Belirli aralıklarla ekran karşısına çıkıp halkla dalga geçen, ancak dövizin son durumuna bakmayan bakan.
Her şeyden çok bu halkın cahilliği ile bu denli dalga geçmeleri zoruma gidiyor.
"yapısal reformlar, yapısal reformlar, neymiş bu yapısal reformlar" diyerek dalga geçmeye çalışan ekonomi bakanı. "dolar 10 lira olacak, 15 lira olacak ya, toplayalım dolarları, ne oldu dolar oldu 5 lira" gibi çıkış ypan fakat doları 8 lirayı zorladığını görmezden gelen ekonomi bakanı.
bi dakka bi dakka yaa sahi biz dolarla mı maaş alıyoruz ki bizi ne ilgilendiriyor.
Türk halkının ekonomik beklentilerini hiç eden bakan.Düşündüğü ekonomik yol ülkemizle uyuşmamakta.Umarım halkımız için en doğru adımları atmak için çaba harcıyordur.Tanım:Ekonomist
dolar kuruna bakmadığı şeklinde beyan veren ancak wikileaks'de ifşa olan e-postalarında kalem pili dahi amazon.com'dan sipariş ettiği görülen, tek vasfı lord voldemort'un* kızıyla evli olmak olan, eskinin enerji ve tabii kaynaklar, şimdinin hazine ve maliye bakanı.
kendine ekonomi gurusu, zirveye tırmanmış damat, son dolar bükücü gibi mahlaslar edinebilen politikacı. muhtemelen kur ile oynayıp sağlam gelir elde etmekte, oyunu aldığı ve almadığı insanların sırtından farklı yollarda geçinmektedir. bir damat olarak tepelerdedir. sızdırılan maillerinde yurt dışından aldığı alet edevatların cinsi, çeşidi ve sayısı herhangi bir insanı hayret edecek halde idi.
kendisine özenle siyasi bir gelecek inşa edilmeye çalışılan mevcut bakan. ne kadar başarılı olur bu inşa edilmeye çalışılan siyasi gelecek bilinmez, çünkü malumunuz bakanımız gün geçmiyor ki talihsiz açıklamalar yapmasın...
başka bir sözlükte şöyle bir videosu paylaşılmış bakan. bundan sonra yapacağı açıklamaları izlemek yerine bu videoyu izleyeceğim, pek bir fark yok çünkü.
Genel kanı ve sanrıların aksine söylediği ve açıkladığı her şey, bilinçli bir planlamanın neticesidir. Evet; naçizane bir iktisatçı ve bu sektörde de az buçuk kalem yalamış birisi olarak, sizler gibi bizler de dehşete kapılıyoruz her konuşmasında, kasıtlı gülüşünde, vesaire. Kah sinirden gülüyoruz, kah kaygıyla takip ediyoruz; ama bir şekilde günün sonunda isyan ederek evlere dönüyoruz.
Şimdi oturup, günümüz türkiye ekonomisini uzun uzadıya analiz edip; genç cumhuriyet döneminden bu zamana kadar süregelen iktisadi olayları, nedensellik ilkesi ve iktisat teorileri üzerinden karşılaştırmalı örnekler vererek vaktinizi almayacağım.
Anadolu'ya gittiniz mi hiç ? Gitmediyseniz muhakkak oralarda uzaktan yakından akrabanız veyahut bir şekilde iletişim kurabileceğiniz kişiler mevcuttur, değil mi ? Bahsini ettiğim kişilerin tahsil durumu, şu anki maddi durumları, sosyal kapitalleri vesaire hiç önemli değil; istisnasız hepsi Turgut Özal'ı sever, türkiye için bir dönüm noktası kabul eder, değil mi ? Niye sizce ? Çünkü, turgut özal döneminde köylerine elektrik gitmiş, televizyon gitmiş, birtakım tüketim araçları ile özal ile tanışmışlar. Ve bunu sağdan soldan duymamışlar; gözleriyle görmüşler. Hep derler ya ihtiyarlar, hatta orta yaş grubundaki kişiler; "oğlum, elektrik yoktu köyde, mum ışığında ders çalışırdık." diye. Heh, o adamlar işte, gözleriyle gördüler özal döneminde köylerine elektrik geldiğini, veyahut başka bir şeyleri.
İktisat tarihi, uygarlıklar tarihi, osmanlı dönemi ekonomisi ve modern iktisat teorileri üzerine gerek akademik, gerekse de sektörel birçok araştırmanın, söyleşinin, okumanın içerisinde oldum, hala daha devam ediyorum. Yatırım danışmanlığı dönemimden, bankacılık dönemlerimdeki büyük ticari portföy yönetimine kadar teorik bilgilerim ile pazar(bildiğiniz çarşı pazar) ekonomisini harmanlamaya çalıştım. Spk sınavları için özel ders verdim, gösterilen lütuf neticesinde birçok irili ufaklı panelde konuştum, vesaire vesaire.
Ama bu zamana kadar az önce bahsettiğim ihtiyarlara özal'ı, neoliberalizmi anlatamadım. Anlamadılar değil, anlatamadım. Beceremedim. Teoriler çürüdü, kuramlar yıkıldı, sayılar önemini kaybetti. Halbuki okuma yazma bilmeyen o insanlar, fındık hasatı iyi olduğu zaman fiyatının ucuzlayacağını; az verim almışlarsa pahalıya gideceğini bilecek kadar pazar ekonomisine hakimdiler. Okullarda anlatılan arz talep var ya; heh, ta kendisi işte.
Ne anlatabilirdim ki bu adamlara ? Haydi deneyin; hep birlikte gidelim karadenize, doğuya, anadoluya. Gelin birlikte neoliberalizm'i anlatalım; tekrar deneyelim. Var mısınız ?
Her zaman, hiç değişmeyecek olan cevap ne olacak biliyor musunuz ?
"Oğul, boşa nefesini tüketme; ben anlamam öyle gavur işlerinden, okullardan falan. Bak oğul bak, bu gördüğümüz şeytan icadı televizyon var ya, özal baba döneminde geldi de, evlerimize haber geldi, şenlik geldi. senin okuduğun sana kalsın oğul, boş ver; hanım demle bize güzel bir çay."
Devir değişti, teknoloji gelişti ama zihniyet değişmedi. 40 yıldır televizyonu getirene tapan güruh, şimdi de yollara tapar oldu. Yolları gördü çünkü; kendisine ne faydası olduğunu düşünmedi bile. Sadece canlı kanlı gördüğü şeyi sevdi; yolu, köprüleri.
Berat'a kızmayalım arkadaşlar; berat şu an kızılacak en son insan. Tarihimize kızalım, köy enstitüleri dönemine kızalım, 60 yıldır sistematik şekilde cahil bırakan politikalara kızalım.
Kızalım, çok kızalım ama benim yaptığım gibi sağa sola küfürler yağdırarak, twitter'da ehi ehi deyip vicdanınızı rahatlatmayın. Farkında değil misiniz ? Bizden önceki 50 sene nasıl heba olduysa, bizden sonraki 50 senede heba oldu şimdiden. Kendinizi düşünmeyin, çocuklarınızı bile değil; torunlarınız için bir şeyler yapın, yapalım.
Döviz kurunun kendisini ilgilendirmediğini söyleyen bir ekonomi bakanı...
Bu tavır ak parti cephesinde çok fazla karşılık bulmaya başladı. Milli eğitim bakanının eba sistemi göçünce sevindiğini söylemesi gibi, döviz kuruyla ilgilenmeyen bir ekonomi bakanı.
Yükselttikleri faizleri iki gün sonra dibe çekmeyeceklerinin garantisi olmadığı ve bunu artık yedi düvel anladığı için yaptıkları hamleler karşılık bulmuyor; artık nasıl bir güvensizlik ortamı inşa ettilerse... Hemen herkesin dediği gibi bu ekonominin düzelmesi için tek yapmaları gereken gitmek.