sosyal medyanın yaygınlaşması ile birlikte insanların içerisinden fırlayan garip yaratıksal özelliklerden biridir aynı zamanda. bir ortamda sürekli ilgi odağı olma, herkesin dikkatini çekme isteği ve bu yolda her türlüğü absürtlüğü yapma durumudur.
Uzun bir aradan sonra ilk defa böyle sert bir yazı yazıyorum çünkü başlık bunu gerektiriyor ve, ve bunlardan hiç haz etmiyorum.*
Orospuluğun en aşağılık katmanı olan bu kavram aynı zamanda orospuluğun cinsiyetsiz bir kavram olduğunu gösteren en net örneklerden biridir.
Hani çokça merak edilir ya, "bu trollerin motivasyonu nedir, bu kadar iğrenç ve anlamsız şeyleri yaparken ki amaçları nedir?"
Hiç kaliteli-kalitesiz troll olayına girmeyin bunların alayı ilgi orospusu işte.
Neymiş, "kaliteli troll kişileri muhatap almaz, düşüncelerle muhatap olur, söylenmeye cesaret edilmeyeni söyler vs." Saçmalığına girmenin hiç lüzumu yok.
Bunlar oluşturdukları hikayeleri ile karşınıza çıktıklarında aldıkları ayarlar, sövmeler hiç umurlarında olmaz. Yeter ki istedikleri o ilgiyi alabilmiş olsunlar. Bunun için her türlü pisliği yapabileceklerinden emin olabilirsiniz.
Çokça merak edilen bir diğer olayın sebebine geçelim. hitap ettiği ortam/kişiler belli standart bir dil konuşurken ve kendileri de aslen o dilden olmalarına rağmen niye sık sık o standart dilin dışına çıkarlar? Ters mantık ile Kendim üzerinden şöyle bir düşünüyorum, "ulan kaç dil biliyorsun, neden şuana kadar hep türkçe yazdın girdilerini?" sebep net. Sonuç net. Çıkarım net.
Elbette keyiflerinin kahyası değiliz, diledikleri gibi yapabilirler. Sadece burada durumu betimlemek üzerine bir şey diyebilirim ki o da 'ilgi orospuluğu'
Evet kabul ediyorum, bu biraz daha masumane diğerlerine oranla. Bunlardan nefret etmem. Yazık deyip gülümser geçerim bu komik durumlarına.
Basit örneklerden kaçarak birkaç örnek vermeye çalıştım.
Toparlamak gerekirse, ilgi istemek anormal bir durum değil. Elbette Herkes az ya da çok ilgi bekler. Lakin bu durumun cılkını çıkarıp abuk sabuk hareketler yapıldığında ve bunu yapay yollarla elde edilmeye çalışılması...
sosyal medyada karşılaşılanlara tahammül bir yere kadar olabiliyor ama gerçek hayattakilere tahammül etmek her zaman mümkün olmuyor. "eeh, yeter beea" diye bağırıp ortamdan koşarak uzaklaşmak mümkün.
ayrıca hiçbir zaman türkçe karşılığı kadar ağız doldurmayacak, söylemesi zevk vermeyecektir. çok samimi olmadıklarıma bunu kullanıyorum, "heh? ne didin?" derlerse o zaman usulca türkçe karşılığını söylüyorum. nedense o zaman karşımdakinin gözlerinde bir ışıldama, yüzünde beklemediği yerden aparkat yemiş boksör şaşkınlığı beliriyor. bu ifadeye gülümseyince de, karşımdaki benim hiçbir şeye zerre değer vermeyen biri olduğumu düşünüyor sanırım.
Olumsuz niteleme sıfatı.
benim günlük hayatta karşılaştığım örnekleri ise genelde bu sıfatı hak etmek isteyip bir türlü ilgi çekemeyen insanların başkasını bu sıfatla itham etmesidir. Hayat garip işte.
(bkz: oksimoron)
"en çok bana soracaksınız" , "en çok beni seveceksiniz" , "en çok benimle ilgileneceksiniz" gibi cümleleri bizzat söylemese de hissettiren kişilerdir. işin enteresan tarafı onlar bu hallerinin farkında değil. instagram fotoğrafımı/ facebook paylaşımımı beğenmedin diye küser mi insan insana?
ilgi orospuluğunun bitmesini istiyorsak onlardan nefret etmeyi, onlara sinir olmayı da bırakmalıyız çünkü bu kişiler her türlü hissi kabul ediyorlar zaten, yeter ki onlarla ilgili olsun. tamamen görmezden gelmekse çok büyük bir tepkidir ve karşı tarafı eylemlerinde sınırsızlığa itebilir. sanırım en iyisi, ilgimizi yaptığı saçmalıklarla çekemeyeceklerini fakat normal düzeyde bir ilişki için hazır olduğumuzu göstermek ki bu sayede bu huydan kurtulmak için bir motivasyon sağlanır. "bu huyu bırakırsam kendimi boşlukta hissetmem, beni kabul edecek biri var." şeklinde bir düşünceden bahsediyorum. bunun günlük hayattaki insanlardan çok sosyal medyada kitlelere hitap eden insanlarda tehlikeli olduğunu düşünüyorum. bu insanlara prim vermemek gerekiyor çünkü çok fazla kişiye hitap ettikleri için çok fazla kişiye etki ediyorlar.