artık laboratuvar deneylerinde kullanılmayan hayvan, kemirici. (bkz: hint domuzu) önceleri çokça kullanılan bu minik kardeşimizin ismini genele vuranlar olmuş, hatta akademik makaleler de bile fare gibi kemirgenler için kobay ifadesi kullanılabiliyor.
kobaylar günümüzde artık sadece tüketiliyor. perulu abi ve ablalarımız her yıl 70 milyon kadar kobay yetiştirip, üretiyor. kolombiya, bolivya, ekvador'da kobayların çokça tüketildiği yerler arasında.
bu hayvanları deney malzemesi yapmaktan kurtaran fare ve sıçanlar oldu. tabii kurtarıldılar ama şimdi eskisinden çok tüketilebiliyorlar. fare ve sıçanlar, çok daha çeşitli insan hastalıklarını modelleyebilirler.
difteri'nin 1890'lu yıllarda antitoksini kobaylar sayesinde bulunmuş ve milyonlarca çocuk kurtarılmıştır. günümüzde ise aşırı duyarlılık reaksiyonlarıyla alakalı çalışmalarda kullanılıyorlar. buna ek olarak beslenme alışkanlıklarıyla alakası araştırmalarda da kobaylardan yararlanılıyor. çünkü kobaylar, primatlar dışında c vitaminini kendi sentezleyemeyen tek memelidir.
la molina üniversitesi ya da resmi adıyla national agrarian university, normal ağırlıklarım 250 - 700 gram olan kobayları geliştirerek bir kolagramlık kobaylar elde etmenin peşinde. kobay eti, az yağlı ve kolesterolü düşük, tadı da tavşan etine benziyormuş.
peru'da hayvanların, andlar'dan gelen inanışa göre dumana ihtiyaç duyduğu düşünülür, mutfakta tutulurlar. andlar'daki diplomasız, halk doktorları kobayları kullanırlar. bir kemirgenin hasta üstünde gezdirilmesi ve hastalığın olduğu yerde ses çıkarması beklenir. yani hastalığın yeri böyle tespit edilirmiş. yine peru'da cuzco vilayetinde bulunan katedralde son akşam yemeği tasvirli bir tabloda isa ve havarileri kızarmış kobay yerken resmedilmiş.