Şimdi kafadan yazayım, bu yazının tamamında spoiler var. Sonra ben duymadım ben etmedim demeyin. Hem organize işler 1 le ilgili hem 2 ile ilgili spoiler var. bak iki kere uyardım. sonra ben duymadım ben ha demişim onu tamam.
Arkadaş, sinemacılık okuyan bir kardeşimize deseler ki ucuz bi kopyasını çek şunun. Aha o olur. 1. filmde neydi olay? Hırsızlığın dünyasına giriş. 2. filmde ney? Yine hırsızlığın dünyasına giriş. Lan olm bir şeyin 2.sinde 1.sinin gelişimi anlatılmaz mı? Bu nasıl aynılık yahu?!
Kıvanç tatlıtuğ'a kim bulmuşsa bulmuş şu kaba saba piç erkek modeli filan. Güzel de başardı işte dizilerde, reklamlarda filan. Bu rol tuttu diye sen al filme direkt koy aynı karakteri. Üstelik cem yılmaz'ın arşın göbeğine çıkardığı çıtayı iste ondan. Olmuş mu? Bok.
1. filmde ebru akel Asım'ın sevgilisiydi ve eski karısıyla asım'ın aşkı bitmediği için acı çekiyordu ve asım'ı zorluyordu. 2. filmde bunu ezgi mola'ya vermişler. Lan ezgi mola 1. filmde herhangi biriydi! yok zayıflamış da yok bilmem ne olmuş.
1. filmde asımın her yerde bi kırığı vardı, oralarda gezinir işlerini halleder, dümenlerini kurardı. iclal aydını, başak köklükayası, neslihan yeldanı filan buydu yani asım. Üstelik bunları karısına aşıkken yapıyordu. 2. filmde nolmuş? tipik türk erkeği, güzele bakmak sevaptır'a dönmüş.
1. filmde hemen hemen her karakterin derin derin analizi yapılmıştı. Süpermenin saf olduğu beceriksiz ama çok istekli oldupu bir konuda canhıraş biçimde çabaladığı, nazik ve ince olduğu çok güzel anlatılmıştı. Mekanlarındaki hırsızların her birinin ayrı karakteri vardı ve o karakterlerin özellikleri vurgulanıyordu. Çelik kasayı açamayan karakter, ona bu işi beceremeyeceğini söyleyen boş karakter, birbiriyle dalga geçen her biri farklı şivede karakterler, kadınlar filan fiuv yani.
2. filmde her karakter yüzeysel. Her karakretin genel olarak film ve dizilerde tutan hallerini almışlar filme o şekilde koymuşlar ki ne birbirleriyle alakaları var ne konuyla.
İlk filmde her şey spontane gelişiyordu ve şans eseri asım gibi bir usta dolandırıcı tongaya düşüyordu. ikinci filmde ise bildiğin öyle olsun diye çabalanmış. Zorla kıvanç ile asım biraraya getiriliyor yani.
İlk filmde tolga çevik gibi bir kalifiye kurtarıcı varken ikinci filmde öyle biri yok. belki damat, fakat ona da ne karakter analizi yapmışlar ne doğru dürüst replik.
Yıllar yılı türk filmlerine gidin, para kazandıkça daha güzel filmler yapacağız diye konuşuyor ya her filmci. Bu kadar yalan olamaz. Yani bir yerden içine girmemiş olsam tamam diyeceğim de alakası yok. milyon dolarlık bütçeler de olsalar, yapımcıların, aşk da ekleyin, fenomen de ekleyin, bilmem ne de ekleyin'lerden kurtulmadıkça olmaz.
Bir zamanlar yılmaz erdoğan'ın stand up'unda bir tanımlama var, ekstra işler için. "Nedir ekstra iş bilir misiniz? Bir yerde bir topak para vardır, onu böyle gidip alırsınız o yani" der. BKM'nin bir topak para yaratalım da onu alalım tarzına gelmesi gerçekten çok üzücü.
Hayır eskiye bakıyorsun, insanlar geliştikçe daha müthiş daha tadından yenmez işler yapıyorlar. Olgunlaştıkça haliyle meyveleri de lezzetleniyor. Fakat yılmaz erdoğanın olgunlaştığını değil bilakis kenarda kalmış dalından koparılmış bir meyve gibi çürüdüğünü düşünüyorum.
Üstelik başımıza bir de sinemacılar boykotu ayağına denetim menetim getirip özgürlüğü de kısıtladılar.
Aferin, helal süper, umarım kendi dediği gibi bu düzen batsın, batsın ki yeni bir şey ortaya çıksın.
ocak başında vizyona girmesi planlanan film, malum patlamış mısır mücadelesi sonrası, haksız bir mücadeleydi demek istemedim yanlış anlaşılmasın, 1 şubat tarihi itibariyle vizyona girebilmiştir. halkı filme teşvik amacıyla, filmde ister istemez popüler ögeler görmek mümkün, ancak ilk filme yaklaşır oranda mizah sergilenmiş olduğunu söyleyebilirim. filmin konusunu, inandırıcılığını, malum istanbul görüntülerini bir kenara bırakıp oyunculuk performanslarından söz edecek olursak, beni en çok şaşırtan kıvanç tatlıtuğ'un performansı olmuştur. bu adam hepimiz için, "mankendi işte oyuncu oldu" olarak kaldığından mıdır nedir, bu kadar iyi bir karakter ortaya koymasını takdir ettim. öte yandan yılmaz erdoğan'ın nihayet "çok güzel hareketler bunlar" kadrosundan kimseyi dahil etmemesi sevindirici bir haber, o arkadaşlara fazlasıyla doyduk gibi geliyor bana. son olarak, 2016 senesinde bir trafik kazası sonucu kaybettiğimiz üstat erdal tosun'u ufak, hüzünlü bir sahneyle anmak güzel düşünülmüş, çok hoş olmuş.