1. gerçek adı "alecia beth moore" olan, 1979 doğumlu, 2000'li yılların ilk yarısında pop müzikte adını duyurmuş, 2010'dan sonra ise adeta "olgunlaşarak devleşmiş" pop ikonu. ilk albümünden beri olarak da biliniyor, tanınıyor.

    pink'ten bahsetmeye her haliyle mükemmel olan saçlarından başlamak gerek. 2000'lerin başında şöyle , 30'larında böyle , 40'larına yaklaşırken de böyle ve böyle yaptığı saçlarını hep kısa tuttuğunu gördük. son günlerdeki ev hali de bu . gece çok içip evde kendisi kesmiş. alt komşunuz, hafif kırık zekiye'ye çok benziyor, di' mi? e, zaten kendi jenerasyonunun belli bir seviyede kalabilmiş tek ünlüsü olması, bu özgüven ve "kime ne?" tepkisini her yerde ve her zaman gösterebilmesinden ileri gelmekte.

    kendi ergenliğimin de içinde bulunduğu dönemde yıldızı fena halde parlamıştı. ilk albümü can't take me home , albümden önce çıkan there you go single'ıyla birlikte patladı. r&b ağırlıklı şarkıların benzerliğini görmek mümkün. 2001'de gösterime gren için çekilen lady marmalade 'da yer alması da aynı dönemlerde gerçekleşiyor. avrupa'yı da etkileyen pink'in "ortalama üstü davranmaya çalışan şarkıcı" etiketine karşı savaşı da bu dönemde başlıyor aslında. ile birlikte çalıştığı ve ilk albümün üzerinden neredeyse 1,5 yıl sonra satışa çıkan m!ssundaztood 2002'nin dünya'da en çok satan albümlerinden olmuş (dünya çapında 13 milyon kopya ile halen pink'in en çok satan albümü). o dönemi hatırlayanlar bilir; birçok nefis şarkı barındırıyordu bu albüm. don't let me get me , just like a pill , get the party started , family portrait ... hepsi bu albümdeydi. r&b fonunu azaltıp sözleri ön plana çıkartmasıyla o dönemin pop seven kitlesini fena halde etkiledi. 2000'ler pop müziğini en iyi özetleyen albümlerden biri olduğunu düşünmeye devam ediyorum. albümün devasa başarısı pink'i amerika özelinde değil, dünya çapında star yaptı. avustralya'ya konsere giden ilk amerikan popçularından biri pink'miş mesela. o dönemde amerikalı popçular ülke içi turnelerle albüm satışlarını artırmaya çalışıyorlardı. pink ise, o yoldan geçeli 2 yıl oluyordu.

    god is a dj 'in hit şarkısı olduğu try this ve müthiş iğnelemeler içeren stupid girls 'ü içeren i'm not dead pink'in gerileme döneminin içinde değerlendirilir. müzikal altyapısı gene r&b ile soslanmaya çalışılmış, pink'in müthiş alaycılığının etkisindeki sözleri sayesinde dnleyiciyi bir süre idare edebilen ama genelinde yetersiz görünen şarkılar, pink'i bulunduğu yerden aşağıya indirmedi. bunun yerine, seyrek olarak tür değişikliğine gitmesine ve şarkı sözleriyle öne çıkmaya devam etmesine yardımcı oldu.

    hayatının en iyi dönemi olarak bilinen 2000'li yılların başlarına selam çakan funhouse ve adeta yeniden doğduğunu cümle aleme duyurarak solmaya başlayan popülerliğinin üzerine benzin döken the truth about love pink'in en iyi işlerinden bence. özellikle funhouse döneminde eşiyle ayrılma noktasına gelmeleri, korkunç bir depresyon atlatması, eşinin erkek kardeşinin ani ölümünden en az eşi kadar etkilenmesi ve bütün bunların arasında albüm yapması müthiş. funhouse'un hemen hemen her şarkısı, o dönem ayrı olduğu eşine laf sokmalarla, "ben nasıl böyle bi' şey yaptım?"larla, "eski günleri özlüyorum" acı çekişleriyle dolu. ama bunu vıcık vıcık bir romantizm ve popülist sosuyla değil, tamamen kendine has olan pink tarzıyla yapmış olmasını takdir ediyorum. funhouse , so what , please don't leave me , crystal ball funhouse'un iyi şarkılarıydı. the truth about love dönemi ise, pink'in hayatında tatmine ve olgunluğa ulaştığı anları işaret ediyor bence. evliliğini kurtarmış, hemen hemen her yönden kendisine benzeyecek kızını dünyaya getirmiş, işleri yoluna koymuş gibi hissettiriyordu. ürettiği en iyi klip olduğunu iddia ettiğim blow me (one last kiss) , romantizm soslu try , cüme aleme "ayrılmadık ulan!" mesajı veren klibiyle just give me a reason bu albümün en iyileri. z kuşağına dahil kimi ergen ve ergenella için the truth about love, pink'in en iyi albümü olarak görülüyor.

    2017 çıkışlı beautiful trauma benim kendisinin müzikal değerini takip edebildiğim son albümü. albüme adını veren şarkı nın hem klibi hem de sözleri modern dünya insanının ilaç ve konformizm bağımlılığına yapılmış en büyük eleştirilerden biri olabilir. what about us henüz minimal olan kızı willow sage'in en sevdiği şarkıymış.

    pink'in insani yönü ise, aslında bambaşka bir girdi konusu olmalı. amerikan gazileri için çok sayıda kampanyada görünmüşlüğü var (babasının etkisi). evsizler, yoksullar, evcil hayvanlar (peta'ya soyunmasının üzerinden neredeyse 5 yıl geçti), kanser hastaları, engeliler gibi, genellikle toplumun görmezse "daha iyi hissedeceği" kesimlerle ilgili hem keskin hem de oldukça iyimser açıklamaları da var. ama bütün bunların üzerinde, kendisinden fışkıran ve bitmeyen bir pınardan geldiğine emin olduğum sevgi kapasitesinin, kendi jenerasyonunda eşi benzeri olduğunu sanmıyorum. hele ki o dönemdeki ünlü amerikan popçularında hiç yok. bu durumu aşağıya bırakacağım birkaç linkten siz de görebilirsiniz.

    oh be, ergenlik aşklarımdan birinin de başlığı dolmuş oldu. odin yolunu açık, 2 minimal insanının hayatlarını sağlıklı, ailenin ömrünü sonsuz, pırıl pırıl olan aklının içindekileri ise kaybolmamacasına sabit tutsun. instagram hesabından paylaştıklarının arasında "sevginin dili mili yok. hiç duymadığım dillerde beni sevenleri hissedebilmemin de mantıklı bir açıklaması yok tabii. buna inanmayanlar siktir olup gidebilir" benzeri birçok paylaşımın var. benim gibi milyonlarca insana hem ergenliklerinde hem de birer erişkin birey olduklarında yaptığın yardımı kendin dahi bilmiyorsun. seni ailesinden biriymişçesine sevenler adına lütfen şöyle davranmaktan ölene kadar vazgeçme.

    kendisi hakkındaki 1 saatlik belgesel

    aile hayatından kesitler

    hayata bakış açısının köşelerini özetleyen iyi bir "hayranlarını dinleyelim" videosu

    "şarkıcı olmaktan sonra en büyük hayalimdi" dediği, sahibi olduğu üzüm bağı ile ilgili iki güzel söyleşili haber (1 ve 2 )

    people dergisinin kendisi hakkındakileri özetlediği 10 dakikalık video

    kendisini anlattığı 20 dakikalık söyleşi

    evde karantina hakkındaki müthiş paylaşımı (ailecek bu kafadalar gerçi. da bu ve bu nu paylaşmıştı)

    not: instagram hesabı nı takip edin bence. virüse yakalandığına dair açıklama yapmıştı. atlattığı da aynı açıklamanın içinde olmasına rağmen, "halâ hasta" gibi yazılar okuyorum sosyal medyada. ayıptır. kızarım, küfür ederim. linklerin hepsini de kontrol ettim, çalışmayan veya yanlış yere yönlenen yok. link çöplüğü gibi olduysa da kusura bakmayın. kendimi tam olarak "ergen hayran" olarak hissederek yazdım bu girdiyi.
    #176202 lake of the hell | 5 yıl önce
    0şarkıcı 
  2. 'in 1997'de çıkan adlı albümündeki şarkı

    video linki


    -- spoiler --


    "Pink"

    Pink it's my new obsession
    Pink it's not even a question,
    Pink on the lips of your lover, 'cause
    Pink is the love you discover

    Pink as the bing on your cherry
    Pink 'cause you are so very
    Pink it's the color of passion
    'Cause today it just goes with the fashion

    Pink it was love at first sight
    Pink when i turn out the light, and
    Pink gets me high as a kite
    And i think everything is going to be all right
    No matter what we do tonight

    You could be my flamingo
    'Coz pink is the new kinda lingo
    Pink like a deco umbrella
    it's kink - but you don't ever tell her

    Pink it was love at first sight, and
    Pink when i turn out the light
    Pink gets me high as a kite
    And i think everything is going to be all right
    No matter what we do tonight

    i want to be your lover
    i wanna wrap you in rubber
    As pink as the sheets that we lay on
    Pink it's my favorite crayon, yeah

    Pink it was love at first sight
    Pink when i turn out the light
    Pink it's like red but not quite
    And i think everything is going to be all right
    No matter what we do tonight


    -- spoiler --

    #141788 Angel Spy | 6 yıl önce
    0şarkı 
  3. ingilizcede
    #78400 the fool | 7 yıl önce
    0renk