arapça kökenli farsça kelime taarof bir iran geleneğidir. nezaketin gurura eş-değer olduğunu anlatır.
iranlılar için taarof, istenilen şeyin, gönülden geçenin tam tersini söylerek onu isteme yoludur. tahran'da bir taksiyle yolculuk yaptıktan sonra ücreti ödeme esnasında, taksici ücreti bir istemez, iki istemez, üç istemez, parayı ödemenizi bekler elbette, ama daha çok ısrar etmenizi bekler. bu bir saygı aracıdır kültürlerinde.
yemek sofrasına oturmadan önce, bir-kaç defa olumsuz cevap vermenizi beklerler, bunu çok belli etmeden yapmak gerekir. iran için bu karşılıklı ısrar bir tür eşitlik yaratmaktır, çünkü her iki tarafta bunu yaparsa karşılıklı ve eşit bir saygı ortamı oluşturur. taarof'u yanlış ve yersiz kullanmanız karşı tarafın cömertliğinden faydalandığınız manasına gelir.
taarof hakkında kendilerini şöyle ifade ediyor iran halkı ''Bizim kültürümüzde insanın kendisini doğrudan ve objektif bir şekilde ifade etmesi kabalık olarak görülebilir''.
doğu ve güneydoğu anadolu'da kürtlerin gelenekleri arasında da bunun izleri, en azından benzeri sayılabilecek adetler bulunur. yemek konacaksa misafirlikte, önce yenmeyeceği, sonra az yeneceği söylenir ama ev sahibi tabağı tam doldurur. birinin bir anısını hatırlıyorum böyle, anadolu nun başka bir bölgesinde bir eve misafir oluyorlar ve alışkanlıkla az istiyorlar, ev sahibi de e belli ki tok gelmişler deyip az koyuyor. aç kalkıyorlar sofradan.