Franz Kafka'nın öyküsü, genç bir adamın bir böceğe dönüşmesi gibi saçma bir temaya sahip olmasına rağmen verdiği mesajlarla 1916 yılından bu yana beğeni kazanmış bir eser.
Hikaye kahramanımız gregor'un, yaşadığı ani, dehşet verici dönüşümünü sorgulamasından çok ekonomik durumu için endişelendiği ailesinin yeni görünüşü için verdiği tepkilerle başetmek zorunda kalmasını konu alıyor. Gerçek dönüşümü yaşayan gregor değil aslında ailesi.
Kafka, öyküsü ile geleneksel toplumda yaşamın anlamı olarak atfedilen başarı, sosyal konum hatta fiziksel görünüm (güzel/çirkin) gibi niteliklerin ne kadar anlamsız olduğunu gösteriyor. Sahip olduklarımızı hiç kaybetmeyecekmiş gibi yaşıyoruz. Oysa ani ve kalıcı bir değişim, uğruna yaşadığımız bir çok sosyal değeri bir anda yok edebiliyor.
Her türlü fiziksel anormalliği sembolize eden Gregor'un dönüşümü, günlük hayatımızın tüm varsayımlarını sorgulatıyor: bir zamanlar sosyal çevremizce kabul edilebilir durumdayken yaşadığımız/yaşayacağımız ani değişimle kendimiz olmaktan mı çıkıyoruz? O eski görünüşe sahipken kendimiz değil miydik?
Hayatta göründüğünden daha fazlası var. Gregor bir böcek olarak uyandığında, onun kimliği değişmemişti. Halen işe gidip para kazanmanın yollarını arıyordu. Ailesinin refahından kendisini sorumlu tutuyordu. Gregor özünden kaybetmemiş olsa da görünümünün bir sonucu olarak insanların ona karşı olan tutumlarının değişmesi kalbini değişmeye başlamıştı. Zamanla Gregor Samsa'yı öldüren şey; böcek olarak yaşadığı fiziksel tecrübesi değil, Bu ani dönüşüm sonucunda insanların ona karşı zulmü oldu.