1. tarafından 2011 yılında yazılan bilim kurgu romanı. ancak daha çok 2018 yılı yapımı bir filmi olarak anılacak diye düşünüyorum ben.

    kitap ismiyle türkçe olarak da yayınlandı ama pek ilgi görmedi gibi. film ise, öyle olmayacak bana sorarsanız. arkasında spielberg varken, aksi pek olası değil bence.

    www.youtube.com/...
    #66068 larden loughness | 7 yıl önce
    1film, roman 
  2. Ernest Cline'ın ilk önce bu romanı çıktığında, bitirdikten sonra senaryo gibi lan demiştim. şimdi bu filmin çıkması vizontele gibi oldu. (). , , vs. hepsi bir arada. spoiler vermek istemiyorum, izleyin keyif alacaksınız. bu tarz akım yaratıcı filmlerin tabi ki yönetmeni

    #93368 mangetsu | 7 yıl önce (  7 yıl önce)
    0film, roman 
  3. çok keyif alarak izledim. kitabı okumamıştım.

    adlı sanal gerçeklik evreninin yaratıcısı öldükten sonra bir video yayınlanır. bu videoda oasis'in yaratıcısı, bu sanal dünya içinde bir yere yerleştirdiği paskalya yumurtasını bulanın oasis'in sahibi olacağını söyler. veee .

    başka ellerde çok sıradan bir iş olabilecekken steven spielberg'in eli değince klişe tabirle tam bir görsel şölen olmuş.
    #94503 morgase | 7 yıl önce
    0film 
  4. 2,5 saatlik pornosu!
    evet, bu filmin tek cümlelik özeti budur.

    filmin içerisinde 300'den fazla atıf bulunduğu söyleniyor, listesine bakmadım; ancak filmin her karesinde bildiğim, tanıdığım onlarca yüz, onlarca mekanik vardı, bu yüzden büyük bir keyifle izledim.

    atıfları bir kenara bırakırsak, filmin açılık sekansında yer alan betimlemesi ve (bkz: ) vs gerçek dünya çakışması çok güzel anlatılmış. sanal dünya içerisinde vakit geçirirken insanların gerçek dünyayı unutması ve sorumluluklarını görmezden gelmesi; sala dünyadaki başarıların ve kazanımların gerçek dünyayı çok büyük ölçüde etkilemesi önemli detaylar. bu tarz durumlar (ufak örnekleri günümüzde yaşanıyor olsa da) toplumu bakımından olası tehlikeler.

    ayrıca sanal dünyada korunması gereken kimlik problemi ve avatarlar ile gerçek insanların farklı olabileceğinin vurgulanması önemli detaylar; zira güvenlik bakımından bu gün bile büyük bir problem teşkil etmekte avatar/gerçek kişi farklı.

    1995 öncesi doğan ve gamer olarak büyüyen nesil için güzel nostaljik anlar barındırmakta.

    bir de şu durum var; 'in yaratıcısının ölümü ve sonrasında bıraktığı miras ile tüm oyuncuları bu mirası bulmaya yönlendirmesi (izleyenler bilir) animesinin başlangıcına benziyor. 'de de en büyük korsan ölürken hazinesinin ulaşılması imkansız gibi görülen adada bıraktığını ve oraya ilk ulaşanın hazineye sahip olacağını söyleyerek korsanlar çağını başlatan ateşi yakıyordu. 'in yaratıcısı da ölürken ortaya çıkarttığı yarışma ile benzer bir duruma öncülük ediyor.

    velhasıl, güzel film.
    kitabını da okumak gerekli :)
    #97352 the ancient one | 7 yıl önce
    0film 
  5. ancak bugün izleme fırsatı buldum. izleyince başlığını ilk açan olduğum için kendimle gurur duydum. son yıllarda izlediğim belki de en iyi film. ya da veteran bir gamer olduğum için öyle hissettim. yine de, izlenmeli, izletilmeli.
    #97837 larden loughness | 7 yıl önce
    0film 
  6. 'ün 'ın aynı adlı roman ından uyarladığı 2018 yapımı hollywood filmi.

    bu yılın mart sonunda vizyona girdiğinde heyecanlanmıştım. süper kahraman filmlerinin bol olduğu bir yıl olduğu için aklımdan çıkmış. yeni izleyebildim ve büyük hayal kırıklığı yaşadığımı söyleyebilirim. aslında spielberg hayranları hariç, pek de beğenilmemiş. ayrıca romanı okuduktan sonra filmi izlemiş olanlar da, filmin romana göre oldukça farklı olduğundan, spielberg'ün kendi egosunu tatmin etme amacından başka kendilerini heyecanlandıran pek fazla ayrıntı olmadığından şikayet etmişler. ne yazık ki, ben de o kitledenim.

    dün gece izledim ve aklımda kalanları şöyle derleyebilirim:

    - film tam bir tür filmi olmuş. söz konusu fps (first person shooting) oyunlarını seven bilim kurgu hayranları için yapılmış. az biraz fantastik kurgu da mevcut ama o kadar. diğer bütün türlere ait filmlerden hoşlananlar için film gayet kötü çünkü 'in 'ı berbat ettiği o korkunç hızlı animasyon tekniği bu filmde de spielberg tarafından kullanılmış. hiçbir dövüş sahnesinde ne olduğunu filmi durdurmadan izlediğimde anlamadım ve tabii ki bay'e tekrar ve tekrar küfrettim.

    - filmin, spielberg'ün ego mastürbasyonu olduğu aşikar çünkü 'den, 'tan, 'tan, 'den, 'ten, 'den gırla atıf var. spielberg kendi kendine saygı duruşunda bulunmuş. ayrıca modern dönemin en iyi bilim kurgu (ve fantastik kurgu) filmlerinden de -bahsetmemiş- aşırma yapmış (, , , , gibi). bu atıfların rahatsız edici boyutta olmasının nedeni, filmin hemen hemen tamamının gülümseten ayrıntılarının ready player one'ın kurgusuyla ilgili değil, bu atıflarla ilgili olması. filmi sanki henüz kariyerinin başındaki toy bir yönetmenin dikkat çekmek için yaptığını gösteriyor. ama durum böyle değil tabii ki. spielberg'ten daha fazla yaratıcılık ve eskiye özlemi küçük ve ayrıntının içine gizlemesini beklerdim ben.

    - studios'un ortaklarından biri spielberg. yani, dreamworks'ün yapımcısı olduğu birçok filmin hiç de azımsanmayacak boyutlardaki telif hakları bu şirkette. filmde -benim görebildiğim kadarıyla- yaratıcısı ne dreamworks ne de spielberg olan en az 100'e yakın eşsiz karakter mevcut. bu karakterleri filmin içinde kullanabilmek için alınması gereken izinlerin (ya da genel adıyla telif haklarının) filmin bütçesi olan yaklaşık 200 milyon dolarla gerçekleşmiş olması bana mantıklı da, mümkün de gelmiyor. bu bütçe, anca filmin bilgisayar destekli efektleri için harcanmış olabilir. söz konusu izinlerin tamamının alındığını düşünmüyorum. spielberg'ün, romanın haklarına ortak olduğu ile ilgili bir şeyler okuduğumu hatırlıyorum. roman için cline gerekli izinleri aldıysa, spielberg de bundan yararlanmış, filmde istediği gibi at koşturup popüler kültürün bütün kaynaklarını filmin içine yedirmiş olabilir. beni filmle ilgili en çok rahatsız eden nokta bu oldu. 1987'de sinemada gösterilen robocop'un telif hakları aradan geçen yaklaşık 30 yılda buhar olup uçmuş olamaz. yukarıda "aşırma" derken, bundan da bahsediyordum aslında.

    - filmin duygusal kısımları izlediğim en kötü romantik komedi filmleri sınırlarında: anında müzik giriyor, başroldekilerden biri afili bir cümle söylüyor, diğerine dönüyor, bir süre birbirlerine baktıktan sonra kamera için en iyi açının olduğu yerlere geçmelerini izliyoruz ve ardından öpüşüyorlar. yapaylıktan kırılan bu sahneyi izlemek, romantik komedilere ateş püsküren sinema izleyicileri için büyük acı vermiş olmalı. hollywood ise, hemen hemen her filminin içine böyle berbat klişelerle dolu, doğal olmadığı girişinden belli olan sahneleri yerleştirmekten geri durmuyor. "kamera açısı için en iyi geçmeden öpüşemeyen çift" diye bir olgunun halen ayakta olma nedeni olan hollywood'a isyan etmemek elimde değil.

    - 1 buçuk saati biraz geçtikten sonra bitirilebilecek bir senaryonun 2 buçuk saate uzatılması (extended cut hali 3 saate yakın), filmde geçen gırla aksiyonun ortasında izleyeni yapayalnız bırakıyor.

    - "bu görevi yaptıktan sonra dğerine geçelim" mantığına sahip oyunlardan veya bu konuyu merkezine almış romanlardan uyarlanan filmlerin izleyiciye "adım adım ilerleyen kurgu"yu bu denli açık açık anlatması, filmin çocuk filmine dönüşmesine neden olabiliyor. serisi, her ne kadar zaten belli yaş aralığındaki kitleyi hedef olarak belirlemiş olsa da, romanlarındaki yapıyı değil, bu quest mantığını filmlere aktardığı için yetişkinlere hitap edemedi. ready player one'ın yanlışının da bu olduğunu düşünüyorum. hiçbir bok anlaşılmayan aksiyon sahnelerini bir kenara ayırırsam, filmin bir yerinde geçen "burada cinsellik ve şiddet barınamaz" mottosu, zaten filmin yaş kitlesini özetlemiş durumda. bir yetişkinin, "görev geçmeli çocuk filmi" olarak özetlersem oldukça aşağılamış olacağım bu "kitlesi belli, anlatacakları sınırlı lay lay lom filmi"ni, içinde geçen, gereksiz yere şişirilmiş kurguda da erimeyen bunca ayrıntıyı mantıklı bir düzleme oturtmasının mümkün olmadığı kanaatindeyim.

    spielberg'ün 2 yıl sonra vizyonda olması beklenen yeni filmine konsantre olması gerekiyor bence. her ne kadar romandan uyarlama olsa da, hemen hemen bütün başarılı bilim kurgu temalarından yapılmış yüzlerce aşırmayla üretilmiş bir kurguya sahip filmleri ya ayrıntılara hiç dikkat etmeyip "oturayım da, kafamı dağıtacak bir film izleyeyim" kitlesini ya da "anneea, bu filmi seyredebiyiy miyim?" çocuklarını mutlu edecektir. geri kalan kitlenin ateşli eleştirileri ise, yıllardır olduğu gibi, hollywood tarafından önemsenmeyecektir.

    -- spoiler --


    film henüz vizyona girmemişken bu nu paylaşmış sosyal medya hesaplarında. ben olsam "spielberg'e nasıl dava açabiliriz?"i düşünürdüm. eğer mcfarlane 'ın filmde kullanılmasına kendisi izin verdiyse, o zaman, en azından bir hayranını kırmış oldu. umarım bu duruma kırılan tek spawn hayranı ben değilimdir. Aynı sahnede arkada, havaya kaldırdığı elindeki kılıcıyla görünen de . bravo spielberg, çok duygulandık, evet!


    -- spoiler --


    edit: bazı yerlere eklemeler ve değiştirmeler yaptım. imlâ hatalarını da düzelttim.
    #113290 lake of the hell | 7 yıl önce (  7 yıl önce)
    0film