taşınabilirlik ve erişilebilirlik adına inanılmaz bir rahatlık. evimin dışında en son ne zaman basılı kitap okuduğumu hatırlamıyorum bile. evde de nadiren basılı kitap okuduğumu fark ettim.
metroda ayakta giderken 600 sayfalık kitabı tutarken çektiğin çileyi, yurtdışından kitap getirtebilmek için kredi çektiğin günleri, uyumadan hemen önce ışığı kapatırken uykun kaçacak endişesiyle odaklanamadığın sayfaları, sahilde, havuz kenarında su sıçrayacak da ıslanacak korkusuyla demir kubbeyle savunduğun şezlongu, tatile çıkarken bavulda yer kaplamasın diye vazgeçmek zorunda kaldığın kitapları,
fazlasıyla faydalandım. metroda, otobüstei bekleme salonunda... uyumadan önce hatta. ama şu var ki unutuluş çok hızlı oluyor ekitapta. süper olsa da bu yönü beter.
2010'lardaki çıkışı azalmış ama yeri sarsılmaz şekilde sabitlenmiş gibi duruyor. biliyorsunuz onyılın başına amazon ve barnes and noble'da, bir ara e kitap satışları, basılıları geçmişti. 10 yılda bu trend düşmüş, e kitap satışları toplamın %20'sinde sabitlenmiş. asıl değişim okur alışkanlıklarında.
2020 itibariyle birleşik devletler'de kitap okuyanların
- %51'si yalnızca basılı kitap okuduğunu söylüyor -ki bu oran düşüyor- -
- %10'u yalnızca e-kitap okuduğunu belirtiyor -bu sabit gibi-
- %39'u iki formatı da tercih ediyor -bunda artma var-
Elbette Türkiye'de manzara farklıdır. Lakin bizde çoğunlukla e kitap= korsan, beleş kitap olarak göründüğünden yasal satışlar okuma oranını vermiyor. ayrıca maddi imkansızlıklardan "aldım bari elimde tutayım, kütüphaneye koyayım, göstereyim" eğilimi fazla. "okuduktan sonra gerisine bakmam" demek için fakiriz.
bir 10 sene gündemimde taşınma olmadığı için ben de basılı kitap almaya başladım tekrar. eskisi gibi tepelemem (ne gerek var tuğla gibi. ) ama özel baskı kitapları, koleksiyon değeri olanları almaya devam ederim herhalde.
Güzel, hoş, kolay vb. Her şey denilebilir. Fakat en garibi pahalıdır. Valla pahalı ya, 2014'ten beri e kitap alıyorum ve hâlâ pahalılığına şaşırıyorum. Bu fiyatlarla basılı kitap koklamak isteyenlerin de dikkatini yıllardır çekemiyor.
ilk olanı, 1971 yılında dijitize edilen, thomas jefferson'ın kaleme aldığı amerikan bağımsızlık bildirgesidir. project gutenberg tarafından dijitize edilmiştir.
okurken kitabın sayfalarına dokunma hissini ne kadar sevsem de tavsiye üzerine denedim ve büyük kolaylık olduğuna karar verdim. ama hala basılı kitap fikrinden uzaklaşmış değilim ikisi bir arada gidiyor.
önemli olan kitaptan edineceğimiz bilgiler olduğu için, hakkında çok tartışma yapılmasının gereksiz olduğunu düşündüğüm kitap biçimi. aynısı sesli kitap için de geçerli.
mesela sesli kitap olayına da çok sıcak bakmıyordum ama şu aralar en büyük zevkim kanji pratiği yaparken bir yandan sesli kitap dinlemek. iki işe de odaklanabiliyorum sayesinde. alacağımı da alıyorum.
dev arşivim olmasına rağmen bir türlü alışamadığım hala kitap okumanın keyfini eline alıp sayfaları çevirebildiğin olduğuna inandığım dolayısıyla da alışacağımı da hiç zannetmediğim tablet kindle vs sayesinde elektronik ortamda okunabilen kitap türüdür.
Yerleşik hayata geçmemiş ve sürekli oradan oraya taşınan kitap sever bireyler için ideal kitap okuma ortamı. Ayrıca kitaplarda işaretlediğiniz yerleri istediğiniz anda geri dönüp okumak, notlarınıza göz gezdirmek, yeri geldiğinde yabancı dilde bir kitabı okurken kelimeyi işaretleyerek sözlükten anlamına bakmak gibi kolaylaştırıcı ögeler de barındırır.
alışmak istemediğim bir elektronik deneyim. kitapların sayfasını karıştırmak, kokusunu içine çekmek gibisi var mı? artık e-kitap olayına özel tabletler, elektronik mürekkep teknolojisi vs derken kütüphanelerin raflarında kitaplar yerine harddiskler veya flashlar göreceğiz gibi ilerliyor.
cebimde kocaman bir kütüphaneyi taşıyabiliyorum ama gerçek kitabın tadı gerçekten yok. telefon bağımlısı olanlar için de çok iyi bir şey ellerinde telefon var ama kitap okuyorlar. (benim bir ara telefon bağımlılığım vardı da ehe ehe)
Kitap okumanın çok daha kolay ve hızlı hale gelmesine vesile olan gelişme. Cebinizde onlarca kitapla dolaşmak gerçekten teknolojinin ve insanlığın geldiği noktayı gösteriyor.
Basılı kitap asla yok olmayacaktır çünkü kitabın kokusunun ve dokusunun bir hazzı olduğu gerçek fakat e-kitaplar da aşırı pratik. Üstelik kitabın kırışması ya da yapısının bozulması dersi yok.
kitabın ayı bir havası vardır. kağıt kokması gerekir, hediye edebilmen, rafına koyabilmen gerekir. kısaca adabı vardır kitabın, e-kitap belki başka arkadaşlar için kullanışlı olabilir ama bende tutmadı.
okumayı seviyorum, her okuduğumu alsam aylık 1000 tl yetmez, amazon kindle aldım, konforlu, bedava bir sürü kitabı hafif şekilde taşıyorum yanımda. Facede güzel paylaşım yerleri var, tek tük hanzo haric düzey İsveç üstelik gruplarda.Çok anlayışlılar, bazen ergen arkadaşlar ''hayatımı değiştirecek sihiirli kitap var mı?'' gibi sorular soruyolar, ıslak dalla döveceklerine güzel güzel anlatıyolar. Sihirli kitap ne ya. :)
Güzel bir girişimcilik örneği olduğunun gerçekliği tartışılmaz.. Yalnız; kitabı elinde tutmanın, deyim yerindeyse içine gömülmenin verdiği fiziksel ve ruhsal hazzı veremeyeceğini -veremediğini- düşünüyorum. Ancak yine de büyük bir nimet.
yükselen döviz kurları sebebiyle japonca kitap almam imkansız hale gelince benim de şu aralar kullanmak zorunda kaldığım bir kitap türü.
şimdi gerçekten güzel bir icat bu sebeple. binlerce km ötedeki ontario'daki bir kütüphaneden kitap alabiliyorum bu sayede.
şu aralar özellikle vintage dergilere takmış durumdayım ama işte o kadar güzeller ki insan keşke elimde basılı halleri de olsa diyor. bir kaç tanesinin kapağını poster olarak bastırmayı düşünüyorum mesela. şimdiki gibi grafikerlerin elinin altında bilgisayar vs olmadığından dolayı her şeyin el emeği olduğu çok belli. kapağı bile elleriyle çizmişler adamlar.
60-70 yıl önce insanların okuyup çöpe attığı şeyi ben sanat eseri olarak görüyorum şu an, o da ilginç.
arşivimi paylaşabilirim. takdir edersiniz ki hepsini yüklemek istediğimde hayli yüksek bir boyuta tekabül ediyor. içlerinden istediklerinizi söylediğiniz durumda ben yüklemeyi gerçekleştirip size sunabilirim.
teknolojiyi dibine kadar kullanan, yeniliklere karşı son derece açık olmaya çalışan ben bi türlü ısınamadım şu işe.
ben eski usül kitap okumanın keyfini istiyorum arkadaş. kitabı alacaksın eline, sayfalarını biiiir bir çevire çevire okuyacaksın. arada bir arka sayfaya bakacaksın, kaç sayfaydı bu kitap diye. okuduğun bölümün bitmesine kaç sayfa kalmış diye kontrol edeceksin. kaldığın sayfayı ezberlemeye çalışacaksın, olmadı arasına bi ayraç sıkıştıracaksın. (kitabın safasını kıvırayım deme sakın, en nefret ettiğim şey.) sonra yatağının baş ucuna koyup uykuya geçeceksin, veyahut çantana atacaksın, yanında taşıayacaksın, sen nereye kitap oraya.
aslında e-kitap okumanın avantajları da yok değil. misal ayn rand'ın atlas silkindi'sini sırf yanımda taşıyamadığım için okuyamadım yıllardır. kitaplıkta bana bakıp duruyor öööyyle. çünküm o kadar kalın bi kitabı anca tatilde okumaya cesaret edebilirim, tatile de yanımda tuğlayla gitmek istemiyorum. the fountainhead'i cep kitap olarak almışız da onu okudum neyseki. algı önemli arkadaş, ne demiş atalarımız; perception is reality. cep kitap hali bile ufak çaplı bi tuğla ama gözünü korkutmuyo insanın. sonra o çok sevdiğim zaman çarkı serisinin son kitapları.. kaldı, başlayamadım bi türlü..
diğer bir avantajı da gece yatarken okumayı seviyorsanız ayrı bir ışık kaynağına ihtiyacınız olmaması. tablet veya telefonun ışığıyla okuduğunuz için ergonomik oluyor. ben illa bir ufarak lamba alırdım gece kitap okumak için. yok kulağa bluetooth anteni misali takılan bişey, yok kitabın arasına koyulan bişey, yok gözlük gibi takılan bişey, yok kitaba kıstırılabilen bişey... bi dolu okuma ışığı eskittim.
bak şimdi kendi kendimi ikna ettim iyi mi, ben bikaç e-kitap edinip okumaya başlıyım en iyisi
2011 yılında amazon, e-kitap satışlarının basılı kitap satışlarını geçtiğini açıkladı : amp.theguardian.com/...
Bu manzaradan memnun olmayan yayınevleri alttan alta e-kitap karşıtı pazarlama stratejileri izleyip 2014'den beri satışların düştüğünü söylese de, verilerinin dikkatli incelenmesi bunu da yalanladı.
fortune.com/...
Yani bakmayın kafasındaki kitap ideası eskiyor diye "basılının yerini alamaz" diyenlere. Kimsenin gönlüne karışamayız, ota da konar boka da. Ama hissiyat bir yana, çatır çatır alıyor.
Basılı kitap, basılı pul gibi ancak koleksiyoncusunun tuttuğu bir ürün haline gelecek sonunda. Benim de var bir iki raf koleksiyonluk, torunlara antikalık bırakırım.