Evlenmek iki kişinin karşılıklı olarak anlaşıp, birlikte bir hayat kurmasıdır. Burada önemli olan "iki kişi" kısmı. Çünkü bizim toplumumuzda gelenek ve göreneklerimizde evlenen kişi sayısı genelde iki olmuyor. İşin içine aileler girince, güzel olması gereken bu eylem * sinir bozucu hale gelebiliyor. Kız tarafı şunu ister, oğlan tarafı bunu... Ki genelde oğlan tarafına daha çok yüklenirler maddi olarak. Bu da ataerkil toplumun dayattığı bir şeydir. Çünkü erkek çalışıp evini geçindirir, kadın ise evde oturup çocuklarına bakar. Bu yüzden kadınlar mutfak eşyalarından büyük bir çeyiz hazırlarlar. Çünkü hayatlarının kalanında kullanacakları şeyleri olacaktır bunlar. Tuzluğundan masa örtüsüne, tencere setinden çay bardağına... Çünkü kadının yeri mutfaktır. Erkek ise çalışır, yükte de pahada da ağır şeyleri alır. Salon takımı, beyaz eşyalar vs... Bunlar hep sorundur. Çeyiz başlı başına saçma bir olgu. Evleneceğim kişiyle birlikte seçsem kullanacağımız tabakları, daha güzel olmaz mı? Neden öncesinde hazır bulundurayım ki? O eşyaların sadece benim beğendiğim şeyler olması bencilce değil mi? Yada pahalı olan eşyaların parası, ikiye bölündüğünde daha iyi olmaz mı? Sonuçta yeni bir hayata başlanacak, birlikte. Ama başta dediğim gibi toplumumuz içerisinde bu çok mümkün bir şey değil. Hele bir de düğün derdi var ki... Sadece akrabaları mutlu etmek, onlar eğlensin diye yapılan bir şey olduğunu düşünüyorum. Bu aşamalar mutlu bir evliliği olumsuz etkileyecek şeylerdir. Aile büyüklerine laf anlatamazsın, o yüzden taraflar bunun bilincinde olup, en az hasarla işin içinden çıkmalıdır. Zaten aileler sizi yeterince boğacak, bir de siz birbirinizi boğmayın. Eğer evlenme aşamasında yaşananların çoğu olumsuz ise, o evliliğin iyi gitme olasılığı bence çok yoktur. Evlenmeden yıpranan taraflar, evlendikten sonra mutlak huzura kavuşamaz. Çünkü o yıpranma esnasında bir şeyler kopmuştur, ve geri döndürülemez. Elbette son söylediklerim herkesi barındırmıyor, ama benim gözlemlerim bu yönde oldu hep. Ve beni şaşırtan bir örnek bile olmadı.
evlenmek aşkı öldürür diye bir inanış var ya, yok öyle bir şey.
aşk, iki kişi arasındadır. evlilik ise sadece bir anlaşmadır. aşkı öldüren iki kişidir, bir anlaşma değil.
kendin dışında kim varsa onu mutlu etme eylemi. kabile tipi adet görenek yerine getirmek ve bunları yaparken gülümsemek. her evresinde para kaybetmek daha çok kaybetmek sonunda borçlanmak. maymun yerine konmak her adımda yargılanmak. kötü espriler, çok kötü espriler ve kontra olarak yaptığın "sıra sana geldi", daha da kötü espriler. askerlikteki gibi sorgulamamak sadece itaat etmek ve bunu yaparken gülümsemek. asla kendin olmamak kendin olduğunda uyarılmak.
17 yaşını doldurmuş kadın ve erkeklerin gerçekleştirebileceği eylem. ancak olağanüstü durumlarda ve önemli bir sebep varsa erkek ve kadın 16 yaşını doldurunca da hâkimin izniyle evlenebilirler. 16 yaşından daha küçüklerin ise evlenmesi mümkün değil.