ekşi sözlüğün ilk yıllarıda "format" diye bir mevzu sert şekilde dayatıldı ki amaç, sözlüğün "yazar değil okur için" olmasıydı.
format, sözlüğe girenlerin sözlük hakkında en ufak fikri olmayacağı ön kabulü ile kuruldu. yani buğra abi "dr. who" yazacak, karşısına sözlük çıkacak, sözlüğün başlığını başından sonuna okuduğunda dr who kimdir nedir anlayacak, biraz da gülecek ki, tekrar sorusu olduğunda yine sözlüğe girecek.
o zaman "tanım/ tanım devamı/ alıntı" kuralı getirildi. buğra'nın kafası karışmasın denildi. ama gel zaman git zaman okurdan çok yazar sözlüğün kitlesi oldu, bu yazarlar dr who ileyenlere küfreretmek, yayınlayan kanalı savunanlara geçirmek için geçer oldu klavyenin başına. e artık alıştığımız sözlük kültürü var ama format da var, ne yapacaksın ? e dilediğini yazıp sonuna "tanım: " diye gösermelik bir cümle ekleyeceksin ki büroktasiden yırtabilesin.
sonunda baktılar buğra youtube da gears of war kanalı kurmuş server setup anlatıyor, siktirettiler bürokrasiyi.
bir sözlükte, herhangi bir başlık hakkında, kafanızda minik de olsa herhangi bir bilgi yaratan herhangi bir şeydir.
tarzı, şekli, anlatılış biçimi ve benzerleri zerre önem taşımaz. okuduğun zaman sana başlık hakkında bir şey katıyor mu, ona bakarsın sadece.
şeklen tanım gibi görünse de, başlık hakkında değil de sadece yazarı hakkında sana bir şey katıyorsa, o zaman tanım değildir. tanım gibi gösterilmiştir sadece. o yüzden ona tanım süsü verilmiş konuşma amaçlı girdi denir.
bir kavramın ya da bir nesnenin sınırlanması, belirlenmesi; kavramın içeriğini kuran belirtilerin gösterilmesi; bir kavramın ya da bir sözcüğün anlamının belirtilmesi. tanım türlerinden en önemlileri şunlardır: 1. sözcük tanımı (verbal tanım): a. sözcüğün anlamını dildeki anlamına geri giderek belirtme. (ör. demokrasi: halk egemenliği.) b. bir sözcüğün anlamını bilinen başka bir sözcükle belirtme. (ör. müselles: üçgen) 2. ad tanımı (nominal tanım): yanlış anlaşılmalara yol açmamak için tanımlanacak olanı belli bir sözcüğe ya da sözcüklere bağlanarak saptama. (uzlaşımsaldır, yasalar yazılırken ve felsefede gereklidir.) 3. kavram tanımı (aristoteles'te): bir kavramın daha yüksek yakın cinsi (genus proximum) ile onu bu cinsten ayırt eden tür ayrımını (differentia specifica) belirtme. 4-nesne tanımı (real tanım): (nesnenin açıklanması) aristoteles'in kavram tanımı ile örtüşür. bir nesneyi yalnız başkalarından ayırmakla kalmayıp, anlamın iç ve özlü ayrımlarını ortaya çıkarmayı amaçlar. nesne tanımı, kısa olmalı, gereksiz belirlenimlerden kaçınmalı; tam olmalı, zorunlu olan bütün belirtileri vermelidir.