-
Grigoriy Petrov tarafından yazılmış bir romandır ve Sovyetler Birliği'nde yayınlanmıştır. Roman, İngilizceye "The White Guard" adıyla çevrilmiştir.
Roman, Rus Devrimi'nin başlangıcında, Kiev'deki bir ailenin yaşadıklarını konu alır. Romanın ana karakterleri, turuncu ve beyaz renklerin kullanıldığı Ukrayna Ulusalistleri ile kırmızı renklerin kullanıldığı Bolşevikler arasında bölünmüş bir aileden gelmektedir. Roman, ailenin üyelerinin siyasi görüşleri ve olayların gelişimine göre yaşadıkları zorlukları ve çatışmaları anlatmaktadır.
"Beyaz Zambaklar Ülkesinde", Rus Devrimi'nin tarihsel ve toplumsal arka planını yansıtan bir eserdir. Roman, Petrov'un dağıtımı ve Rus Devrimi'nin getirdiği zorluklar nedeniyle yasaklandı, ancak Sovyetler Birliği'nde ve dünya genelinde büyük bir etki yarattı. Roman, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra da okunmaya ve incelenmeye devam etmektedir. -
grigory s. petrov'un finlandiya'nın kuruluşunu ve bataklıklar ülkesinden nasıl beyaz zambaklar ülkesine dönüştüğünü , 1920'li yıllarda yazılmış. bir nevi toplumsal dayanışma gösterisi. snelman adlı finli bir aydının toplumun bütün dilimlerini asker, öğretmen, mühendis demeden harekete geçirmesini ve bügünkü fin ülkesinin, kültürü, sanayisi ve eğitimiyle nasıl kurulduğunun anlatıldığı, Mustafa kemal ATATÜRK ün kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dahil edilmesini emrettiği muhteşem bir kitap -
Hocamız ısrarla bu kitaptan bahsedip "her öğretmen ve öğretmen adayı bu kitabı okumalı" diye söyleyince almıştım kitabı ve bugün bitirdim. Öncelikle her öğretmen adayı değil, herkes okumalı, özellikle de tam olarak gelişmemiş, gelişmekte olan ülkelerin vatandaşları bu kitabı okumalı.
Ülke gelişmeye alt tabakadan başlar, alt tabakadan başlayan değişimler daha kalıcı oluyor, bu yüzden alt tabakayı uyandırmalıyız, uyandırmak da zorundayız. Aydın, okumuş kesimler sadece kendi aralarında takılarak bir gelişme olmuyor. İşte kitabın bence ana düşünceleri bu şekilde ve daha bir çok şeyden bahsediyor.
Tekrar söylüyorum, bu kitabı herkes okumalı, okunmasını da şiddetle tavsiye ederim. -
-- spoiler --
“insanoğlu, yeryüzünün en değerli anlamıdır. o, yaratan rabb’in baştacıdır. dünyada var olan her şey insan içindir. yeryüzünün zenginlikleri ve güzellikleri insan için yaratılmıştır. ilim, felsefe, sanat ve din hep insanın olgunlaşması için vardır. bunların herbiri insanlığa hizmet etmek için oluşmuştur. eğer tüm bunlar yeryüzünde daha mutlu, daha aydınlık ve gerçekten cennet hayatı sunmaya ve kurmaya hizmet etmeyeceklerse hiçbir önem ve değer taşımıyorlar. ”..
-- spoiler --
öyle bir ideolojiniz olsun ki, insanlar sizi yürüdüğünüz yoldan asla alıkoyamasınlar. beyaz zambaklar ülkesinde ismi gibi içeriği güzel olan kitap. bataklık ülkesinden, beyaz zambaklar ülkesine dönüşmeyi bir suomi'li tahmin dahi edememiştir sanırım. gelin bu kitaptan aklımızda kalanları kısaca buraya yazalım.
yaşadığımız hayata boyun eğmek düsturumuz haline mi geldi? toplumsal bir değişiklik gerektiğini düşünüyoruz; fakat, bir türlü adım atamıyor muyuz? ne yapacağımızı bilemez bir durumdayız değil mi? evet evet dediklerinizi duyar gibiyim. sizce de tek başıma hiçbir şey yapamıyorum demeyi bırakmanın zamanı gelmedi mi? "zararın neresinden dönerseniz kârdır." ;) bu atasözü finlandiya'nın gelişimini en güzel şekilde ifade eden cümledir sanırım.
insanlar, güzel bir işe giriştiği zaman, muhalif rüzgarlar esebilir. çok defa bu rüzgarlar, hortum olur, kasırga olur ve insanları önüne katıp savurabilir. karakter bakımından zayıf insanlar, belli çıkarlar, belli menfaatler mülahazasında hep savrulabilirler. olup biten negatif durumlar karşısında katiyen sarsılmama, yes'e kapılmama insanların şiârı olmalıdır. yanıltmayan kişilerin sözü; sizin için aydınlatıcı, ışık tutucu, rehber, bir nevi rehnüma olmalıdır. snelman'ın arkasında durmak ve ona karşı haset, hazımsızlık, çekememezlik kaynaklı, güzel hasletleri engellemeye çalışmamak en iyi hareketti. çünkü bunlar öyle musibetlerdir ki, dimağa musallat olmuş, norönları sarmış rahatsızlıklardır ki, tımarhanelerde bile tedavisi mümkün değildir. maalesef günümüzde yaşayan sizler demek istediğimi rahatlıkla anladınız. fakat bu insanlar karşısında davranışımız invinsek bile incitmemek üzerine kurulu olmalıdır. yumuşak bir dille ve incitmeyen cümlelerle diyeceklerimizi dile getirmeliyiz.
ilk insan zamanından beri iyiler ve kötüler var olmuştur. hâbil ve kâbil örneği ile verilir.
"hâbil, zayıf ruhlu, âciz, miskin, uysal, ürkek, kısacası iradesiz bir kişilik olarak sunuluyordu. o her şeyden korkuyor, herkese boyun eğiyor ve bütün iyilikleri yukarıdan bekliyordu. hâbil çok sağlam bir ahlâka sahip olmasına rağmen sevimsiz ve sıkı-cı bir kişilik örneği sergiliyordu."
" kâbil ise sert yaradılışlı, düşünce ve davranışlarıyla tam bir zalim olarak çıkıyordu karşımıza. o, hâbil gibi zayıf ve güçsüz bir kardeşin varlığına dayanamıyor, yüreğinin ve iradesinin zayıflığından dolayı kardeşini aşağılıyor. sonunda dayanamayıp onu öldürüyor."
kabil, hâbil’lerle dolu bir cennette yaşamayı reddediyor. oradan kaçıyor ve yeryüzüne iniyor. ateşi keşfedi-yor. yeni bir yaşam kültürünü oluşturuyor. o uzaklarda olan de-ğil, yanıbaşında bir cennet yaratmak istiyor. ama bu öyle bir cen-net olsun ki, asla kendisine bahşedilmiş bir cennet olmasın. ken-di alınteriyle, kendi emeğiyle kazanılmış bir cennet olsun!.."
bu hikayeden yola çıkarak adam öldürmeyi değil, kendi alınteriyle, kendi emeğiyle kazanılmış başarıyı yüceltmeliyiz. snelman ve ülkesindeki meseleye emek veren bu kahramanlar, bir nevi baldıran zehri yudumlayarak, dünyada zevk sefa yüzü görmeyen insanlara, memleket memleket dolaşarak, beyaz zambaklar ülkesini inşa etmişlerdir. bütün bu insanların emeği, finlilerin kısacası suomilerin emanetidir. bu emanete sadakatlerini hala devam ettirdiklerini görmek sevindiricidir.
atatürk'ün okunmasını tavsiye ettiği bu güzel kitapla sizleri başbaşa bırakıyorum. iyi okumalar.
-
grigory petrov'un yazdığı, finlandıya'nın Rus ve İsveç yönetiminden sonra Johan Wilhelm Snellman'ın finlandiyayı kurma ve yükselme aşamasında yaşadığı zorlukları ve yaptığı hamleleri anlatıyor. Snellman'ın uzmanı olmadığı konularda asla ahkam kesmediği, aksine sadece işini özenle yapmayanlara ve/veya sevmeyerek yapanlara karşı, onlara halkı sevmeleri ve anlayış göstermeleri ve onları eğitmeleri için motive edici sözler ve davranışlarla finlandiya'nın yükselmesi uğruna nasıl bir yol izlediği de görülmektedir. -
Grigory Spiridonovich Petrov tarafından yazılan ve 1923 yılında yayınlanan kitap. finlandiya'yı bir örnek ülke olarak gören yazarın finlandiya anıları. ak zambaklar ülkesi finlandiya ismiyle türkiyede de defalarca baskısı yapılmış. özgün sırpça ismine ulaşamayıp türkçe ismiyle başlık açmıştım. alfred brian charles mesajla bildirdi. şükran.