tepkiyi oluşturan ana etken, sonrasına aldığı "-i ne olursa olsun" ile değeri bile isteye azaltılmak istense de bi' boka yaramayacak, her şiddet olayının temel sorumlusu olarak da üzerindeki yük artırılmaya devam edecek hede.
bir insana göreceli olmaksızın yakın bir mesafeden işaret fişeği atarak boğazına isabet ettirirsen, bu bir neden yaratır. sonrasındaki sonuçlar da, kendilerini bu nedene tamamen bağlayarak çığ gibi büyütür. bambaşka bir yerde, bambaşka bir durumla birlikte kendisini ortaya koyar ve sonuçların nerelere ulaşacağını kestiremezsin. yolda yürüyen bir yaşlı bıçaklanarak ölür, üzerine giydiği giysinin renkleri yüzünden bir çocuk hunharca dövülerek öldürülür, el ele yürüyen bir çift fiziksel tacize uğrar; her şey olabilir. kes-ti-re-mez-sin.
insan aklının sonuçlara karşı empatik, nedenlere karşı sempatik olan tavrı bütün şiddet olaylarının başlangıcını oluşturuyor bence. suçun makul cezalandırılması ivedilikle gerçekleşmedikçe de, kan davası gütmek insan aklının normalleştirme çabasına dönüşüyor. bugünkü izmir derbisindeki saçmalıklardan sonra üçkuyular'dan alsancak'a kadar her yerde bazı insanlar birbirlerini bıçaklıyor ve bıçaklayacak, ana akım medya bunların tamamına yer vermeyecek ve bu durum "holiganlar şehirde birbirlerini kesip biçti"ye çıkacak. adım gibi eminim buna. güvenlik, kelime anlamını gerçekleştirmedikçe, böyle olayları bu ülkenin her yerinde görmekten bıksak da yaşayacağız, görüp duyacağız; en yakınlarımız öldürüldüğünde ağlayacağız, bize dokunmayan yılan sağ kaldıkça da "bana ne yaae" deyip önemsizleştireceğiz.
siz "nedeni ne olursa olsun" demeye devam ettikçe, toplumun her tarafındaki şiddet yok olmuyor, halının altına süpürülmüyor, sizin bakmamaya çalıştığınız yerde tavşanlar gibi ürüyor aslında. bugün benim içimi cayır cayır yakan tek şey bu.