1. Rus düşünürü ve edebiyatçısı Tolstoy’un son döneminin başyapıtı olan İvan İlyiç’in Ölümü adlı eserinde sözü edildiği üzere ölüme ilişkin varoluşsal bir bakış açısını görebilmek mümkündür. Tolstoy’un kişisel tecrübelerinin onun ölüm olgusuna yaklaşımında ya da onun varoluşsal bir problem olarak ölüme yönelişinde etkili olduğu söylenebilir. Beş yaşında iken annesini kaybeden ve onun cansız bedeni ile yüz yüze gelen Tolstoy, seksen yıl boyunca bu görünüşü hiç unutmamıştır. İlerleyen yıllarda Paris’te bir mahkûmun giyotinle idam edilmesine
    tanık olması ve kardeşinin ölümü ise onun, ölümü, “insanın kanını donduran bir korku” olarak nitelendirmesine neden olmuştur. Ölüm önsezisi ile erken yıllardaki tanışıklıktan kaynaklanan ‘bir çeşit bulantıyla karışık sıkıntıları’ artarak yoğunlaşan Tolstoy, ölüm korkusu ile otuz yıl savaştıktan sonra ilerleyen yıllarda onunla birlikte yaşamayı öğrenmiş “ölümü, hayatın manevi bir unsuru” haline getirebilmiştir.
    #150226 ethicaysa spinoza | 6 yıl önce
    0roman