1. hava koşulları her kötüleştiğinde sipariş veren insanlara sosyal medyada yüklenerek, sanki silah zoruyla sipariş götürmek zorunda kalıyorlarmış algısı yaratılan insan grubu. bu iş kolu zaten dışarı çıkmak için uygun koşullar olmadığında ya da dışarı çıkmak istenmediğinde siparişi eve getirilmesi için var. hava koşulları muhteşem olsa giderim alırım kendim zaten. yaptıkları iş tam olarak bunun için var. burada kendilerine bu çalışma sistemini layık gören işveren eleştirilebilir, motor yerine daha güvenli veya soğuğa karşı koruyan bir araç verilmemesi eleştirilebilir. ama siparişi veren insanın suçu ne. öyle bir hizmet varsa elbette ki kullanacak insanlar.
    2unvan 
  2. üniversite bitene kadar çok uzun süre bu mesleği yapmış biri olarak bahsetmek isterim.
    tehlikelidir ama eğlencelidir moto kurye olmak.

    (bkz: )

    ben böyle bakardım işime.
    ''work and travel''
    aynı klasmandaki bir çok günlük işle kıyaslarsanız, hem daha fazla para kazandırır hem de daha çabuk vakit geçer çalışırken.
    öncelikle motosiklet sürücüsü olduğunuz için, zaten alışıksınız trafikteki duruma. tek problem adres bulmak oluyor başlarda, ona da zamanla dükkanın müşterisi belli olduğundan, ezbere gitmeye başlıyorsunuz. gerçi navigasyon falan derken artık adres bulmak da çok kolay. zaten bilmediğiniz bir adres gelirse, sipariş hazırlanana kadar haritadan bakıp kafanızda rota çıkarıyorsunuz.

    bütün gün kapalı bir yerde, dükkanda olmadığınız için çalışıyor gibi hissetmezsiniz çoğu zaman. biraz iş yapan bir yerse, yarım saat aralıkla dükkana uğrar, sonra yine sağa sola gitmek için çıkarsınız. bazen sipariş birikir, bir buçuk saat kadar gelmezsiniz dükkana. geldiğinizde bi çay içer, iki lak lak yapar, yeni sipariş beklersiniz.

    çok fazla oyalanmamak, paketi taşırken mahvetmemek dışında çok da dikkat etmeniz gereken bir şey yoktur. iki tatlı dil, selam sabah, pratik para alışverişi. bu kadar.

    tabi çakallıkları da vardır her meslekte olduğu gibi. mesela eşin dostun takılırken yemek söyler çalıştığın yerden, sen gidersin. siparişi en sona bırakırsın ki on dakka girip takılmaya vaktin kalsın. soğusa da siktir et, zaten sizin çocuklar hepsi. içeri girer bi sigara içer, iki takılır uzarsın dükkana yine.

    bahşiş toplama taktikleri güzeldir. para üstünü götürürken bozuk para seçmeye dikkat edersin ki, bahşiş ihtimalin artsın.
    para üzerini çevirirken ağır davranmak bahşiş ihtimalini arttırabilir.
    diyelim 20 tl verildi, ücret 12 tl.
    5tl yi uzatırsın, başlarsın cepleri kurcalamaya 3 tl için. adam tamam kardeşim kalsın desin diye beklersin bi süre. baktın sabırla bekliyor arkadaş, zaten sol cebinde hazır olan 3 lirayı çıkarır verirsin.

    kötü havada boka sarar biraz iş. ıslanırsın, yollar buzlanır, trafik zaten malum.
    ama ona da maaşın kadar bahşiş çıktığında okay olursun.
    bizim insanımız kapısına gelen ıslanmış, çalışan insana acır genelde, üç beş atar her zaman.

    paket erken ulaşırsa kahraman olursun.
    paket geç kalırsa topu dükkana atarsın. yoğunluk var, mutfaktan çıkar çıkmaz getirdim. dükkana da ilk siparişte eleman kapıyı açmadı 10 dakka bekledim, ikincisine o yüzden gecikti abi ben napayım tarzı ayak yapabilirsin.

    zor fakat eğlenceli ve kazancı boldur moto kurye olmanın.
    öğretmen oldum, hala ek iş olarak çıkasım gelir pakete...
    #176757 lizard | 5 yıl önce
    0unvan 
  3. temel alışkanlıkları olan "kuralsızlıq kuralımdır qnq" mottosunun ete kemiğe bürünmüş hali olan trafik canavar(lar)ıdır.

    dün pendik'te yaşanan, aynasını kıran motorcuyu altına alıp 20 metre önündeki çekici ile arasına sıkıştırarak belini kıran otomobil sürücüsü haberini görmüşsünüzdür. bu kuryelerin genlerindeki yapı taşlarında bulunan "bana yol vermeyene zarar veririm çünkü bütün yollar benimdir" kuralına karşı çıkmış bir sürücü görüyorsunuz. ama bir farkla: motorcuya "sen manyaksan ben daha manyağım" diyebilecek kadar manyakça bir yöntem kullanarak. motorcu, aracın kendisini görmesinin mümkün olmadığı sol ön kısmına kadar götüm götüm geliyor. araç zaten tek şerit akan trafikte motorcuya yer/yol veremeyecek kadar tın tın gidiyor. motorcu buna kızıp önce aracın arkasından dolanarak sağ önüne geçiyor, sonra aracın sağ aynasını kırıyor, sonra da beli kırılıyor; hayat işte. sonrasındaki görüntüler de bence türk halkının tam bir "son noktadayım, hem kendimi hem de herkesi yakarım bak!" sınırında yaşadığını gösteriyor: araç sürücüsü ya sinirden ya da panikten şoka girmiş durumdayken, aracı yumruklayıp kapısını açmaya çalışmak, halâ araç ile çekici arasına sıkışmış motorcuyu kurtarmak yerine şoförü dövmeye çalışmak falan korkunç linç çabaları. videoda bir tane medeni, karşısındakine saygısı olan insan evladı yok, koca yolda. yapılacak tek şey; motorcuyu sıkıştığı yerden çıkarıp yere yatırmak, hareket etmesini engellemek (zaten büyük ihtimalle felç kalacak), 112'yi aramak ve ortamdan uzaklaşmak. olm, "ayna kırarsın, he mi? ben senden daha manyağım ulan!" diyen birisi daha var orada. bırak, kim kimi yiyorsa yesin, birbirlerini yok etsinler. dünya değilse bile, en azından pendik 2 kriminal tipten arınmış olur.

    bazen demek gerek her şeye. ota boka empati yapıp hümanizm kasmak insanı kümülatif şekilde yoruyor. kurye ya da manyağın tekini savunmak yersiz. şiddeti engellemek için bıçağın önüne geçen nesiller, çoktan empati yeteneklerinin çükünü kesmiş durumda artık.
    #294038 lake of the hell | 2 ay önce
    0unvan 
  4. ’nin motosiklet kullananı. Getir’de çalışanından tut, çiğ köfteciye kadar bir sürü işletmede çalışırlar. Şöyle de güzel bir şey yapmış 140 journos kendileriyle ilgili.
    #157632 little wing | 6 yıl önce
    0unvan