Birgün içerdeyken avluda bir çocuk gördüm Çocuk perperişan dünya başına yıkılmış gibi üzgün Yanına gittim: “Niye böyle üzgünsün çocuk?” dedim Baktı… “Dayı..” dedi “Beni öldürdüler…” Teselli edeyim dedim. “Çocuk” dedim “Burda herkes ya ölmüştür ya öldürmüştür zaten” Kaldırdı kafasını bana baktı… “Mesele o değil mesele ölmek değil dayı” dedi Mesele neymiş biliyor musun? Mesele en mutlu olduğun o gün, en güzel hayaller kurduğun o gün ölmekmiş mesele… Neymiş mesele?.. Mesele ölmek değil; mesele dost bildiğin, en güvendiğin adamın eliyle ölmekmiş mesele…
Meşhur dayı. Sözleriyle filozof, gücü ve nüfuzu ile bir komutan gibidir.
Bu aralar youtube'da karşıma çıkan ezel videoları ile tekrar sardım. Hastası oldum tekrardan karaktere. Ortaokulda yayınlanırdı o ara dizi. Derdim dizi ya bu fazla abartmıyor muyum diye.
Şimdi izliyorum tekrar, abartmıyormuşum. Bırak türk standartlarını dünya standartlarında bir diziymiş. Entrikası, adamı depresyona sokan yıkıcı dramatik sahneleri olsun.
Zaten bu dayı apayrı bir dizi olaymış keşke. Geçmiş bölümlerinin tamamını birleştirmişler youtube'da. Oturup bir izleyin derim.
Bir karakterin hem geçmişi hem şu anki hali nadir bu kadar iyi oynanır diyorum.
Onun içinse oyunculara teşekkür ediyorum. Gençliği için: (bkz: ufuk bayraktar)