Türk edebiyatının en büyük hiciv ustalarından birisidir. (bana göre en büyük hiciv şairidir.)
çeşitli kademelerde devlet görevliliği yapmış; tanık olduğu yolsuzlukların üzerine çekinmeden gitmiştir ve bunları hicivleri ile dile getirmiştir.
hicviyelerini daha çok gazel, kaside, muhammes ve özellikle kıtalar biçiminde yazmıştır.
hiciv konusunda en çok adı geçen kişilerden olan neyzen tevfik kendisine üstad demiş ve bir dönem peşinden gitmiştir. o dönemlerde kendisini ve neyzen tevfik'i tanıyanlar, mizaçlarının birbirlerine çok benzemesinden dolayı şair eşref'in, tam da kendisi gibi bir öğrenci bulduğunu söylemişlerdir.
şiirlerini genellikle herhangi bir isim kullanmadan yazar. bu durum kendisine sorulduğunda "benim hicivlerim numarasız gözlük gibidir, kim üzerine alırsa geçerlidir." cevabını verir.
"bir soğan soyuluyor, yaşarıyor gözler
bir devlet soyuluyor, aldırmıyor öküzler"
--- şair eşref
asıl adı mehmet eşref olan gelenbe doğumlu şair ve hiciv üstadıdır. doğum yılı hakkında bir çok rivayet vardır ancak araştırmacılara göre 1853 yılında doğduğu söylenir. babası da kendisi gibi bir nüktedan olan hafız mustafa efendidir. büyük dedesi ise alim ve matematikçi gelenbevi ismail efendidir.
hciv yüzünden bir çok kereler suçlanmış ve bu suçlamalardan birinden hapis cezası bile almıştır. sonraları caddelere, sokaklara ve okullara adı verilerek bir nevi iade-i itibar görmüştür.
1847 yılında Kırkağaç'ta doğup, 22 Mayıs 1912 tarihinde yine Kırkağaç'ta vefat eden Osmanlı devlet adamı, şair. Osmanlı imparatorluğu zamanında Mal müdürlüğü, kaymakanlık gibi devlet görevlerini yerine getirirken karşılaştığı yolsuzluk, rüşvet gibi olayları hicvetmesi nedeniyle devlet içinde pek çok düşman edinmiştir. Sürgüne gönderilmiş, belli bir süre hapis yatmıştır. Özellikle İzmir valisi Kamil paşa ile Kamil paşa'nın yolsuzlukları ve rüşvetçileri koruması sebebiyle arası çok açılmıştır. Eşref Kamil paşa'ya sürekli eşek yakıştırması yapmaktadır. Örneğin bugün Şair Eşref Bulvarı olan İzmir'in Alsancak ve Basmane arasındaki yolunda Eşref eşeğüi ile gitmekteyken karşıdan gelen valinin arabasını (at arabası) görür. Yoldaki bir çukur nedeniyle yol daraldığı için eşref eşeği ile kenarda durarak valinin arabasının geçmesi için bekler. Bu sırada vali Eşref'e kinayeli bir şekilde "dikkat et eşref, çukura düşme" der. Eşref yanıtlar; "merak buyurmayın paşam, eşek kamildir" Yine bir gün vali kamil mısır'a doğru yola çıkarken uğurlamaya gelen protokol arasında eşrefte vardır. Vali eşref'e laf olsun diye "Mısır'dan istediğin bir şey var mı? gelirken getireyim" diye sorar. Eşref de "benim eşek biraz yaşlandı, mısır'ın eşekleri meşhurdur, bana gelirken genç erkek bir eşek getirirseniz pek makbule geçer" der. Vali ziyaretten döndüğünde yine protokolde eşref vardır. Eşref'i görünce "yahu eşref, senin eşeği unuttum kusura bakma" der. Eşref cevabı yapıştırır; "aman paşam ne demek, siz geldiniz ya o yeter"
Şiirlerinde padişahı eleştirmekten geri kalmamış, küfürlü dil kullanmaktan çekinmemiştir.
"devri istibdatta söz söylemek memnu idi söyler isen ağlatırlardı ananı şimdi devri hürriyetteyiz önce söyletirler, sonra sikerler ananı"
Bir ara fahişelerden vergi alınması gündeme gelince eşref şu dörtlüğü yazmıştır:
"Vergi miktarını ol mertebe artırmalı ki Sahib-î sevet olanlar da züğürt kalmalıdır Yalniz fahişeler vergisi haksızlık olur, Evlilerden de sikiştikçe rüsum almalıdır..
Ölmeden önce vasiyet olarak aşağıdaki dörtlüğün mezar taşına yazılmasını istemiştir.
kabrimi kimse ziyaret etmesin allah için, gelmesin reddeylerim billahi öz kardaşımı. gözlerim ebna-yi ademden ol rütbe yıldı kim, istemem tek fatiha, tek çalmasınlar taşımı
Bu dörtlüğün yazıldığı mezar taşı ise Eşref'in ölümünden sonra çalınmıştır.
Cumhuriyet dönemi ile birlikte değeri bilinen şairimizin adı günümüzde pek çok okul, meydan, yola verilmiştir. Benim mezun olduğum İzmir'deki Şair Eşref ilkokulu da bunlardan birisidir. Yine de siz onun şiirlerini ilkokuldaki çocuklara pek okutmayın ama lisedeki tüm gençlerin okuması gerekir. Okuması gerekir ki değişmesi gerektiği halde yüzyıldan uzun süredir değişmemiş olan ve toplumu kemiren bir çok şeyin farkına varılıp değiştirilmesi için çaba harcanmalıdır.