binlerce yıl evvel orta asya'dan dünyanın en yaşanılabilir toprakları olan anadolu'ya gelen atalarıma teşekkürümü ifade edecek sözcük bulamıyorum. kürtler ve ermeniler o zaman zaten buradaydı. benim şahsi atalarım ise, dünyanın en yaşanılır yeri olan toprakların en yaşanılabilecek yeri olan antakya'ya yerleşmişler. araplar ve rumlar zaten o zamanlar da buradaymış.
sonrası baskın genlerin bir nev-i evrimsel biyolojik mucadelesi. güçlü olan yaşamış, yaşayan ölümsüzlük sanrısıyla büyüyüp genişlemeye devam etmiş. insanların binler binler öldüğü hiç bir savaşın kutlanacak bir yanını göremesem de, fatih'i humanist bir sığlık içinde eleştirmeyeceğim. o zaman yaşamanın genel kuralı ekseriyetle böyle işlermiş. fakat yine de sormadan edemiyorum. neden onlar bizden toprak alınca adı işgal biz toprak alınca nitelemesi fetih oluyor bu işin?
sultan mehmet tarihin gördüğü en bilge ve zeki liderlerinden biridir. barbarlığı neredeyse psikopati derecesindedir. roma'nın mirasına hakkıyla sahip çıkmıştır. üzerine varlık koyup genişletmiştir. fakat, kışın bırakın uçakların, ufoların bile inemeyeceği havalimanını biz yaptık.
istanbul ile birlikte bakın neleri almışız. harem teşkilatı ve harem ağaları ve bunlarla birlikte bizans entrikaları. istanbul alınana kadar türklerde harem yoktu. nitekim istanbul'dan önceki başkent edirne'nin sarayına harem yapıları çok sonradan eklenmiştir. türk sanat müziği. son dönemlere kadar istanbul dışında bilinmeyen bu müzik doğrudan bizans müziği kaynaklıdır. türklerin müzik formatı türküdür. istanbul şehir bayrağı. ay yıldızlı bayrak bizans içinde istanbul kentinin bayrağıdır. üstündeki hilal pagan tanrıçası artemis/diana'nın simgesidir. bunlar gibi daha bir yığın ufak tefek şey var. osmanlı istanbul'u almış fakat bizans kültürü'de içten içe osmanlıyı fethetmiştir. bunu yanlış bir şey olarak görmüyorum. tarih boyunca böyle olmuştur. iktidarlar değiştikçe kültürler birden bire yok olmaz. değişir, dönüşür, duruma ayak uydurur ve yaşamaya devam eder. yaklaşık 1200 yıllık bir imparatorluk geleneği vardı bu kentte. bu geleneğin bir kısmını da bilerek bilmeyerek halen yaşatıyoruz.