1. kariyeri pek parlak olmayan yönetmen 'ın, 'ün aynı adlı otobiyografik grafik romanı ndan uyarladığı, seri katiller arasında "hayat gelişimi" açısından en tekdüze seri katillerden biri olan 'ın hayatını anlattığı filmi. katil filmlerini seviyorsanız, bu filmi sevmeme ihtimaliniz çok fazla çünkü filmde hemen hemen hiç kan yok. gerilim mi? ah yüce ; serisinde yaşamadığınız kadar gerilim yaşabilirsiniz.

    backderf, dahmer'in lisedeki en yakın arkadaşlarından biri. kendi yaşadıklarını ve dahmer'in lise dönemini anlattığı grafik romana bir göz atabildim ben. çizimleri de kendisi yaptığı için romanın değeri daha da artıyor. filmde de backderf'ün bu yaratıcı zihnini görmek mümkün. aslında dahmer kadar başrolde kendi gençliği var diyebiliriz çünkü arkadaşı olduğu sürede dahmer'i adeta tuval olarak kullanmış ve çizimlerini kendisine de vermeye çalışmış birisi backderf. filmin göbeğinde dahmer kadar yer alan backderf'ün yönetmen meyers'tan bile daha çok katkısı olmuş bu filme, bana göre burası çok net.

    dahmer'in önce aile hayatı, ardından -tabii ki- asosyalliği, ilgi alanları ve ergenliğindeki problemleri ile lisedeki arkadaş çevresini inceliyor film. dahmer'in aile hayatı, seri katiller üzerine az çok okumuş ve bilgilenmiş herkesin tahmin edebileceği düzeyde kötü: kafaca gel-gitleri bol bir anne, iş yoğunluğu ve duygusal olarak açık olmaması yüzünden ailesini ihmal etmiş bir baba, hiçbir şeyden habersiz bir küçük erkek kardeş ve ilgi alanları babasının gençliğine benzeyen ama uçlarda gezinmekten ereksiyon kadar zevk alan bir jeffrey dahmer. bütün bunların birleşim kümesi dahmer ailesini oluşturuyor. genç dahmer'in ölü hayvan koleksiyonculuğundan seri katilliğe uzanan hayatının başlangıç noktaları hakkında filmde anlatılan ve yeni bir bilgi olarak görülebilecek pek bir şey yok. filmi izlerken, a'dan z'ye seri katiller ansiklopedisi olarak türkçeye çevrilmiş olan nefis kitabı üniversite zamanında hatim ettiğim için mutlu oldum.

    dahmer'in asosyalliği, seksi keşfi, ölü hayvan merakı, her şeyin "içine" duyduğu karşıkonulmaz özlemi, ilgi çekme noktasında yapacaklarının sınırsızlığı ve tabii ki kendi hayatı dışında gördüğü herkese duyduğu derin ve durağan nefreti filmde gayet iyi anlatılmış. antılanlara göre, dahmer'in gözlerinin bozuk olması ve bu yüzden kullanmak zorunda olduğu gözlüğün bile gerçek olmadığı da söz konusu. ilgi çekmek, dahmer'in lise yıllarının başında keşfettiği, bu yolla arkadaş edinebildiğini görünce de popüler olmanın yolu olarak kendisinden daha aşağıda gördüğü insanları taklit ederek ulaştığı bir amaç aslında. bu amacın içi ne kadar kof olursa olsun; dahmer bu amaca ulaştığında da tatmin olmayacak olursa olsun; bunların dahmer'in iç dünyasına katkısı sıfır. ilgi alanlarına izin verilmeyen, dışa dönük olabilmesi için sürekli kısıtlanan ve baştan aşağı problemli fertlere sahip bir aileye sahip olan herkesin bir seri katile dönüşebileceğini hem gösteriyor hem de -bana göre- kanıtlıyor bu film. gerilim ipi de burada devreye giriyor: acaba her birimiz seri katil olabilecek potansiyeli taşıyor muyuz?

    nefis bir film bu. kan ve vahşeti gözbebeğinizin içine sokarak size bir şeyler anlatmaya çalışan berbat katil filmleri gibi değil. anlattığı konu geneli ilgilendiriyor. dahmer'in hayatı belki de hemen hemen her amerikalı gencin üzerinden geçmek zorunda olduğu zorluklarla dolu. burada biraz amerikanizm'den bahsetmek ve filmi bu noktadan eleştirmek de mümkün ama ben bunu yapmayacağım. okuduğum dahmer'i kanlı canlı ekranda görebildiğim için gerildiğimi hayatımın sonuna kadar hatırlayacağım. hem de kan içermeyen bir seri katil filminde...

    afiş

    fragman
    #96377 lake of the hell | 7 yıl önce
    5film 
  2. "yılbaşı gecesi filmi" olarak tekrar izlediğim, 4 buçuk yıl önceki yazdıklarımla karşılaştırınca ilk izlememin gazına gelip abarttığımı düşünmediğim, özellikle 'ün (ya da derf backderf'ün) hayat hikayesi olarak düşünüldüğünde çok başarılı bir gerilim filmi olduğunu kimsenin inkar edemeyeceği 2017 yapımı film.

    -- spoiler --

    'ın kanıtlanmış olarak 17 kişiyi öldürmesinin öncesini izliyorsunuz. yani, "bu çocuğa ne oldu da, seri katil oldu?" gibi bir soruya cevap aramaya çalışır gibi başlıyor film. aslında dahmer ve sosyal çevresi, aile hayatı, manyak anası, berbat lise ortamı ve tabii ki derf'ün kafasından geçenler filmin asıl anlatmak istedikleri. özellikle derf ve yakın arkadaşları neil ve mike'ın dahmer'dan nasıl faydalandıkları, bu faydacılığı kötüye kullandıklarını anladığı anda neil'ın dahmer'dan özür dilemesi ve ardından dahmer'ın değersizleştirildiğini anlama serüveni de filmin bonusu bence. derf filmde anlatıcı rolünde olsaydı, dahmer'ın aile hayatıyla ilgili ayrıntıları izleyemeyebilirdik.

    dahmer'ın lisedeyken ilk cinayetini işlemeye ne kadar yaklaştığını da görüyoruz. sadece hayvanları öldürüp iç organlarını merak etmek değil mevzu; kendisinden farklı gördüğü canlıların iç organlarını deşip onları gözlemlemek aslında. küçük kasabanın belki de tek çocuk doktoru olan dr. matthews'la arasında kurmak istediği cinsel bağı da sosyal becerileri berbat olduğu için yapamıyor. dahmer'ın içe kapanıklığını hem oğlu gibi berbat bir çocukluk geçirmiş olan kimyager babasının dahmer'ı sürekli yönlendirmeye çalışmasına hem de tam bir manyak olan annesinin sürekli değişen ruhsal durumunun dahmer ailesini paramparça etmesine bağlamak mümkün. ama burada dahmer'ın hobi olarak ölü bulduğu hayvanları asit içinde eriterek kemiklerini incelemesinin babası tarafından engellenmesinin hayatını sonsuza kadar değiştirdiğini düşünüyorum. babasının kopyası bir kimyager veya biyolog olma fırsatı gene babası tarafından yok edilmiş, okuduğu sikik lisenin "ya bully olacaksın ya da loser" sosyal ortamında var olabilmek için spastik taklidi yapmaya başlamasının sonuçları öz güvenine darbeler vurmuş, alkolizmi "toplum tarafından değerli görünme"nin bir yolu olarak seçmiş dahmer, suçu kendinde arayan da biri aslında. lise mezuniyet balosuna katılabilmeyi bi' nevi challenge sayarak doğru adımları atması ve bir yere kadar da bir beyefendi gibi davranması oldukça önemli. ardından gene değersiz olduğunun gözüne sokulmasıyla eski asosyal ve dengesiz dahmer'a dönüşümü de hızlı oluyor tabii.

    derf'ün gözünden dahmer'ı izleyeceksiniz ama derf'ün göremeyeceği, büyük ihtimalle ohio'daki göt içi kadar olan kasabada dolanan söylentilerden ürettiği ve doğru da çıkan dahmer'ın aile hayatı, aslında filmde dahmer'ın karakter gelişiminin bam teli. kırmızı vosvos'unu hangi amaçlar için kullandığını artık biliyoruz ama mezuniyetinden hemen sonra babasının ona sarılıp arabanın anahtarlarını kendisine uzattığındaki gülümsemesi, belki de hayatındaki son sosyal olma çabasını da içeriyor. hiçbir zaman tamamen mutlu olabildiğine inanmıyorum. her zaman toplumdan dışlanmış ya da dışlandığını hisseden biri olmuş, kendi sosyal çevresini hiçbir zaman oluşturamamış, eklemlendiği arkadaş gruplarında da her zaman şaklaban olarak görülmüş bir lise talebesinin geleceğinin de çöp olabileceğini düşünmek hayalcilik olmayacaktı tabii. bazı somut ayrıntılarda hatalar var filmde (dahmer'ın ilk kurbanının zamanlaması, derf'ün neredeyse bu ilk kurban olabilecek kadar dahmer'a yakın olması, anne dahmer'ın gel-gitlerinin boyutunun gerçekte olandan daha fazla gösterilmesi, baba dahmer'ın da aslında bir alkolik olduğunun gösterilmemesi, derf'ün ohio state university'yi kazandığının yalanlanması ama gerçekte oradan mezun olması). zaten bu film "bir seri katilin ergenliği" olarak özetlenemez. adından da belli değil mi ya? sonradan seri katil olmuş bir insanın ergenliğinde en yakın olduğu arkadaşlarından birinin kendisini tasvirinden başka bir şey değil. yani, eleştirileri doğrudan derf'e yansıtmak da mümkün.

    -- spoiler --


    jeffrey dahmer'la ilgili biraz bilgilendikten sonra izlemenizi öneririm. en azından bazı sahnelerde neden iyice içine kapanıp sosyal fobinin göbeğine düştüğünü daha iyi anlarsınız. geri kalan bütün gençlik ayrıntıları zaten derf'ün gözlemlerine dayalı olarak size aktarılacak. tekrarlayayım: izlediğim en iyi seri katil filmlerinden biri olmayı her zaman sürdürecek bu film; hem de neredeyse hiçbir sahnesinde kan göstermeden...

    peşin not: spoiler içine aldığım kısım dahmer'la ilgili az çok bilgi sahibi olanlar için bi' sorun yaratmayacaktı aslında ama olsun. baya baya filmi anlatmışım gibi hissettim. bu yüzden spoiler'a aldım girdinin büyük kısmını. dahmer'ı tanıyor ama filmi bilmiyorsanız bile bence bu kısımları okumanızda sorun yok. aklınızda olsun.

    edit: gözüme çarpan yazım yanlışlarını düzelttim.
    #282914 lake of the hell | 2 yıl önce (  2 yıl önce)
    0film