bu başlık kişiye özel bir başlıktır
-
Merhaba ben pia...
günlüğüme en son 7 ay önce yazmıştım.
bu 7 ay süreçte çok şey oldu. Bu çok şey'ler içinde aklımı ve yüreğimi aydınlatan farkındalıklarla karşılaştım. hâlâ yüreğimi ve aklımı aydınlatmaya çaba gösteriyorum.
En son fabrikalarla dolu bir şehirdeydim. eğitim aldığım okulun ve çalıştığım fabrikanın nüfusunun tamamını türkler oluşturmaya başlayınca sorunlar çıkmaya başladı. kız arkadaşımın sürekli ziyaretime gelmesiyle ve okul çıkışlarında beni karşılamasıyla hâliyle tüm okul bizim sevgili olduğumuzu da öğrenmiş oldu. işler bundan sonra kopmaya başladı... ipler koptukça ben okuldan ve fabrikadan kaçmaya başladım. hiçbir şekilde onlarla mücadele edecek takatim yoktu ve ilk fırsatta her şeyi yakıp şehri terk ettim.
sıfırdan başlayıp kurduğum hayatı devirip yeni baştan başlamak için oturum iznimi risk atmaya değer gördüm. yeterince sancısı geçmeyen bir acının içinde büzülürken bir de böylesine "sıfır" insanların acımasızlıklarına tahammül edemezdim. direnmedim.
sırt çantamı da alıp göçtüm bir başka küçük şehre. avucunuzun içinden de küçük bir şehir. bütün sokaklar birbirine bağlı ve bir labirent gibi aynı adımlarınızı takip ederek devam ediyorsunuz. burada eğitimime devam edebileceğim bir okul buldum ve ülkenin genelinde olan konaklama sorunu nedeniyle 2 aya kadar çadırda yaşadım. kendime bir graver bisikleti ve kamp için ekipmanlar aldım. yıllar sonra ilk kez bisiklet kampı yaptım bucaksız bir ormanın kıyısında.
youtu.be/...
okulda benimle birlikte birkaç türk öğrenci var. onlarla irtibat kurmadığım için şimdiye kadar bir sorun yaşamadım ve çok rahatım. yeni insanlar tanıyorum. onlarla konuşmaya, onların hikayelerini dinlemeye ve onlardan bir şeyler öğrenmeye devam ediyorum. 7 ay içerisinden İngilizce seviyen ne oldu derseniz şu an B1 kademesine gelebildim. yine de ingilizcenin dört temel yeteneklerini kazanabilmiş değilim. önceden 7 saat ders çalışırken şimdi de haftalık ders çalışma programlarıyla istikrarlı bir şekilde ilerliyorum. kayıt üzerinden her şey iyi olabilirken dinleme ve konuşmada tamamen diplerde olabiliyorum. yolculuğumun devamında yüksek lisans yapmak var ancak bunun için gerekli sınavlarını geçemiyorum. şimdilik üniversitenin engelli öğrenci şartlarını araştırıyorum.
zaman zaman ağlıyorum. zaman zaman gülüyorum. zaman zaman özlüyorum. zaman zaman hissediyorum. karşılaştığım tüm sıkıntılara rağmen teşekkür etmeyi unutmuyorum. kendimi fark etmeye, anlamaya ve anlaşılmaya başladım. kaybettiğim birçok şeyin bendeki etkilerinin neler olduğunu öğrendim. halen öğrenmeye devam ediyorum...
pişmanlıklarım artıyor, vicdan azabım çoğalıyor. yine de vazgeçemiyorum. sanırım tüm kamburuna rağmen seviyorum soluklanmayı dünyanın karnında.
yolculuğum kısalıyor. bu ülkede bu küçücük şehirde kalabilmek için sadece son anlar kaldı. her şey sınavı kazanmama bağlı. sınavı kazanı yüksek lisansa yerleşebilirsem o vakit kurduğum hayallerimin ilk kapısını açmış olacağım. benim için çok önemli...
zaman zaman dönüp günlüğüme yazmak istesem de hep geri döndüm kapıdan. gerçekten, bazen sözcükleri kullanmak da insanın sırtını kimsesizleştiriyor. ekim'deyiz. tam 17 Ekim'de geldim yeni ülkeye. ve bir yıl olmasına çok az kaldı. tam da bu tarihte annem hastaneye kaldırılmıştı. 17 Ekim'de hastaneye kaldırıldı ve direnişini 17 Ocak'ta kaybetti. ve ben 17 Ekim'de göç ettim... hep 17'deyim. kıpırdayamadım.
şimdi nasıldır pia derseniz harıl harıl ders çalışmaya, sınavı geçebilmek için dinleme ve telaffuz becerisini iyileştirmeye gayret ediyor. bunları aşabilirse önünde açılacak yolda pia'yı bekleyen çok güzel şeyler olduğunu biliyor.
sevmeye ve sevilmeye devam ediyor. böylesine güzel bir insanla nasıl karşılaştığıma olan şaşkınlığım ve sevgim tazeliğini korumaya devam ediyor. umuyorum ki birlikteliğimiz hep daim olur... onun yüreğindeki inceliğini ve sabrını gördükten sonra kendime olan acımasızlığım da hafiflemeye başladı. henüz iyileşmedi ancak...
kulzos'u özlüyorum. bir gün bu özlemim hepimizi yeniden bir araya getirecek. -
tam bir yıl önce yazmışım.
nereden, nasıl başlayacağımı bilmemekle beraber en son anlattıklarımdan pek de bir olay yaşamadığım zamanlardayım. bundan bir ay önce Türkiye'deki çalışma hayatımı buraya da taşıdığımı ve aynı hayata sahip olduğumu fark ettiğim an bazı kararlar alıp onları uyguladım. pratikte başarısız bir hayata sahipken en son aldığım kararlarımı ısrarla uygulayıp ve devam ettirdiğim için şu zamanlarda biraz daha iyiyim. Eğer bir göçmen kimliğine sahip isen dünyanın hangi ülkesine gidersen git mutlaka beklemediğin haksızlıklarla karşılaşıyorsun ve bir sebep için göz yumuyorsun. Türkiye'de özel bir kurumda haftada 6 gün çalışırken, bu ülkeye gelmekle birlikte 6 günden 7 güne çıkınca "Neden?" diye sordum kendime. Sahip olduğum hayallerim bana ikinci bir hayat şansı verecekken haftada 7 gün çalışmakla nasıl bunu elde edeceğimi bilememenin verdiği bir depresyon dönemi geçirdim. O süreçte tüm hıncımı kız arkadaşımdan çıkarıp ardından bunun bedeli olarak bir ayrılıkla bana dönünce artık bir şeyler yapmam gerektiğini kendime ikna etmekle çabaladım.
Artık haftada üç gün çalışıyor ve diğer dört günlüğün boşluğunu ise kendime veriyorum. yaşın geçmesiyle birlikte başlayan acelecilik hâllerime izin veriyorum. Bisiklet kamplarına devam ediyor ve kaydettiğim videoları kendi YouTube kanalımda paylaşıyorum. doğayı, kendimi, kalbimi ve aklımı yeniden keşfetmek için kamp yolculuklarımı sürdürüyorum. hava koşullarının elverişli olmadığı zamanlarda fotoğraf projeleriyle ilgileniyor ve çeşitli blog ya da dergilere yazılar hazırlıyorum. bu süreçte kız arkadaşımla olan ilişkimi daha sağlıklı bir iletişime dönüştürmeyi başarmış ve omuzlarımın hafifliğinde hayallerimin bana ikinci bir hayat şansı vermesi için gayret ediyorum.
zaman zaman kulzos'ta yazdığım eski girdilere denk geliyorum. Bunu dürüstçe söylemeliyim ki bazı girdiler ne yazık ki yüz kızartıcı ve "keşke yazmasaydım" yahut "keşke yaşamasaydım" duygularıyla kalakalıyorum. insan ölüme tanık olduğunda, hayatın geri getirilemez zamanın acımasızlığıyla yüzleştiğinde ve yaşının aşmaya başladığında çok daha durağanlaşıyorsun ve bu durağanlık seni dönüştürüyor.
Eğer bu kararı vermemiş olsaydım sanırım depresyondan çıkamayacak ve çok daha kötü sonuçlarla karşılaşacaktım. Yataktan kalkamadığım, günlerdir hatta haftasını dolduran zamanların çokluğunda duş almadığım, yemek yemediğim anlarda hissettiğim "hayal kırıklığı" idi. Türkiye'deki hayatımı takip eden bir hayatın aynılılığı içinde tamamıyla kaybolmuştum. sadece evin kirasını ödeyebilecek bir yeterliliğe sahip olan gün sayısını hesaplayınca üç günlük çalışmanın beni idare edeceğine fark edip kararlarımı uygulamaya başlamış oldum.
bazen tek öğün ile günü bitirdiğim, evin kirasını geciktirmemek için çoğu zaman bazı temel ihtiyaçlarımdan ödün verdiğim bir süreç olsa da çalışmadığım günlerin bana vereceği şansı kovalama gayreti toparlıyor eksiklerimi. belki başarısız olacağım belki de aniden gelen bir yükselme ile bazı şeyler değişecek. kim bilebilir. Hiçbir şeye sahip olmama izin vermeyen bu sistemde artık 7 gün çalışmayacağımdan eminim.
tüm bu değişimler son bir ay içerisinden. şu an bunun karşılığı olarak annemin ölümünden sonra çalıştığım bir fotoğraf projesi vardı. Kimliğimi keşfetme ve açılma sürecimin başarısız olduğu ara ara annemi çektiğim fotoğrafları bir araya getirip bir af ricası, bir özür olarak hazırladığım proje nihayet kabul kaldı ve iki hafta içinde kitaplaşıp basılmış olacak. Önemli bir yayınevinden çıkacak olan çalışmamın Dublin fotoğraf festivalinde de yer alacak olması beni ayrıca hüzünlendirdi. çünkü daha evvel yaptığım başvurularım olumsuz iken şu an gerçekleşiyor olacak. bazen inanılmaz gelse de bir özür borcumu yerine getireceğim için yüreğim hafifliyor.
sırtımdaki ağrı henüz geçmiyor. ağırlıklarım artıyor. hayat telaşının verdiği yükler çoğalıyor. bir gün bu yolculuğun bu ülkede sonlanacağını biliyorum ve ben döndüğümde yaşlanmış olacağım için ne yapacağımı bilemez olacağım. sırt çantam dışında hiçbir şeyim yok çünkü. tekrardan bir hayat kurma enerjisine sahip değilim. ağır geliyor. bu yüzden hayallerimi kovalamaya ve bacaklarımdaki tüm gücü daha hızlı koşmak için harcamaya gayret edeceğim. -
merhaba ben pia.
bir heyecanımı paylaşmak için buradayım. Yolculuklarımı paylaşmayı, kendimi ve yaşadıklarımı daha iyi anlayabilmek için hislerimi dönüştürmeyi sevdiğim şu günlerde annemle ilişkimi anlamaya çalıştığım bir kitap ortaya çıkardım.
Açılma sürecimin başarısızlığını, kimliğimi henüz çözemediğim dönemde annemin acısına ortak olamamanın verdiği ağırlığı altında kaldığım zamanların bir karesi olarak ilk fotoğraf kitabım yayımlandı. Bunu paylaşıyor olmak ve heyecanını duymak sanırım bir ailenin ferdi olduğumu gösteriyor.
Kitap içerisinden fotoğrafların yer aldığı yayınevinin site adresini de ekliyorum. İçinizde sanatla, fotoğrafla ilgili aile fertlerimin eleştirilerini dinlemek isterim.
onagore-lokal.myshopify.com/...
Tekrar geleceğim.