bu başlık kişiye özel bir başlıktır
  1. dünya bir bok çuvalı, bunuda hepiniz biliyorsunuz. bizler bu bok çuvalı içerisindeki "inci"leri arıyoruz yaşamımız boyunca ve onları bulduğumuzda mutlu oluyoruz. bu incileri bulmak hayatımızın amacı olmuş bulunmakta. ancak çoğu zaman bu bok çuvalında karşılaştığımız şeyler, doğa olarak bunlar bok oluyor, bizleri amacımızdan saptırabiliyor, isyan etmemize, umudumuzu yitirmemize ve hatta kin ve nefret duymamıza neden olabiliyor.

    son haftalarda toplumumuzu derinden etkliyen (en azından büyük bir kısmını) bazı olaylar, gelişmeler yaşandı.siyasetten ekonomiye, oradan dönün topluma ve bireylere dair. tek tek isim vermek istemiyorum az çok gündemi takip ediyorsanız hatta sosyal medyada günlük 5 dakika bile vakit geçiriyorsanız hepiniz biliyorsunuzdur. hanginiz bu olaylar ile karışılaştığında kendi derdini bir anlığına bile unutmadı ve nefret duymadı? şahsen bende öyle oldu.

    gerçek mutluluğu ya da diğer bir ifade ile mutlak mutluluğu insanın sadece hak edebileceğini söyler. bir kaç hafta öncesine kadar bu düşüncesine katılmıyordum ama bu olaylar ile karışılaştıktan sonra kendisine hak vermemek elde değil.

    yine hepinizin bildiği klişe bir laf vardır "dünyayı sevgi kurtaracak" duymayan kaldıysa da duymuş ya da okumuş oldu artık. en kıl olduğum cümlelerden birisidir çünkü işin aslı öyle değildir. evet sevgi herkes için aynıdır en azından tanımı. insanlar farklı farklı şeylere sevgi duyabilir ve bu sevgisini tatmin etmek için eyleme geçebilir. bu eylem bir dondurma yemek de olabilir, hırsızlık yapmak da ve hatta insan öldürmek de olabilir. insanların neye sevgi duyup duymayacağını belirleyemeyeceğimiz için bu cümle şahsım adıma otomatik olarak boşa çıkıyor. şöyle bir düşünün bu hoşumuza gitmeyen olayları yapan kişiler gerçekten kötülük etmek için mi eyleme geçtiler ya da kendilerini kötü hissetmek için mi? benim cevabım hayır, tartışmaya açıktır. onların da bu bok çuvalında bir incisi var ve ona ulaşmak için bu tür insalık dışı eylemlerde bulunuyorlar.

    peki dünyayı ne kurtaracaktır? benim cevabım "vicdan" yine tartışmaya açık bir cevaptır. evet vicdan da sevgi ve mutluluk gibi evrensel değildir ancak bu ikisine göre daha tutarlıdır. vicdan dediğimiz duygu (duygu olmayabilirde yerine daha uygun bir kelime bulamadım) ahlak ve etik yasaları ile parallellik gösterir ve evet ahlak ve etiğin evrensellikle alakası yoktur ancak az da olsa bir konsensus oluşturulabilmiştir. herkesin hem fikir olduğu ahlak ve etik kuralları olabilir de olmayabilir de ancak ahlak ve etik insanları iyiye yönlendirir. ahlak ve etiği ise birey çevresinden öğrenir.

    çok dağınık anlattım biliyorum o yüzden cümleleri toparlayacak olursam, dünyayı "sevgi" değil "vicdan" kurtaracaktır. vicdan, ahlak ve etik ile paralellik gösterir ve bu ikili insanları iyiye yönlendirir. immanuel kant'ın da dediği gibi " mutlak mutluluk hak edilir" bu mutluluğu hak etmek içinde şahsım adına dünyayı kurtarmak gerekir ve bu da ahlaklı, etik kurallarına sahip vicdanlı bireyler yetiştirmekten geçiyor. bunu ise bireysel olarak başarmak tahmin edebileceğiniz gibi mümkün değildir. bizlerin üstüne düşen görev ise temas halinde bulunduğumuz bütün insanlara ahlak ve etik bilincini aşılamamız en azından dememiz gerektiğidir, aksi takdirde hiçbir zaman mutlu olamayacağız. (hala daha dağınık olmuş olabilir kusuruma bakmayın)
    #147894 biri beni silksin | 6 yıl önce
    0kişiye özel