karşılığı fransızca'da esclave, ispanyolca'da esclovo, italyanca'da schiavo, latince'de sclavus olan ve herbirinin slavları işaret ettiği köle manasına gelen kelime.
slavlar avrupa, asya ve afrika kıtalarında taşıdıkları özellikleri itibariyle köle pazarlarının en değerlileriydi. kuvvetli, çalışkan, zaman zaman sıcak ve işkencelere yenik düşseler de zorluklara karşı oldukça dirençli, güleryüzlü insanlardı. dolayısıyla bu nitelikleri değerlerini artırıyor, yüksek fiyatlara satılıyorlardı.
slavlara ait eski kaynaklarda; macarların pontus bozkırlarında yaşayan slavlara baskın yaparak onları esir aldıkları, daha sonra bizanslılarla sırmalı ipek kumaşlar karşılığı bu esirleri takas ettikleri söylenir.
kaynak: "The Cambridge Medieval History," Vol. II, 1913
ayrıca 16. yüzyılda "bazı alışkanlıklar ve ahlaksızlıklara karşı koyma gücünü yitiren kişi" anlamında da kullanılmış.
2004 basım tarihli 400 sayfalık mende nazer kitabı.
kitap tanıtımı: Sudan'da Başlayıp, Londra'da Biten Bir İnsanlık Dramının, 21. Yüzyılda Köleliğin Romanı
Sen kendini kim sanıyorsun ki? dedi evin hanımı Rahab, Dur da sana izah edeyim. Sen bir abdasın, yani bir köle. Abda. Abda. Bu ne demek, biliyorsun değil mi? Bir abda olduğunu asla unutma! Hayır, ben Mende'yim diye karşılık verdim ona yavaşça. Abda kelimesinin ne anlama geldiğine dair en küçük bir fikrim dahi yoktu. Nuba dağlarında abda bir kız ismi olduğu için, ismimi karıştırmış olabileceğini düşünüyordum. Rahab alayla güldü. Adının Mende olduğunu biliyorum. Fakat bunun dışında bir abdasın. Bunun ne demek olduğunu biliyor musun? Hayır, ben Mende'yim diye tekrarladım bir kez daha. İşte o anda aklıma babamın Nuba dağlarında Arapların Shimii köyünü bastıklarını ve kızları köle olarak kaçırdıklarını anlatması geldi. Artık Rahab'ın neden bana abda dediğini anlıyordum. Ben Rahab'ın kölesiydim!