en azından belli bir yaşın altındaki çocuklarda bu uygulamadan vazgeçilmelidir.
7-8 yaşında başarısızlığı yüzüne vurulmuş minicik bebeler arkadaşlarının arasında küçük düşmekte, çok erken bir yaşta değersizlik duygularını yaşamakta ve aileleri tarafından suçlanmaktadır.
aslında tam tersi öğretilmeliyken, bu çocuklar, başarı odaklı ve sadece rekabetle tanimlanan çarpık bir düzenin gereklerine gore davranmaya zorlanmaktadır.
zihinsel kapasiteleri yetersiz olan ve özel ders alma imkanı da bulamayan fakir ailelerin çocukları karne dönemlerinde korkunç ızdıraplar yasamaktadir.
(adam olacak çocuk programinda bütün çocuklara on puan vererek gururlandıran büyük ruhlu barış manço belki de bu nazik durumun bilincindeydi.)
çocukken ara karneler postayla gelirdi, babamdan önce yetişip posta kutusundan alabilmek için kilit açmayı öğrendim. hala otel kapılarını, çekmeceleri, asma kilitleri açabiliyorum.
ilkokulda hep sınıf birincisi olan ben, karnemde ilk zayıfı orta 2'de getirdim. Matematik ve din bilgisi.
Aha babam ağzıma sıçacak derken... adam karneye bakıp din dersi için
-senide mi bırakmış pezevenk?! dedi.
Meğer herif ta o zamandan nurcu/fethullahçıymış ve o sene gümüşhane'de ne kadar polis çocuğu varsa bırakmış.
Sıranın üstünde namaz kıldırıp yanıltıcı soru sormuştu... sözlü niyetine. Ulan (10 üzerinden) 3 alsam geçiyom, 2 verdi pezevenk. ki o dönem öyle sırada namaz kıldırdığı öğrenilse suçtu.
Sonrasında bir kaç yıl sonra ateist oldum, şu anda kilisede çalışıyorum... ellerinden hürmetle öperim.