-
öyle güzel bir film ki bu, benim kelimelerim yetersiz kalıyor anlatmak için. bu filmi düşününce içim içime sığmıyor, çok şeyler söylemek istiyorum ama işte anlatılmaz yaşanır cinsten. yine de 2 satır yazmazsam olmaz bu film hakkında.
hem epik hem de lirik bir destan bu.
bu nasıl bir hayagücüdür? filmden aklımda kalanlar: içtenlik, hüzün, fedakarlık, sevgi, gerçek sevgi, çaresizlik, umut, her şeye rağmen umut, dostluk, doğallık, masumiyet, ama en çok masumiyet! çok sevdim bu filmi ben, unutulmazlarım arasındadıdr.
fantastik ögeler nasıl güzel kullanılmış anlatamam...
görsellik harika... o kostümler, mekanlar, makyajlar...
oyunculuklar müthiş... alexdria adlı küçük kızın o masum ve şirin halleri, lee pace'in hayallerdeki karizmatik halleri ve gerçek hayattaki o hüzünlü duruşu...
müzikler muhteşem... ne zaman beethoven'ın symphony no. 7 in a-major'ünü duysam direkt bu film gelir aklıma. o kadar özdeşleşti ki bende bu senfoniyle film, bir düşüş senfonisi diyorum ben buna.
filme harcanan emekler de göz ardı edilemez. 4 yılda ve 23 ülkede çekilmiş. tarsem singh sen nasıl bir yönetmenmişsin?
şiir gibi bir masal.
her şeyiyle bir sanat eseri.
gugli gugli gugli! -
öyle bir film ki, sesini kapatıp sadece görüntüleri izleseniz, veya görüntüyü kapatıp sadece sesleri dinleseniz dahi sinema tarihinden geçen filmlerin yarısını gerisinde bırakır.
ve elbette filmi olduğu gibi izlerseniz, 117 dakika boyunca içine düştüğünüz, dibine ulaşmayı hiç istemediğiniz masallarda kaybolma lütfuna erersiniz.
başkalarının senaristliğini yaptığı ve rol almak zorunda olduğumuz masallardan, yani gerçek hayatımızdan farklı olarak tarsem singh önderliğinde bambaşka dünyalarla, bambaşka insanlarla, bambaşka duygularla tanışırsınız.
tüm olan bitenlere görüntü yönetmeni colin watkinson'un gözleriyle bakma şansına sahip olduğumuz the fall, senelerce unutulmayacak kareler bırakıyor hafızanızın köşelerinde. hayal gücünüzün köşelerinde. şanslıysanız hayatınızın köşelerinde. -
neden öyle yaptı ki? kücük alexandria ağladıkça ağlamam tuttu benimde. kötü destanlardan nefret ettim hep.
görsel şöleni bol, sevimli bir kızın oynadığı, hikaye tadında güzel bir film.
-- spoiler -- -
Görsel olarak hayranlık uyandıran tarsem singh filmi.
dünyanın dört bir yanından gerçek mekanlar seçilince çekimler dört yıl sürmüş. Müthiş.
(bkz: lee pace) (bkz: catinca untaru)
-- spoiler --
dublör roy sakatlanmış ve karamsarlığın pençesine düşmüşken hastanede dünya tatlısı alexandria'yla karşılaşır; dikkatini çekmek için beş farklı karakterin biraraya geldiği bir hikaye anlatmaya başlar. alexandria ise gerçek hayatta karşılaştığı kişileri roy'un karakterleriyle eşleştirerek hayal eder, biz de alexandria'nın çocuk gözüyle roy'un hikayesini izlemeye başlarız. ancak roy'un dünyaya olan tutkusu azaldıkça hikayemiz de karanlığa doğru yol alır.
-- spoiler -- -
25 mart'a kadar ücretsiz dağıtılan video oyunu.
www.epicgames.com/...