, meraklı kişilerin duvardan komşu dinlemek için kullandığı cihaz.

    Girdaplı bir akış varsa, damarın üzerine yerleştirdiğimiz stetoskoptan nabız sesi duyuyoruz.

    Temel çalışma prensibini anlattığımıza göre eski tip tansiyon aleti ile tansiyon nasıl ölçülürü de anlatıp girdiyi bitirelim.

    Hastamızı oturuyoruz. Dirseğini kalp hizasına getiriyoruz, bunun için kucağına yastık verebiliriz.

    Tansiyon cihazını tercihen kalbe yakın olan sol kola takıyoruz. Stetoskopun tavla pulu gibi yuvarlak kısmını damarın üzerine yerleştiriyoruz. Kolu saran balon gibi yastığın iç tarafında.

    Limon büyüklüğünde bir pompa var, onun hortum takılı ucunda metal bir vida var. Onu saat yönünde döndürüp sıkıştırıyoruz. Aslında o vida ufak bir hava vanası. adına da deniyor.

    Bir elinize de göstergeyi alıp pompalıyoruz. Basınç göstergesi 200 civarına gelince pompalamayı kesiyoruz.

    Manşonu hafifçe gevşetiyoruz ve basıncın yavaş yavaş düşmesini izliyoruz. Bir yandan da stetoskoptan nabız sesi duymaya çalışıyoruz. İşte tansiyon ölçen kişinin yüzüne çöken o ulvi ifadenin nedeni. Adam duymaya çalışıyor yavrum, sessiz olun. Adam dediğime bakmayın, hemşire hanım da olabilir.

    Sonra nabız sesi geliyor. Nabzı ilk duyduğumuz basınç değeri büyük tansiyon.

    Basınç yavaş yavaş düştükçe kan akmaya başlıyor ve nabız sesini duyuyoruz. Bitmedi, devam ediyoruz. Pıt... Pıt... Pıt...

    Deneyimli kişiler bu sırada saatine bakar ve 10 saniye boyunca duyulan nabız adetini de sayar. Sonrasında bu değeri 6 ile çarpıp dakikadaki nabız değerini hesaplar.

    Nabız sesinin kesildiği basınç değeri .

    Ortalama olarak küçük tansiyon 7 (göstergede 70), büyük tansiyon 12 (göstergede 120) civarıdır. Yaşa ve kiloya göre değişir. Her bünyenin sağlıklı olduğu yaşlarda kendine göre normal tansiyon değeri farklıdır. Bu yüzden şikayetiniz yoksa da arada sırada ölçtürün, değerleri aklınızda tutun. yaşlanınca doktor bir gün gelip soruyor 'tansiyonunuz hep bu değerlerde miydi ' diye.

    Pilli tansiyon cihazları da aynı mantık. Vzzzzt diye şişip mikrofon ile nabız dinleyip ölçüm yapıyorlar. Ama onları kullanarak tansiyon ölçen kişinin yüzündeki ifadesi olmuyor.

    Eve tansiyon aleti alacaksanız eski tip olanları öneririm. Pil bitti derdi yok. Canınız sıkılınca oynamak için stetoskop da var. Bir de daha şekilli duruyor. Fiyatı da uygun.

    Sağlıklı günleriniz olsun.

    Düzenleme: küçük tansiyonu ölçtükten sonra manşonu tamamen gevşetiyoruz. Hava tısss diye boşalacak. Kalmasın öyle, adamın kolu morardı sök sök.
    #16207 Keltox | 8 yıl önce (  5 yıl önce)
    0kişiye özel