düzeltme: @unidentified suser'ın yaptığı bir düzeltmeyi en başa koymak istiyorum. nfl, nba'den daha büyük bir ekonomiye sahipmiş.
tek bir lig olarak bakıldığı zaman dünyanın en büyük ekonomisine sahip spor organizasyonu. şu anda bu lige biçilen tahmini değer 40 milyar dolar civarında. en yakın zamandaki örnekten gidecek olursak utah jazz 1.6 milyar dolar gibi bir fiyata satıldı. şu anda ise pandemi nedeniyle para basan kurumları geçtik ciddi zarar eden, sahiplerine ızdırap çektiren bir hale dönüşmüş durumda.
öncelikle şunu anlatmak lazım: nba bir şirket! nba'de bir şirket, kulüpler de bir şirket. avrupa'da veya bizde olduğu gibi, kulüpler vakıf gibi yönetilmiyorlar. dolayısıyla kendilerini bağlayan en önemli şey para. gerçi vakıf ya da dernek gibi yönetilen kulüpler dahi artık paranın derdinde. ancak özellikle amerika'daki profesyonel spor algısı hepsinden öte. oyuncusundan kulübüne, herkes bu işi öncelikle para için yapıyor. zaman zaman feragat etmiş gibi görünseler dahi arkasında yatan sebep yine paraya varıyor.
bugün salary cap baya arttığı için örneklendirmek zor ama en bilinen örnek miami heat'in lebron'lu zamanıydı. lebron-wade-bosh üçlüsü beraber oynayabilmek için maaşlarından feragat etmişlerdi. özellikle lebron'un feragati söz konusuydu. nba'de her kulübün verebildiği maaş eşit, bundan dolayı şehirler arasında pek fark yok gibi görünüyor. oysa bu iş sponsorluk bağlamında çok farklı. o dönem bir önceki kulübü olan cleavland, amerikan ekonomisinin en dar olduğu yerlerden birisi. oysa miami'ye geçtiğinde sponsorluk ücretlerinin en az iki katına çıktığı söyleniyor. bu iki katına çıkma sadece lebron'a özel değil. her yıldız oyuncunun büyük ekonomiye sahip miami, lakers, new york gibi yerlerde saha dışından çok daha ciddi kazançlar elde ettiği biliniyor.
herkesin paragöz olduğunu anladıktan sonra organizasyona geri dönelim. nba'de paranın dağıtılışı baya karmaşık aslında ancak havuz gelirleri %50 kulüplere, %50 ise oyunculara aktarılıyor. bu organizasyon şemasında söz hakkı olanlar bir de oyuncular. oyuncu sendikası bu kararlar alınırken söz hakkını elinde bulunduruyor. kulüpler ise forma satışı, sponsorluklar ve salon gelirleri gibi şeylerle kendilerine ekstra gelir katıyorlar. ekstra derken, maç başına salon gelirinin ortalama 1 milyon doları geçtiği bir organizasyondan bahsediyoruz. pandemiden öncesine kadar sezon içinde 41 maçları kendi sahalarında yapıyorlardı. bazı takımlar ise playofflarda 4-5 milyon dolarlara varan salon geliri elde ediyorlardı. sadece buradaki kayıp bile bir takım için 100 milyon dolara yakın.
aynı zamanda seyircisiz maçlar, sürekli hastalık veya protokol amaçlı oyuncuların oynamasına vermeyen nba sebebiyle nispeten kalitesizlik gibi durumlar reytingleri de etkiledi. haliyle havuz gelirlerinde de ciddi azalma var. burada kulüpler adına teselli olan şey, oyunculara ödenen maaşların aslında sabit olmaması. her ne kadar biz bu kontratları net rakamlar olarak bilsek de oyuncular temelde kar oranı üzerinden ve maç başı anlaşma yapıyorlar. bu sene 82 maçtan 72 maça düşen sezon içi fikstürle beraber oyuncular da belli bir gelir kaybı yaşadı dolayısı ile. şu anda ise ertelenen maçlar ve oynanacak mı bilinmiyor. nba'de sıralama, kazanılan maç sayısı ile değil maç kazanma oranıyla olduğu için ise bu maçlarının oynanmama ihtimali de söz konusu.
şu anda ise çok corona önlemleri adına çok katı önlemlerin dezavantajları yaşanmaya başladı. o kadar katı kurallar olunca bir çok oyuncu maça çıkamaz durumda ve bir çok maçın ertelenmesi söz konusu. lige ara verilecek mi tartışmaları yapılıyor ancak bu kadar gelir kaybı yaşamışken, geçen sene gibi bir ara vermeyi daha kaldıramayacakları açık. ancak burada devreye başka bir aktör yardımcı olarak sahneye çıkıyor: 2 yeni takım.
normalde nba takımlarının getirisinden dolayı, bir çok kez takım sayısının artması isteniyordu ancak yöntetim başta olmak üzere bu istenmiyordu. şu anda ise adam silver denize düşen yılana sarılır misali seneye 2 takım eklenecek tarzı açıklamar yaptı. neden dersek, yine para! takım başına 2.5 milyar dolar nba'e sermaye aktarımı yapmaları öngörülüyormuş. bu bir sermaye artırımı, doğal olarak gelir diye yansımıyor. yani oyuncular bu 5 milyar dolardan pay alamayacaklar. üstüne üstlük, gelirleri takımlarla yarı yarı paylaşan oyunculara 32 kişi daha eklenince, para daha çok bölünecek ve hazırdaki oyuncular daha az kazanacak. şu anda oyuncu sendikası ise yeni takım gelmesini istemiyor.
nba takım sahipleri ise bu olaya çok sıcak bakıyor çünkü takım başı 300 milyon dolardan fazla nakit para dağıtılacak. ayrıca ilerleyen süreçte bu katılacak eyaletlerle beraber lige yeni bir renk gelmesi ve daha fazla nüfusun ilgi göstermesiyle havuz gelirleri de artacak. özellikle seattle ve las vegas gibi amerika'nın en zengin şehirlerinin bu işe dahil olması bekleniyor. ayrıca belirtmek isterim ki seattle supersonics'in zamanında oklahama city thunder olup kapanması yüreğimizi dağlamıştı.
bir kaç gün içerisinde ligin bu sezon fikstürü adına net bir karar açıklanacaktır. eğer bu karar ara verme yönünde olursa, muhtemeldir ki oyuncu sendikasının sözünü dinlemeden 2 yeni takımı kesinleştirmiş ve onun gelirlerine güveniyorlar demektir. gerçi bu kesin olsa dahi bir erteleme kararı beklemiyorum çünkü para kazanma imkanı varken bir şeyleri ertelemezler. zaten aşılama süreci de yakınken organizasyona tekrar şekil vermeye kalkmayacaklardır. muhtemelen saçma olan bazı kuralları esnetirler. mesela kevin durant yazın coronaya yakalanmış ve iyileşmişti. o zamandan bugüne kadar rutin protokol testlerinde sürekli antikor ürettiği halde, pozitif olan birisiyle temaslı olduğu ortaya çıkınca 1 hafta ceza verdi. tamam, önlem alma demiyoruz ancak hasta olmayacağı belli olan bir adama ceza da verme. ya da para cezayı para olarak ver oynamasına mani olma. euroleague denedi bunu sezon başında ama olmadı. kulüpte çalışanlar, salonda çalışanlar, oyuncular, antrenörler, yöneticiler bir de yapılan onlarca yolculuk arasında ne yapsınlar yani? kaldı ki 140 sayfalık manifestoyu binlerce insan bir anda öğrenip nasıl makine gibi tıkır tıkır uygulasın? zaten bir önceki sezon geç bitti, doğru düzgün ara olmadı, formsuzluklar falan derken tatsız başlayan sezon daha da tatsız gidiyor. 2021 de uğursuz uğursuz girdi ya hayırlısı bakalım.
2017-2018 sezonu ilk 10 maclar neredeyse tum takimlar icin tamamlandi. Gectigimiz yaz bas donduren transfer sezonunda yasanan takaslarin nasil sonuc verecegi herkesin merak ettigi birseydi. Son yillarda ligde golden state ve cavaliers agirligi hissediliyordu bu sene icin neler olacagini simdiden soylemek tabi ki cok zor ama oyle gorunuyor ki bu sene dengeler degismis.
Golden state; bildigimiz gibi. Gecen sene kd yi almislardi, bu sene onu da yapmadilar, neredeyse pas gectiler trasnfer sezonunu. Yine ayni gecen sene oldugu gibi baslangic cok parlak olmadi ama bence bu senenin yine favorisi onlar.
Houston rockets; chris paul tranferi takima olumlu bi hava katmis gecen seneden bi tik daha iyi gibiler. Takim daha direncli sadece harden sirtindan yurumuyor isler
Timberwolves; bence senin iki suprizinden birisi, sadece buttler mi bu kadar degistirdi yoksa yonetimsel baska iyilestirmelermi oldu bilmiyorum ama towns, jeff teague ustune guard olarak butler’i da koyunca isler iyi gidiyor simdilik. 82 maclik maratonda sona kadar boyle devam edermi bekleyip gorucez
Oklahoma; senenin hayal kirikligi. Gecen sene tartismali mvp si westbrook ustune, paul george ve carmelo transferleri takima katki yapacagina dengeleri bozmus. Gerci paul george icin bu sene oklahomayi gecis icin kullaniyor esas hedef seneye lakes’a gitmek deselerde sonucta koca sezon boyle nasil bitecek merak konusu.
Boston celtics; senenin en karlisi. Tartismali thomas-irving takasi olumlu sonuc vermis. Ustune al horford ve jason tatum u koyunca takim iyi is cikartiyor. Golden state’e rakip olabilecekler mi onu da bekleyip gorecegiz
Detroit pistons; gecen seneden bu zamana ne degisti cok takip edemedim ama bu senenin bence ikinci suprizi. Transfer sezonunu pek hareketli gecirmediler, takimda yildiz oyuncu yok ama sonucta diri bir takim olmus, kosuyor, basiyor, iyi defans yapiyor. Uzun sure basa guresebileceklerini dusunmuyorum ama gorecegiz.
Cleveland; ne oluyor cozemedim. Irving gidince i thomas i aldilar, d rose geldi, wade geldi bi aralarin istanbulsporuna dondu takim. Lebron ara ara patlamalar yasayip takimi sirtlasada bu sene isler iyi gitmiyor. i thomas henuz oynayamadi, oynayinca takima katkisi ne olacak gorecegiz
Bunun haricinde bati yakasinda degisen birsey yok, grizzlies iyi durumda, spurs bi tik kotu gibi gorunse de onlarin ölüsü bile yetiyor, portland kaldigi yerden devam, clippers chris paul u cok ariyor gibi durmuyor, doguda ise washington john wall ile parlamaya devam, toronta ayni...
Iki sezondur caylaklari toplayan sixers bi miktar hareketlenmis keza knicks de oyle en azinda kazanabiliyorlar bu sene. Bulls ve hawks’da da isler bu sene cok iyi degil gecen seneye gore.
Cok keyifli baslamadi bu sezon, beklentilerin biraz gerisinde kaldi umarim sezon ilerledikce rekabet ve seyir zevki artar.
geldiği durum can sıkıcı bence. post up oyunları azalmış, orta mesafe şutlar azalmakla kalmamış sokan oyuncu sayısı da azalmış, oyuncuların muhtemelen antrenman teknikleri geliştikçe atletik özellikleri artmış ama sertlik azalmış, salak salak mimiklerin sayısı artmış...
oyun hızlanmış ve dış şut öncelikli hale gelmiş ki bunu anlayabiliyorum ama çok sıkıcı sahneler ortaya çıkmış maçlarda. atıyorum arka arkaya 6 hücum takımlar üçlük deniyor ve hepsinde de isabetsiz şutlar yüzünden geri dönüyorlar, oyunda adam akıllı 5 numara olmayınca rebound da alınamıyor, sonra hasbelkader yedinci hücumda orta mesafe isabet sağlanıyor ve sonrasında gene üçlük denenmeye devam ediyor. yani rekabetçi maçlar saçma sapan bir hale gelmiş oyun hızlandırılmaya çalışılırken.
genel kanı doksanlar ve erken milenyum dönemi basketbolunun çağın hızlı oyununa ayak uyduramayacağı yönünde. lakin ben buna pek katılamıyorum. bir çok maçı izlerken günümüzde oynasa değil ilk 5 çıkmak bir çok takımın kadrosuna giremeyeceği söylenen ne bileyim ben wallace gibi adamların falan bir çok oyuncunun bacağını eline vereceğini düşünüyorum.